Memoria traduction Portugais
158 traduction parallèle
Büyük bir bilim adamı adına bir dakikalık saygı duruşunda bulunalım pis bir hırsız olsa bile.
De acordo, vamos fazer um minuto de silencio... em memoria de um grande cientista, mesmo sendo um ladrão.
Kocanızın hafızasına leke sürmek istemem. Ama bu teçhizatı istiyorum.
Não quero manchar a memoria do seu marido... mas dada a situação devo mudar de um pedido para uma exigência.
Genç bir adamın hafızasını, arada sırada yenilemek gerekir.
Existem momentos convenientes para refrescar a memoria de um jovem.
Hafızanızı yerine getirecek ve size yardımcı olacak bir dula ihtiyacınız var.
O que Necessita é uma viúva que lhe refresque a memoria e escreva.
Ve benim anıma, bu Çin kaltak fabrikasını açtın, öyle mi?
E em homenagem à minha memoria, abriste esta fabrica chinesa discreta.
- Hafızanız gerçekten kuvvetli.
- Você tem boa memoria.
Bakalım, hafızan ne kadar kuvvetli.
Para ver que tal está a sua memoria.
- Fotografik bir hafızası var.
- Tem uma memoria fotográfica.
Bunları ne kadar çabuk aşarsak, hafızasına o kadar çabuk kavuşur.
Quanto mais depressa os conhecermos, mais depressa recuperará a memoria.
Hafızası oldukça etkilenmiş olabilir.
A sua memoria pode estar gravemente afectada.
Hafıza da berbat olmuş demek ki.
A memoria também foi com os cães.
Eğer Hub burada kendini evinde hissederse, belki hafızası canlanabilir.
Se o Hub se sente em casa aqui, pode ser que recupere a memoria.
Ve ruhunun derinliğinde, beni hatırla.
E, no fundo da tua alma, conserva a minha memoria.
Onu siber ağdan yumruklayarak atarken hafızasını da kızartmışsın.
Quando saiu da cybernet, desencadeou uma descarga eléctrica que fritou a memoria dele.
Teslim olmadan önce hafızamı boşaltıp beni serbest bırakmış olmalılar.
Antes de se renderem, devem ter apagado a minha memoria e deixaram-me ir.
Branmer'a karşı son görevimizi yaparken ve korteji karşılarken siz de bize eşlik edeceksiniz. - Orada olacağız.
Juntam-se os dois a mim lá, certo, para honrar a memoria de Branmer e para dar as boas vindas ao cortejo.
Aşkımızın hatrına sana bir hediye vereceğim.
Em memoria do amor, dou-te um presente.
Burada Susan'ın Andrei Ivanov için şiva yapmasına yardım etmek için toplandık. Müteveffa Sofie'nin sevgili kocası müteveffa Ganya ve Susan'ın sevgili babası.
Como sabem, estamos reunidos para ajudar a Susan a assentar o shiva para Andrei Ivanova amado marido de Sofie, abençoada a sua memoria pai de Ganya, abençoada a sua memoria e de Susan.
Sadece küçük, harika bir anı olarak kalsın. "
"Deixe ser apenas uma perfeita pequena memoria."
Hiç kimse bir şey söylemezdi, ama... biz farklıydık... ve ben bu duygudan hiç hoşlanmazdım.
Eu acredito no, Sr. Paris, mas temos que considerar a possibilidade que está a ter um problema com a sua memoria. Quero que desça à enfermaria. Peça ao Doutor para o verificar.
Senin yüzünden ben bir Klingon'um.
Durante um minuto e 47 segundos, apareceu um diferente padrão de memoria.
Bazen korkmak iyi bir şey olabilir.
Talvez devesse-mos deixar que o Doutor faça um scann neurológico para ver se revela uma disrupção da memoria. Concordo.
Belki fark etmedin, ama ben şu anda tam olarak dövüşebilecek durumda değilim.
Não tenho memoria de ter aleijado a kes. Talvez estivesse ocupado pelo alienígena nessa altura.
Zaman, insanın hatıralarını temizlemesini sağlar.
O tempo ás vezes despeja a memoria das pessoas.
Bayım, bunu aradan geçen yıllar içinde tam olarak hatırlamıyorum, ama emin olduğum iki şey var.
A minha velha memoria fica pior a cada ano que passa mas há duas coisas de que estou bastante seguro :
Her sabah uyandığımda önce kabus gördüğümü sanıyorum. Sonra kasığıma uzanıp abes gerçeklerle karşılaşıyorum.
cada dia ao acordar, vinha a minha memoria como um pesadelo, entretanto eu tenho que enfrentar novamente este fato absurdo.
