Modesto traduction Portugais
835 traduction parallèle
Kaptanın mütevazi olduğu için anlatamadığı bir şeyi açıklayacağım.
Gostaria de dizer uma coisa. O Capitão é um homem modesto.
Uzakta Fontenoy'un toplarının patladığı sırada mütevazı bir odada bulunan bir genç...
Enquanto soavam distantes os canhões de Fontenoy, um jovem num quarto modesto...
Bilirsiniz, size karşı hep alçakgönüllü oldum. Ama eğer 20,000 pound dediysem 20,000 pound demektir.
Sabe, fui muito modesto consigo, mas como disse 20.000 moedas de prata, eh bien, está dito.
Bence tevazu gösteriyorsun.
É modesto, é isso? Como é que se chama?
Cok mütevazisiniz.
É muito modesto.
Mahcup durma, utanma
Não sejas modesto, não tenhas vergonha
Ağırbaşlı, mazbut birşey duruma uygun değil.
Nada modesto ou conservador servirá para esta ocasião.
Bu kadar ünlü olan biri için fazla alçakgönüllüsün.
Tornou-se demasiado famoso para continuar a ser tão modesto.
- Mütevazi bir şekilde.
- Muito modesto.
Onu o zavallı tabutu içinde, yaşamında olduğu gibi ölümünde de azledilmiş şekilde gömülürken gördüğümde müsamaha kaldırmayan gururunuzdan intikam almaya yemin ettim.
Quando vi o seu caixão modesto descer para a cova, quando a vi exilada na morte tal como fora em vida, jurei vingar-me do vosso orgulho intolerável.
Milyonlara göz kulak olan adam
MODESTO TRANSPORTADOR DO OURO BRITÀNICO
Bu alçakgönüllü sanatçı size teşekkür eder.
Obirgado de um modesto artista como eu.
Ne kadar utangaç, alçakgönüllü ve çekingen biri olduğunu bilirsiniz.
Sabe como ele e timido, tao modesto e reservado.
- Bu denli alçakgönüllü olma.
Nao seja tao modesto.
Mütevazi bir Kuzeyli.
Um ianque modesto. Quem diria?
Çok alçak gönüllüsün Henry.
És demasiado modesto, Henry.
Askeri siciliniz konusunda çok alçak gönüllüsünüz. Bir başkası olsa övünürdü.
E é tão modesto em relação à sua vida militar, enquanto que outros se gabariam.
Çok mütevazısınız, Bay Bugsy.
Você é muito modesto, Sr. Bugsy.
- Alçak gönülllü.
- Modesto.
George'a söyle, mütevazi çabaları için ona bir çek yollayacağım, fakat şu anda boşanma ile ilgilenmiyorum.
Diz ao George que lhe pagarei pelo seu modesto trabalho, mas não estou interessado num divórcio, agora.
O kadar mütevazı olma.
Não seja tão modesto.
- Çok mütevazi biri.
- Ele é tão modesto
Milyonlarımla değil de benimle ilgilenen hoş, sessiz, her şeyden bihaber birini bulana dek sinemaya gitmeliyim.
Enquanto não encontrar alguém simpático, sossegado e modesto, que só se interesse por mim, e não pelos meus milhões, terei de ir ao cinema.
Umarım palavra atıyormuşum gibi gelmiyordur sana, çünkü ben gerçekten alçak gönüllü bir peri babayım.
Espero que não soe a gabarolice, porque sou um "fada-padrinho" muito modesto.
Dostumuz tanınmış bir suçlu.
O nosso modesto amigo é um conhecido criminoso.
Bu kadar mütevazı olmayın doktor.
Oh, Dr. Tyler, não seja tão modesto.
Catherine, dudaklarında değişmez gülümsemesiyle, İtalya'dan dönen alçakgönüllü bir general gibiydi.
Catherine estava com o mesmo sorriso como um jovem general modesto após a campanha de Itália. Não falaram mais do mergulho.
Halimi düşünün komiser bey, bu bacaklar beş pencereyi de kaplıyorlar!
Eu vivo em um modesto apartamento com cinco janelas... Bom, pois fixe-se, Sr. delegado :
Ben sadece alçakgönüllü bir gangsterim.
Sou só um modesto yakuza. - De qual bando?
Eğer ki 200 binlik mücevher çalmış olsan ve o kadar paran olsa özgürlüğünü ertesi gün ufak çapta bir soygun ile riske etmezdin.
Para mais, imagino que se lhe roubaste esses 20 milhões em jóias, não ias arriscar a tua liberdade no dia seguinte com um trabalho tão modesto.
Temiz, mütevazı ve EURESCO'ya yakın bir yer bulalım ki yağmur yağdığı zaman işe taksiyle gidebilesin tamam mı?
Algo limpo, modesto e próximo da E.U.R.E.S.C.O.... assim poderás apanhar um táxi quando chover.
- Çok alçakgönüllü.
- É modesto, não é?
Bakın, Yuma'ya teslimat yapmam ve Modesto'ya dönmem gerek.
Tenho que fazer uma mudança.
Bana karşı böyle alçakgönüllü olmana gerek yok, zira gurura inanırım.
- " Não seja modesto. - Sim? Não creio na modéstia.
İnandığım şey, iyi filmler çekmiş olmanın haklı gururudur.
- Creio no orgulho. No orgulho de fazer bons filmes. " Não seja modesto.
Bence sen alçak gönüllüsün.
És modesto, não és, filho?
Alçak gönüllü ve çok zeki.
Modesto, e por isso inteligente.
Sade, mütevazı, zarif bir şey alalım. Böylesi uygun düşer.
Compraremos algo simples e modesto... e elegante.
Küçük evime hoş geldiniz.
Bem-vinda ao meu modesto lar.
Masraftan kaçınılmayacak.
O custo não será nada modesto.
Ve alçakgönüllüsün.
E modesto.
Ben çok mütevazıyım.
- Sou um tipo muito modesto.
Eğer bir gün, benim gibi çok çalışıp sorumluluk gerektiren bir pozisyona erişirsen benim yaptığım gibi, dünyaya alçak gönüllü davran.
Se, um dia, depois de muito trabalho, chegar como eu a um posto de grande responsabilidade, siga o meu exemplo. Saiba continuar simples, modesto...
İzin verirseniz, size olan bağlılığımın bir belirtisi olarak, bunları size sunmak istiyorum.
Permita-me que lhe ofereça este modesto símbolo da minha dedicação.
Ve ona Sartana iyi ve centilmen biri diye yaz çünkü onun hiçbir suçu yok.
Mas escreve que o Sartana é um modesto e honesto cavalheiro... que nunca cometeu nenhum crime. Escreve!
O'Hanlan kuru otların altında bir alev saklıyor.
O'Hanlan é muito modesto.
Bu kadar alçak gönüllü birini daha önce hiç görmemiştim.
Nunca conheci um homem tão modesto.
Fazla alçak gönüllüsün.
É demasiado modesto.
Modesto Servando Irureta Goyena.
Modesto Servando lrureta Goyena.
Sen, Modesto Servando Irureta Goyena... Vasco adıyla anılır.
Tu, Modesto Servando lrureta Goyena... chamado Vasco.
Ne kadar da alçakgönüllü!
É modesto...