Massacre traduction Portugais
1,402 traduction parallèle
Bu bir savaş değil, Wiglaf, Bu bir katliam.
Isto não é lutar, Wiglaf. Isto é um massacre.
Bu olay da Dumbo katliamına mı benziyor?
Isto é tipo o massacre do dumbo?
Oh, bir katliam olacak.
Oh, vai ser um massacre.
Custer'in kendini öldürtmesinden bu yana her şey ters gidiyor.
A começar pelo massacre do Custer, têm sido umas atrás das outras.
Çelişkili olsa da, Little Big Horn'daki katliam... Kızılderili'lerin sonunu simgeliyordu, Bay Utter.
Paradoxos, o massacre em Little Big Horn... mostrou as dores mortais dos índios, Sr. Utter.
Bayım beni dinleyin, bu bir katliamdı.
Ouça isto, senhor, foi um massacre.
Katliamı gördün mü, görmedin mi?
Viu o massacre ou não?
Bu katliam meselesi de nedir?
O que é isso de massacre?
Hickok ve senin hırdavatçı kiracılardan biri... katledilen şu Alman ailenin... haberini veren adama ateş açmışlar.
Hickok e um daqueles garimpeiros que alugou seu lote... atiraram no cara que contou... sobre o massacre da família nórdica.
Dün gece buraya geldi ve bir katliam masalı anlatarak... tüm kampı birbirine kattı. Adamları sakinleştirmek için içkiyi... ve kadını yarı fiyata verdim.
Ele agitou todo o vilarejo ontem à noite... com a história do massacre... até eu dar bebida grátis, e puta com desconto... pra tentar controlar o povo.
Little Big Horn'daki katliamın ilk karşılığı.
O primeiro encontro como recompensa pelo massacre de Little Big Horn.
Bir katliamı yönetiyorsun.
- Está a ordenar um massacre.
Bir katliamı yönetiyorsun.
Está a ordenar um massacre.
Berber katliamı, değil mi?
Massacre no barbeiro, certo?
Evet, katliam.
Sim, massacre.
O resim katliamdan tam bir hafta önce çekilmişti.
Foi tirada há uma semana, mesmo antes do massacre.
Her kimse, arkada bırakıp tüymek zorunda kalmıştır.
Quem quer que tenha sido, saiu antes do massacre.
Katliama tanık oldunuz, değil mi?
Então testemunhou o massacre?
Salvatore'a neden Çin Gizli Derneği'nin katliamın arkasında parmağı olduğunu söyledin?
Porque disse ao Salvatore que pensava que os Tongs estavam por trás do massacre na barbearia?
Katliamdan önceki gün berber dükkanının önünde çekildi.
Foi tirada à frente da barbearia um dia antes do massacre.
"Frat Party Massacre." İzlediniz mi?
"Massacre Na Formatura" Viram?
Etrafta garip şeyler görmeye alıştığımı sanmıştım ama bu bir katliamdı.
Pensei já ter visto coisas estranhas, mas aquilo foi um massacre.
Bütün harikalarına rağmen Atlantis bile saldırıdan kurtulamayabilir.
A própria Atlantis, em todo a sua grandeza, pode não resistir ao massacre.
" Aurora Bernal de Fellove, başkanlık sarayına yaptığı kahramanca saldırıdan sonra, Humboldt sokağında katliama uğrayan Luis Fellove adlı devrim şehidinin dul karısı.
Aurora Bernal de Fellove, viúva de um mártir da revolução Luís Fellove, que foi morto no massacre da rua Humble após seus actos heróicos durante o ataque ao Palácio Presidencial.
" Herman hayvanların ve balıkların kıyımını her gördüğünde hep aynı şeyi düşünürdü :
"Sempre que Herman testemunhava o massacre de animais e peixes, " ocorria-lhe o mesmo pensamento :
... katliamdan kurtulanların kendilerini... tren istasyonun kasasına kilitledikleri anlaşıl...
