Masum traduction Portugais
8,977 traduction parallèle
Karımı masum köylülerden oluşan yığının tepesinde buldum.
Encontrei-a em cima de um monte de moradores inocentes.
Hiçbir masum canının yakılmasını hak etmez Luca.
Nenhum inocente merece ser magoado, Luca.
Masum bir sürü delikanlı da.
Assim como centenas de outros rapazes inocentes.
Evleri meşale ile tutuşturduğunu ve bir sürü masum köylüyü kılıçtan geçirdiğini gördüm.
Vi-te a usar uma tocha nas casas e enfiar uma lâmina em muitos aldeões inocentes.
Neden masum olduğunu düşünüyorsun?
Porquê é que achas que ela está inocente?
... masum olduğunu ifade etmişti.
Alegou que é inocente.
Ama hangi Amerikalı 130 masum insanın canına kıyabilir?
Mas que tipo de americana assassina 130 pessoas inocentes?
Ve eğer gerçekten suçsuzsan şu an ne kadar suçlu göründüğünü bir düşünmelisin. Çünkü masum biri rehine tutmaz.
E se tu és realmente inocente, deves-te preocupar com o quão culpada pareces agora, porque uma pessoa inocente não faz ninguém como refém.
Masum birinin bile elinde bir koz olmasına ihtiyacı vardır.
Mesmo uma pessoa inocente precisa de uma segurança,
Tamamen yabancı masum birisini buraya gelmesi için kandırdın.
Tu manipulas-te um estranho para vir até aqui, uma pessoa inocente.
Ama dünya beni gördüğünde, beni duyduğunda masum olduğumu düşüneceklerine inanmayı seçiyorum çünkü masumum.
Mas eu acredito que quando o mundo me vir, quando eles me ouvirem, vão acreditar que sou inocente, porque eu sou.
- O masum! - Tamam.
- Ela é inocente!
- Hayır, o masum.
Não, ela é inocente.
Hesaplarıma göre kaçırmada beşte bir ihtimalle Shada kazaya kurban gidecek ve üçte iki ihtimalle bazı masum insanlar çapraz ateş arasında kalacak.
- Há uma hipótese de 20 % deles matarem a Shada durante o rapto. E 60 % de alguns inocentes morrerem durante o tiroteio.
- Ya masum hayatlar tehlikedeyse?
E se houver vidas inocentes em risco?
Karanlık odalarda masum ruhların üstüne atlayıp belirsiz bir cinsel yolla onları mı ısıracağım?
Agredindo almas inocentes em quartos escuros e mordendo-as de forma vagamente sensual?
... masum bedenime kocaman etini sertçe sokarken bana nasıl seslenirdi biliyor musun?
E enquanto ele... metia sua carne enrugada no meu fundo inocente, sabes o que ele me chamava?
Masum bir adam yakında vahşi bir şekilde öldürülecek.
Um homem inocente será em breve brutalmente executado.
Aceleci davrandın ve masum biri yaralandı.
Precipitaste-te e um inocente ficou ferido.
Kafam karıştı, onun masum çıkmasını mı istiyorsun
Estou confusa. Queres que ele seja inocente?
Masum insanları öldürmek?
Não concordei com isso.
Masum bir açıklaması olduğuna eminim.
Tenho a certeza que há uma explicação simples.
Tanrı'nın masum melekleri olarak Sodom'un erkekleri tarafından toplu tecavüze uğradılar.
Como os inocentes anjos de Deus. Quem é que foi violada pelos homens de Sodoma?
Beş masum kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan bu cinayetlerden Marcus sorumlu.
Ou o Marcus ordenou um assassinato, e levou cinco inocentes à morte.
Benim savaşçılarımı, masum insanları öldürüyorsunuz.
Estão a atingir os meus lutadores, a matar pessoas inocentes.
Hydra'nın planladığı şey birçok masum insana zarar verecek, belki sevdiklerinize.
O que a HYDRA está a planear vai magoar muitos inocentes. Talvez pessoas de quem vocês gostam.
