English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ M ] / Makine

Makine traduction Portugais

4,429 traduction parallèle
Kuzey Işıkları olmasa bile, makine ulusal güvenliği sağlamanın bir yolunu bulacaktır.
Mesmo sem a Northern Lights, a Máquina encontra um maneira de manter a segurança nacional.
Makine bir kalkan, hayatları korur.
A Máquina é um escudo. Ela protege vidas.
Belki de makine bizi korumaya çalışıyordur.
Talvez a Máquina tente proteger-nos. Não.
Peki ne kurban ne de fail değilse, makine neden onun numarasını verdi?
Se ele não é vítima ou criminoso, porque a Máquina deu o seu número?
Sanırım makine McCourt'u öldürmemizi istiyor.
Acho que a Máquina quer que matemos o McCourt.
Makine hayat kurtarmak için tasarlandı, can almak için değil.
A Máquina foi criada para salvar, não matar.
Makine herhangi birini öldürmemizi söyleyebilir mi?
Mas pode? A Máquina podia dizer para matarmos alguém?
Bay Reese, amacım hiçbir zaman makine yüzünden insanların öldürülmesi olmadı.
Sr. Reese, não era minha intenção matar pessoas por causa da Máquina.
Makine Hükümet'e bir teröristin numarasını verdiğinde ne oldu sanıyorsun?
O que acha que vai acontecer quando ela der ao Governo o número de um terrorista?
Mesajları okuyamıyorum ama makine nereden geldiklerini buldu.
Não consigo ler as mensagens, mas a Máquina descobriu de onde vieram.
Makine Grace'in binasının girişine bakan kameranın kapandığını söylüyor.
A Máquina diz que a câmara de segurança que dá para a entrada do prédio da Grace, foi desligada.
Makine onun için endişeleniyor. Ben de.
Estás preocupada com ele.
Ama makine seni koruyacak, değil mi?
Mas a Máquina protege-te, não é?
Bir makine mi?
É uma máquina?
Yıllar boyunca değişik kod adlarıyla anıldı ancak ben ona hep "makine" dedim.
Embora eu sempre a chamei apenas, Máquina.
- Hayır, Finch. - 2009'da Hükümet'e teslim edene kadar makine 54 terör saldırısının önüne geçilmesine yardım etmişti.
Não, Finch. Até o dia em que a entregámos para o governo em 2009, a Máquina tinha sido capaz de parar 54 ataques terroristas.
Makine ve ben dünyayı kurtaramadık.
A Máquina e eu não podíamos salvar o mundo.
Makine yollarımızı ayırmadan önce sana bir şey söylememi istedi.
A Máquina pediu-me para lhe dizer uma coisa, antes de partirmos. ALVOS IDENTIFICADOS ELIMINAR
O bir makine ve onu biz yaptık.
Ela é uma máquina e nós a criamos.
Affedersin Doktor, bir makine için adamlarımı ve köpeklerimi riske atamam.
Lamento, doutor, mas não vou arriscar os meus homens e cães por uma máquina.
Makine mühendisliği dersime tam başladım, bütün binanın elektriği gitti.
Apenas comecei a minha palestra sobre engenharia mecânica, e todo o edifício ficou às escuras.
Kalıp onları kapalı tutmazsam bu makine kalkanlarını yeniler.
Os escudos serão reerguidos, a menos que eu fique para os manter em baixo.
Bu akşam makine biraz yavaş.
- O filho dele apareceu lá... - O terminal está lento esta noite.
Kurucu, babanın güçlerini arttıracak bir makine icat etti.
O Fundador inventou uma espécie de máquina para ampliar os poderes do teu pai.
- Ne içindi o makine? - Bilmiyorum.
- Uma máquina para o quê?
Makine.
- A máquina.
- Bunun makine ile ne alâkası var?
O que tem isso a ver com a máquina?
Makine sadece bizim türümüzün yaşayabileceği dünyaya bir kapı açıyor.
A máquina abre um portal para um mundo no qual só a nossa espécie pode viver.
- Neden? Çünkü makine bir silah.
- Porque é uma arma.
Stephen, makine vücudundan inanılmaz derecede fazla güç çekiyor.
Stephen, a máquina provoca um stress físico incrível.
O öyle sıradan bir makine değil.
Não é apenas uma máquina.
- Beni o Makine'ye girmeye zorlarsa herkes tehlikeye düşer.
- E então, vais fugir? - Se ele me forçar a entrar na máquina, aquelas pessoas ali dentro estão todas em perigo.
Kurucu, Makine'yi dünyadaki her erkek... -... kadın ve çocuğu öldürmek için kullanmak istiyor.
Mas o Fundador quer usar a máquina para matar todos os homens, mulheres e crianças no planeta.
Belki... Makine'yi durdur sandı.
Ele... pensava que talvez parasse a máquina.
Kurucu'yu öldürmek Makine'yi durdurmayacak.
Matar o Fundador não parará a máquina.
Makine nükleer reaktöre benzer bir şey. Sadece yakıtı Roger'ın paranormal enerjisi.
A máquina é parecida com um reactor nuclear, só que é alimentada por energia paranormal.
Makine infilak ederse etkileyeceği alan hakkında bilgi var mı?
A do Roger. Fazes ideia do raio de acção da máquina, quanto se tornar nuclear?
Eğer insan olsaydım, ki Tanrı'ya şükürler olsun ki değilim Makine'den elimden geldiği kadar uzağa giderdim.
Se fosse humano, coisa que graças a Deus não sou, afastar-me-ia o mais humanamente possível da máquina.
Jedikiah'ya göre Makine iki saat içinde infilak edecek.
De acordo com o Jedikiah, a máquina entra em acção daqui a duas horas.
Ama Makine'yi durdurmak için yardım edebilirim. - Nasıl?
Mas posso ajudar a parar a máquina.
Kurucu, tüm yarmalarını Makine'nin oraya koyacaktır.
O Fundador vai colocar todos os gorilas que tem na Máquina.
O arada biri Makine'nin bulunduğu odaya gizlice girer.
Enquanto alguém entra na sala da Máquina.
Babanın güçleri Makine demek!
Os poderes do teu pai são a máquina!
- Keşke Gizem Makine'miz olsaydı.
Só se tivéssemos a máquina mistério.
Fransız ordusundan getirilen bir makine ve onlarca ceset. Onlara yere bırakıp üstlerini toprakla kapatıyorlardı.
O exército francês mandou então uma escavadora, que os levava às dezenas, largava-os no chão e cobria-os de terra.
Arkadaşımız, oğlunu Makine'de beta testine soktu.
O nosso amigo testou o teu filho na máquina.
Ortağının Makine dediği şey mi?
A Máquina do teu sócio?
Bu Makine'yi ilk kullandığım zaman.
Foi a primeira vez que usei a máquina.
Az önce gördüğün şey, Makine'nin içinde ben varken tam güçte yapabileceğinin küçük bir örneği.
O que viste é uma fracção do que a máquina faria a todo o poder comigo dentro.
Roger, Makine'yi yeniden yaptığınızı ve onu içine sokmak istediğinizi biliyor.
O Roger sabe que reconstruiu a máquina e que o quer no interior dela.
Makine.
A máquina.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]