- Hafızan pek kuvvetli değil, öyle değil mi?
- Tens pouca memoria.
Evet, ama hafıza kaybı bir yana, Bay Little, oğlunuz...
- Além da perda de memoria o seu filho...
Hafızamda azalma yaşıyorum ve şaşırmış durumdayım.
Por um breve periodo, perdi a memoria e estou desorientada.
Hafıza izleri ve sinaptik yollar, seni bir birey olarak tanımlıyor.
Os anagramas de memoria e padrões sinápticos que te definem como individuo.
Kısa dönemli hafıza kaybı- - belirtilerden birisi.
A perda de memoria é um dos síntomas.
Bende görüntü hafızası var.
Tenho uma memoria fotografica.
Hafıza cihazını kullandığımda, keskin bir acı hissedeceksin.
Quando eu aplicar a aparelho da memoria, ira sentir uma dor aguda.
Hafıza teknolojisi duygusal gerçekçilik sağlayabiliyor.
A tecnologia de memoria pode provocar recordações sensoriais muito realistas.
Tıbben konuşursak, şiddetli akciğer hasarı bulunan, Daniel Jackson'ın bilincine sahip yaşlı bir adam.
Em termos medicos, ele e um homem idoso que sofre de danos pulmonares agudos, com a consciência e a memoria do Daniel Jackson.
Kullandığı yöntemi bilemiyorum ama kişiliğimiz, hafızamız, bilincimiz beynin dış kabuğundaki benzersiz nöron ağlarından türer.
Nao posso dizer-vos o metodo usado para o fazer, mas a nossa personalidade, a nossa memoria, a nossa consciência, derivam de uma rede única de neuronios no cortex cerebral.
En basitçe, aygıt her nakli hafızasında tutar.
Em termos simples, o dispositivo retem a memoria de todas as transferências.
Az önce Kral Ralph'i izlediğimi hatırladım.
Desculpa, só voltou a memoria do patético rei Ralph
Kas hafızası.
Memoria muscular.
Hafızayı şekillendiren çeşitli çağrışımlar beyinin farklı kısımlarında saklanırlar.
Todas as várias associações que formam uma memoria particular são armazenadas em partes diferentes do cérebro.
O an solumuzdaki kişi için savaşırız ve sağımızdaki kişi için savaşırız ve ordular dağıldığında ve imparatorluklar çöktüğünde geriye kalan sadece o yan yana harcadığımız değerli zamanların anılarıdır.
em vez disso... nós lutamos pelo homem ao nosso lado esquerdo e lutamos pelo homem á nossa direita e quando exercitos desvaneçerem e quando imperios cairem... e tudo o que fica é a memoria desses preciosos momentos... ... que passamos lado a lado.
- Hafızası iyiymiş.
- Ele tem uma boa memoria.
Hafızan iyi midir?
Tem boa memoria?
Hafızam çok iyidir.
Não acho que essa memoria seja muito fiável.
İnsanlar senin hafızana güveniyor.
- As pessoas contam com essa memoria.
Vatandaşlarının yüreğinde ayrı bir yeri olan o büyük Virginia'lı George Washington'ın ve ayrıca kendi cesur babası General Harry Lee'nin anısından cesaret alarak bu konvansiyon Robert Edward Lee'den Virginia vatandaşları ordusunun silahlı kuvvetlerinin başına geçmesini istiyor.
Agora, em memoria desse grande Virginiano, George Washington, que foi o primeiro no coração deste povo e invocando também a memória do seu corajoso pai, o General Cavalo-Ligeiro Harry Lee... este congresso agora apela a Robert Edward Lee para tomar controlo das forças armadas do exército dos cidadãos da Virgínia.
Kısa ve uzun dönemli hafızanın karıştırılması...
Mistura da memoria recente com a memória passada...
Hadi dostum.
O velho foggie tem uma boa memoria.
Sanırım içimde yaşayan, başka kişi artık benimle olmayacak.
Envolveu três retransmissores neurais, dois estimuladores do córtex, e 50 gigaquads de memoria no computador.
Atalarımızdan kalan anahtarlar böyle çalınamaz da.
A memoria dos teus antepassados não pode ser manchada com o álcool. As chaves deixada pelos nossos antepassados não pode ser roubada assim.
Benim için unutulmaz bir anıdır.Ve ben fazlaca meraklıyım.
É uma memoria dourada e eu desconfio sempre dela