Maryann traduction Portugais
146 traduction parallèle
- Şey, Maryann, sen git.
Oh, Maryann, vai tu.
- Maryann benim kadar iyi öpüşüyor mu? - Nereden bileyim ben?
Por acaso a Mary Ann beija tão bem como eu?
Konuşmak istediğin şey, her zaman konuştuğun şey ise Mary Ann kalabilir.
Se queres falar daquilo que estás sempre a falar, a Maryann pode ficar.
Mary Ann ve ben.
A Maryann e eu.
Dışarıdaki o insanlar sana ve Mary Ann'e inanmayabilirler.
As pessoas podem não acreditar em ti e na Maryann.
Ya o otellere ne diyeceksin? Mary Ann'le birlikte baba-kız olarak kaydolduğunuz otellere?
Então e os motéis onde tens registos de pai e filha com a Maryann?
Tüm o sahte isimler arkasını göstermeyen o kara gözlükler. O zamanlar bu kadar tanınmıyordun elbette. Ama el yazın o kayıtlardan birinde vardır muhakkak.
Todos aqueles nomes falsos, os óculos escuros que ainda usas, é claro que na altura ainda não eras tão conhecido, mas a tua caligrafia deve aparecer em algum dos registos e um dos empregados pode reconhecer a Maryann
Bayan Edna Brown ve Mary Ann Cobb.
Sra. Edna Brown e Maryann Cobb.
Mary Ann bir sopranoymuş, Tina ise kontralto.
A Maryann era soprano e a Tina era contralto.
Ve siz de Mary Ann ölmeden bir hafta önce yeni bir aranjmana ihtiyaç duyacağımı... nasıl bildiğimi merak ettiniz, değil mi?
E quer saber como é que eu sabia que ia precisar de um arranjo novo uma semana antes da Maryann morrer.
Biliyordum, çünkü Mary Ann'in yerine Tina'yı getireceğimi biliyordum.
Eu sabia que ia substituir a Maryann pela Tina.
Çünkü John ve Maryann hiç almıyorlar. - Onlar da kim?
- O John e a Marianne nunca estão com ela.
Bart'tan çok şey öğrenebilirsin, Maryann.
- Podes aprender com ele, Maryann.
Sen otçu Maryann misin?
É a Maryann que vende a erva?
Otçu Maryann değilim.
Não é a Maryann que vende a droga.
Tatlı olması güzel Marianne ama sana işletmeci bir adam lazım. Yönetimin izinden gidecek bir işletmeci.
Giro está muito bem, Maryann, mas o que tu queres é um homem que vai a sítios, um homem ambicioso no rápido percurso da gestão.
Maryann Costello, Eyalet dava vekili.
Maryann Costello, procuradora pública.
Adım Maryann Forrester. Eğer izin verirsen, sana yardım etmek istiyorum.
O meu nome é Maryann Forrester e gostaria de ajudar-te, se tu me deixares.
Maryann'i arıyordum.
Estava à procura da Maryann.
Maryann bana bir sevgilisi olduğundan bahsetmemişti.
A Maryann não... Não me disse que... tinha um... Um namorado.
Maryann beni bulduğu zaman kısaca şöyle diyeyim, seninkinden daha kötü bir durumdaydım.
Quando a Maryann me encontrou, eu estava... Digamos que estava bastante pior do que tu.
Maryann, bu arkadaşım Sam.
Maryann, este é o meu amigo Sam.
Sam, bu da Maryann.
Sam, esta é a Maryann.
Maryann "Eğer bir şeyi istiyorsan, onun sana gelmesini beklememelisin." diyor.
A Maryann diz que quando se quer uma coisa, não se espera por ela.
- Bana bir iylik yap ve Maryann'den alıntı yapma.
- Faz-me um favor, não me cites a Maryann.
Maryann.
Maryann.
Ben Maryann Forester.
Maryann Forrester.
Maryann uygun mu, bakayım.
Vou ver se a Maryann pode atender.
Maryann uyuyor.
A Maryann está a dormir.
Hiç Maryann'le...?
Alguma vez tu... Com a Maryann?
Maryann geçerken seni görmek istediğini söyledi.
A Maryann disse que vinha até aqui e queria ver-te.
Tanıştığımız gün hatırlarsan Maryann beni bulduğunda hâlimin senden kötü olduğunu söylemiştim.
No dia em que nos conhecemos, lembras-te que disse que estava pior que tu quando a Maryann me encontrou?
Birkaç haftadır Maryann'de kaldığımı biliyorsun, değil mi?
Sabes que estou a morar na casa da Maryann nestas últimas semanas?
Maryann, Sookie.
Maryann, Sookie.
Maryann'le ne alıp veremediğin var senin?
Que se passa entre tia e a Maryann?
Maryann, Sam senden neden nefret ediyor?
Maryann, por que é que o Sam te odeia?
Birkaç gün sonra Maryann elime bu gitarı tutuşturdu.
Sabes... uns dias depois de... A Maryann me trazer para aqui, pôs esta guitarra nas minhas mãos e eu chorei como um bebé.
Maryann için söylediklerim yüzünden bana kızgınsın.
Estás lixada comigo por causa do que eu disse acerca da Maryanne.
Maryann'in olayı bu mu?
É isto que a Maryann é?
Maryann, burada ben de misafirim.
Maryann, eu própria sou uma convidada aqui.
Maryann'in hepimizin oda arkadaşı olmamızı istediğini biliyor muydun?
Sabias que a Maryann quer que todos se mudem para cá?
Hazır konu açılmışken Maryann'le alakan ne?
Já que estamos a tocar neste assunto, qual é a cena entre ti e a Maryann?
Hem deden bir anda Maryann'le alakalı paranoyalara kapıldın ki?
E porque é que de repente estás tão paranóica em relação à Maryann?
Maryann, Karl ve ben birbirimize göz kulak oluyoruz.
A Maryann, o Karl e eu tomamos conta uns dos outros.
Şofben eski, Maryann. Hem 250 km çevremizdeki her yeri aradım. Aradığımız sirkülasyonu sağlayan pompa bir tek bu adamın elinde var.
É um esquentador antigo, Maryann, telefonei a toda a gente num raio de 250 km e este tipo é o único que tem uma bomba que serve.
Maryann, tesisatçını küçümsüyorsun.
Maryann, acho que estás a avaliar excessivamente o teu canalizador.
- Bu harika bir şey, teşekkürler, Maryann.
Obrigada, Maryann.
- Maryann daha iyi.
Maryann é melhor.
Sookie, Maryann.
Sim. Sookie, Maryann.
Kahretsin, Maryann, burası benim barım, bunlar benim insanlarım.
Diabo, Maryann!
Maryann mi söyledi bunu?
Foi a Maryann que disse isso?