Rachel, bu adam pisliğin teki masum bir insanın hapse girmesine neden olacaktı.
- É um otário. Estava disposto a deixar que um inocente fosse preso.
Şimdiyse hapse girmesi söz konusu olan masum kişi benim.
E agora sou eu o inocente que pode ser preso.
Geçen sefer masum birini hapse göndermeye çalışmışken söylediklerine neden inanayım ki?
Porque devo acreditar em si se da última vez que nos vimos o Sam é que estava disposto a mandar prender uma inocente?
O zaman yok et onları, çünkü o masum ve sana güvenmişti.
- Destrua-as porque ele é inocente. Ele confiou em si.
Masum bir adamı hapse attınız.
Acabou de prender um homem inocente.
Babam, masum insanları ölümlerine götürmek için karanlık sihir kullandı ve bedelini de ödedi.
- Não. O meu pai usou magia negra para levar inocentes à morte. E pagou o preço por isso.
Masum ruhlar bana gelin.
Almas inocentes... Chamam-me.
Döngü aynı ; bıçak masum birinin eline geçer, onun aklını karıştırır ve cani bir katile dönüştürür.
O padrão é o mesmo : a lâmina encontra-se nas mãos de uma pessoa inocente, mexe com a sua mente e faz dele um matador brutal.
Bir yabancının, masum birinin hayatını alacağım.
Irei tirar uma vida, um estranho, um inocente.
Masum birini öldürdün.
Mataste um homem inocente.
Daha çok masum insan ölebilir.
Mais invasores vão aparecer. Mais pessoas inocentes poderão morrer.
Dünya 2'den gönderdiği meta insanlar yollarına kaç tane masum insan çıkacağını önemsemiyorlar.
Os meta-humanos que enviou não querem saber se matam inocentes.
O adamın masum insanları öldürmesine izin veremem.
Não posso deixá-lo matar um monte de pessoas inocentes.
Tahmin edeyim. Sana gözlerini dikip hüzünlü bir hikaye anlattı. - Şimdi de masum olduğunu düşünüyorsun.
Ela piscou os olhos, contou uma história e agora achas que é inocente.
İzleyeceğiz ikinci video bir adamı gösteriyor bir domuzu, Berlin'de Rus elçiliğinde çalışan ve masum biri olan Katja Keller'ı öldüren ve sevgilisi Armand Korzenik'i ortadan kaldıran adamı.
O vídeo seguinte mostra um homem, um porco, que trabalha na embaixada russa em Berlim, Alemanha, que assassinou Katja Keller, uma pessoa inocente, e que fez desaparecer o seu companheiro, Armand Korzenik.
Sıradan ve masum insanlar.
Pessoas comuns, inocentes.
Kimse masum değildir.
Ninguém é inocente.
Ya da hâlâ onun masum olduğuna inanıyor musun?
Ou ainda acreditas que ela está inocente?
Dünya-2'den gönderdiği meta-insanlar kaç tane masum insanın öleceğini umursamıyor.
Os meta-humanos da Terra 2 não ligam se morrerem inocentes.
Acaba Renautas'ın şirketi yeniden oluşturduğunu,... masum insanları bulup avlamak için onun metodlarını kullandıklarını biliyor mu?
Mas sabe que a Renautas ressuscitou a companhia? Que estão a utilizar os métodos dele para caçar pessoas inocentes?
Orada bir yerde masum olduğumun kanıtı var.
Não.
Onlar da masum.
Eles também são inocentes.
- Masum değiller.
Eles não são inocentes.
Çünkü masum olduğunu bilmiyordum.
Não sabia que ela era inocente.
Benim seçtiğim bir muhabirle oturacaksın ve sanki en yakın arkadaşınla sohbet eder gibi Birleşik Devletler Başkanı'na olan masum ve engel olunamaz saf aşkını anlatacaksın.
- Vais vender isto. Vais sentar-te com um entrevistador da minha escolha... E vais falar com ele como que fosse a tua melhor amiga...