Mani traduction Portugais
819 traduction parallèle
Eğlenmene mani olmak istemiyorum ama bu işin sonu kötü olacak.
Não tento impedir que divirta-te mas isto resultará mau.
Mani olmazsan bil ki kokuşmuş döneğin tekisin.
Se o fizer, só direi que não é perseverante.
Seni dışarı atmasına mani olamadıysan bana sarılmasına nasıl mani olabilirdim?
Se não pôde evitar que tirassem-lhe... Nisso tem razão.
Hafta sonunuza mani olmak istemezdim.
Nada o vai incomodar este fim-de-semana.
Benim hafta sonuma kimse mani olamaz!
Nadame estraga o fim-de-semana.
Herkes işime mani oluyor.
Todos me interrompem.
Kendine mani olamazdı.
É mais forte do que ele.
Claude, mani olamadım. Daha neler olduğunu öğrenemeden önce verilmiş cezası.
Não pude evitá-lo, antes de eu saber o que se passava, já estava sentenciado.
Hep merak eder dururdum, burunlara ne oluyor diye. Mani olmuyorlar, değil mi?
Sempre tive curiosidade em saber para onde vão os narizes.
Ekselanslarını görmem gerekiyor ve bir ofis katibi bana mani olamayacak.
Eu tenho que ver Sua Excelência... e nenhum moço de recados me vai deter.
- Buna nasıl mani olabiliriz?
- Como nos podemos ajudar?
Ama görmek istediğinde de ben mani olacağım.
Haverá momentos em que sim, e eu estarei no meio.
Hepinizi temizlememe mani olacak birşey yok!
Nada me impede de acabar com vocês todos.
Beni de seninle işe götür baba. Sana mani olmam.
Leva-me para o trabalho, papá.
Sadece konuºmani istiyoruz. Ama iºler çigirindan çikiyor gibi.
So queríamos que falasses, mas as coisas descontrolaram-se.
- Ne önemi var ki? Dilediğim takdirde yüzümü tablonuzdan silmeme mani olacak bir gerekçeniz var mı?
Há alguma razão que impeça que remova a minha cara de sua pintura se desejar?
Çünkü, dans pistinde kendime mani olamamış ve demiştim ki :
Foi porque, na pista de dança incapaz de me controlar, eu disse-lhe :
Sana mani olacağımı mı sanıyorsun?
Achas que me vou meter contigo?
Veya belki de mani olmak, o kadar da kötü olmaz.
Talvez não seja má ideia.
Burada The Day isimli basın kuruluşunun satışına mani olacak bir şey görmedim.
Nele, nada proibe a cessão da empresa denominada "The Day".
Sana mani olmazdım seninle giderdim çünki sana mani olamazdım.
Não te impediria. Iria contigo porque não to poderia impedir.
Hayatım, şimdi de anlıyorum, ama seni sevmeme mani olmuyor bu.
Querida, já percebo, mas isso não me impede de te amar.
Ragusa'da, kiliseye girmesine mani olan o özel elbise.
Em Ragusa, com um vestido primoroso... negaram-lhe a entrada na igreja.
Ama Vic mani oluyor.
O Vic não me deixa.
Onun da yeni erkek arkadaşı vardı ve ben mani oluyordum.
Y tem um namorado E irritante.
Mani olamazsin.
Não podes impedi-lo.
Sizi bizzat karşılamaya gelmesine zor mani oldum.
Foi tudo o que pude fazer para impedir que ele mesmo os viesse receber.
Derin düşüncelerinize mani olmak istemem, ama sargınızı değiştirmeliyim.
Odeio interromper-lhe os pensamentos, mas gostava de mudar a sua ligadura.
Clipton, mani olmayayım.
Clipton... não quero interromper.
Burada bu kıymetli iki insanın evlenmesine mani olacak birşeyi bilen var mı?
Há alguém aqui que conheça alguma razão para que estas duas queridas pessoas não se devam casar?
Yapacağım en son şey de olsa, ona mani olacağım.
Eu ainda dou cabo dele, nem que seja a última coisa que eu faça!
Bu kadehten içmeme mani olun.
Que esta taça esvazie sem que ele a beba!
Hayır ben içmeyeyim. Size de mani olmayayım ama.
Mas podes beber, se quiseres.
İçmesine mani olun.
Faça ele parar de beber.
Güneşime mani oluyorsun!
Está bloqueando o sol.
Ama kendime mani oldum çünkü sizin :
Mas controlei-me. Achei que ia pensar :
Kendine mani olmuş, sen önce kendine mani ol! sonra madene! Ve kıza!
Não perca a sua ou o que fica dela!
Ve buradan uzaklara gitmeme mani ol. Neden, seni domuz kafalı köpek maymunu.
E fica com a mina, com ela e longe de mim!
Tutuklanmanız çalışmanıza mani değil.
- Não precisa trabalhar.
İşinize mani olmamak için.. sorgulamalar mesai saatleri dışında yapılacak.
Por exemplo, para não ter de se ausentar do escritório,... encaixamos os interrogatórios fora das horas de trabalho.
- Bana mani olmakla doğru yapmadın.
- Fizeste mal em impedir-me.
Savaşa mani olmanın yolu savaşa hazır olmaktan geçer.
A forma de prevenir uma guerra é estar-se preparado para ela.
Burada düşünce Rusya'nın Washington'u ve sizi yok etmesine mani olmaktı...
A ideia era dissuadir a Rússia de eliminar Washington e o senhor.
Ama yedi piskopos da oradaymış. Ve herhangi bir kan dökülmesine mani olmak için askerlerini görevlendirmiş, Ayrıca...
Sete bispos imploravam para não derramarem sangue... e mentindo pelo salvo conduto que deu a Becket.
Ve kapandıklarında yerçekimine mani olacaklar.
E, quando forem estendidas, bloquearão a gravidade.
Uzun kalmasına mani ol, yarın davam var...
Não deixes que ela se demore, tenho um caso...
Sana asla mani olmam.
Prometo que nunca te amarrarei.
İşinize mani oluyorsam özür dilerim ama beni yaşlı bir ibne gibi görmenizi istiyorum.
Perdoe-me se estiver a interromper algo que esteja a fazer em casa, mas quero que me veja como uma velha rainha.
Oturmana mani oluyorsa yere atıver.
Se atrapalha o seu caminho, atíre-o ao chão.
Kendine mani ol.
Não perca a cabeça!
- Ryetalyn almamıza mani olamazsınız.
A zenite já lá devia estar.