... os únicos sobreviventes do massacre... fecharam-se num cofre.
- Ve katliam başlıyor.
- E o massacre começa.
Polis katliamı...
O massacre da polícia.
Katliam aynen Vitaly'nin dediği gibi oldu.
O massacre aconteceu exactamente como o Vitaly tinha previsto.
Evet ve hafızam beni yanıltmıyorsa o çılgınlığa senin kılıcın son vermişti.
- Tal como eu... Pois. E se bem me lembro até foste tu que acabou com o massacre.
Ama Münih katliamını da o planlamıştı.
Mas ele planeou o massacre de Munique.
Ben de bir kıyım yapayım, öldünüz siz!
Vou provocar um massacre! Vão morrer todas!
Operasyonumuzun özellikleri gayet açık.
Então porque não põe um fim a este massacre?
ETO'daki katliamdan sağ kurtulanların katkısı olmadan bu film yapılamazdı.
Este filme não poderia ter sido feito, sem a participação dos sobreviventes deste massacre.
Eğer tanker patlarsa bu katliam olur. 20,000 galon Kerosene!
Se o avião-cisterna explodir, vai ser um massacre.
Anlaşma yaptığımız zaman, katliama başlayacağız.
Quando nós tivermos um negócio, Nós começaremos o massacre.
Ve peder Lone Pine'de bir vaizdi katliamın olduğu yerde.
E o Reverendo... ele era pregador em Lone Pine... o local do massacre.
Sinema 11'de gelecek program.......'Hafıza', yönetmen Matsumura'nin iki yıl içindeki ilk filmi son yüzyıldaki en kötü seri katil davasından uyarlanmıştır'Gunma Hoteli Katliamı'.
A seguir, "Cinema 11". "Lembranças", primeiro filme do director Matsumura em 2 anos... é baseado no piorcaso de homicídios do século passado : O massacre no Hotel Gunma.
Bu hadisede, 11 kişi sadece bir adamın ellerinden kendi ölümleriyle tanıştı.
Neste massacre, 11 pessoas morreram... nas mãos de um único homem.
"Hotel Cinayetinde Onbir Ölü"
ONZE MORREM EM MASSACRE NO HOTEL
Gideon Katliamı diye bilinen olayın ele geçmiş yeni görüntülerinden de belli olduğu gibi, Galactica'nın askerlerinin silahsız sivillere rastgele ateş açtıkları görülmektedir.
Estas imagens recentes do que ficou conhecido como o Massacre da Gideon mostram soldados da Galactica a disparar indiscriminadamente contra uma multidão desarmada.
Gideon Katliamı ile ilgili hikâyemi beğenmediğiniz için burada olduğumu tahmin ediyorum.
Presumo que me chamou por estar descontente com a reportagem sobre o Massacre da Gideon.
Gideon'da vuku bulan olay bir trajediydi. - Ama katliam değildi.
O que aconteceu na Gideon foi uma tragédia, mas não foi um massacre.
- Albay, Gideon Katliamı için neden resmi bir soruşturma açılmadı?
Porque acha que não abriram um inquérito ao Massacre da Gideon?
Albay, Gideon Katliamı için neden resmi bir soruşturma açılmadı?
Porque acha que não abriram um inquérito ao Massacre da Gideon?
Büyük zayiat olmuş, Şef.
Foi um massacre, Chefe.
Yolcu koltuğu altında bunu buldum- - araba zemininde bozulmadan kalmış.
Encontrei este debaixo do banco do passageiro intacto, no chão. Escapou ao massacre.
Texas Chainsaw Massacre mi...
O "Massacre do Texas" pode dizer uma coisa.
Katliam gibi.
Um massacre.
Bunu kim yapmış olabilir?
Um massacre. Quem terá feito isto?
Hâlbuki bu, tam bir katliam.
É um massacre do caraças.