English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ M ] / Matar

Matar traduction Portugais

68,208 traduction parallèle
Netleştirmek gerekirse, Jason'ı öldürmekten suçluyum demedim.
Para clarificar, não quis dizer que sou culpada de matar o Jason.
Onu kendi hayatına almaya çalışmaktan alıkoymak için.
Para a impedir de se tentar matar outra vez.
Beni öldürecekler.
Vão matar-me.
Bizi öldürmek için Swagger'i kiraladılar.
Contrataram o Swagger para nos matar.
Onu vurmam için bu riski almaya değer.
Vale a pena correr o risco para o matar.
Yoksa beni öldürmek için Swagger'ı 10 milyon dolara kiraladığın için mi?
Dizes isso porque contrataste o Swagger para me matar por dez milhões de dólares?
Kurdu öldürmek için, bazen koyuna ihtiyacın olabilir.
Às vezes são precisas ovelhas para matar um lobo.
Beni öldürmeye mi geldin?
Estás aqui para me matar?
Ben öldürmekle ilgili konuşmam, Lon.
Não falo sobre matar, Lon.
Ama beni öldürmek sana değil, başkasına kısmet olabilir.
Mas é provável que seja outro a matar-me e não tu.
Ben Ukrayna başkanını öldürmekle görevlendirildim.
Eu fui encarregue de matar o Presidente da Ucrânia.
Seni öldürmek isterim, ama bunu yaparsam, Ruslar peşimi bırakmaz.
Gostava de te matar. Mas, se o fizer, continuarão a vir mais russos.
Onları öldürürsem, bir daha sorun çıkaramazlar.
Se os matar, fica complicado para o lado deles.
Ben seni sadece, senin beni öldürmek istediğin gibi öldürmek isterim.
Só te quero matar da única forma que imagino gostarias de me matar a mim.
Bizi öldürmek için Swagger'i tutmuşlar.
Eles contrataram o Swagger para nos matar.
Başlamışken seni de öldürmeyeceğini nereden biliyorsun?
O que te faz pensar que ele não te vai matar também a ti?
Rusları öldürürse, anlaşma da sona erer.
Se matar os russos, ele acaba com o acordo.
Payne'i öldürmelerine izin verme.
Não o deixes matar o Payne.
Başkanı öldürmeye çalıştığımı söyleyeceğim.
Eu confesso que tentei matar o Presidente.
Onu öldürmeyi mi kastediyorsun?
Quer dizer para o matar?
Yani Meachum bizi kendi adamını yakalatmak için mi yolladı?
Então, o Meachum envia-nos para matar o homem dele.
Jacob'ı öldürmeleri ciddi olduklarının kanıtı.
Matar o Jacob é a prova que cumprem o que dizem.
Bu amaç için öldürmekten de korkmuyor.
Ele não tem medo de matar para isso.
Kendini öldürürsen takipçilerinin gözünde günahkar olacaksın ve bunu istemezsin.
Matar-se faz de si um pecador aos olhos dos seus seguidores, e não quer fazer isso.
Beni öldürmek isteyen biriyle takıştıktan sonra Xylda burada saklanmamı söyledi.
Depois de uma fuga de alguém que tentou matar-me, a Xylda disse que eu devia esconder-me aqui.
Stresini atıyorsun falan, biliyorum ama görevi bitirmeden önce köydeki herkesi öldürmesen olmaz mı?
Sei que estás a descarregar as frustrações, mas podias não matar toda a gente nesta aldeia antes de acabarmos o desafio?
İçini yiyor, değil mi?
Está a matar-te, não é?
Beni öldürmeye çalışıyor.
Ela está a tentar matar-me.
Sizi öldürüp, geçiş iznini almamı engelleyen ne?
Sabes, o que me impede de te matar e ficar com o passe?
Beni öldürür.
Ele vai matar-me.
Ne yapmakla?
De a matar? Caramba.
Parayı uygun bulurlarsa kendi annelerini bile öldürürler.
Dispostos a matar a própria mãe pelo valor certo.
Evet, beni öldürmeye çalışanlar onlardı.
Foram eles que me tentaram matar.
Patronunu bir adam öldürmeye çalıştı demiştin.
Pensei que tinha dito que um tipo tentou matar o seu patrão.
Birbirinizi öldürmemeye çalışın.
Tentem não se matar.
Eminim beni öldürmeye çalışması tamamen yanlış anlaşılmadır.
De certeza que foi um mal-entendido que a levou a tentar matar-me.
Bak, bu insanlar sadece patronunu öldürmek isteselerdi çoktan beşinci kata çıkmış olmazlar mıydı?
Se estes tipos realmente quisessem matar o seu patrão, ou fosse quem fosse, já não estariam no quinto andar?
Çocukların önünde Wendy'yi temizlemek istemem.
Eu não quero matar a Wendy em frente aos miúdos.
Ama beni kazıklamaya çalıştığını düşünecek olursam seni ve Wendy'yi öldürmek zorunda kalırım, Jonah'yı da Charlotte'ı da.
Mas se eu achar que me estás a tentar foder terei de te matar, à Wendy ao Jonah e à Charlotte.
Daha yeni gözümün önünde birini öldürdün.
Acabaste de matar um homem à minha frente.
Peki hepsi benim uğruma öldürme yemini etmiş Dothrakları gördün mü?
E haveis visto os Dothraki, os quais juraram todos matar por mim?
Benim gördüğüm tek sebebi, binlerce masumun canına kıymak istememeniz.
O único motivo que consigo ver é que vós não quereis matar milhares de pessoas inocentes.
Acaba baban, en yakın dostunun daha beşiğindeki bir bebeği öldürmek için suikastçı gönderdiğini biliyor muydu?
Pergunto-me se o vosso pai sabia que o melhor amigo enviou assassinos para matar uma bebé no seu berço.
Bir sürü adam beni öldürmeyi denedi hepsinin ismi aklıma gelmiyor.
Tantos homens me tentaram matar que eu nem me lembro dos nomes de todos.
Sen de kızımı öldürmeyi seçtin.
Tu escolheste matar a minha filha.
Yatakta uzanıp sayvanı seyre dalıyor ve düşmanlarımı nasıl öldüreceğimi hayal ediyorum.
Fico na cama a olhar para o dossel e a imaginar formas de matar os meus inimigos.
Beni tanımayan insanlara, inanmadıkları bir düşmanın hepsini öldürmeye geldiğini nasıl inandıracağım?
Como é que convenço as pessoas que não me conhecem de que um inimigo em que não acreditam vem para os matar a todos?
- Öldüreceğim insanların listesi.
De pessoas que vou matar.
Çünkü beni öldürmek içindi.
Porque estava destinado a matar-me.
Alacağım elime geçene kadar, hiçbir ejderha seni öldüremez sen de öldüremezsin. Sadece ben öldürebilirim.
Até eu ter o que me devem, um dragão não te vai matar, tu não te vais matar, só eu te posso matar.
- Beni de öldürün o zaman.
Tereis de me matar, também.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]