Money traduction Portugais
271 traduction parallèle
Kişisel belgeleri incelendiğinde, bu ilginç adama ait sansasyonel bir vasiyet bulundu ki vasiyet, onun kollarında öldüğü kişiyi, muazzam servetinin biricik varisi yapıyordu.
A. G. Money morreu quando lavava as mãos. Entre os seus documentos foi encontrado um testamento bastante único, que declara como herdeiro universal da sua imensa fortuna o homem que o segurasse nos braços quando morresse.
Temperance, Money, sizler korkunçsunuz.
Temperance, Money, vocês são terríveis.
Eğer "MONEY" yazmaya çalışıyorsan, içinde "E" var.
Em inglês, dinheiro tem "e". Se for esta sua palavra.
M-O-N-Y, Money.
M-O-N-Y, dinheiro.
# I got my home folks on my side # I'm gonna win top money
Tenho a gente do meu povo ao meu lado... vou ganhar o grande prémio...
* Bilirsin para nasıl biter *
You know how money goes
* Bluebird'ün hiç parası yok *
The bluebird He has no money
Kont Do Maltır. Kont Do Maltır.
Conde de Money.
Kont Domaltır.
Conde de Money.
- Kont Do Maltır
- Conde de Money.
Kont Do Maltır
O Conde de Money.
Doğru ben Kont Do Maltır...
É verdade. Sou o Conde de Money...
Roxanne you don't have to put on the red light you walk the streets for money don't care if it's wrong or right
Roxanne não precisas de acender a luz vermelha andas nas ruas por dinheiro tanto te faz se é bom ou mau
I was struggling to get money to start this place... and then Julia got pregnant.
Estava a tentar arranjar dinheiro para montar este sítio e depois a Júlia ficou grávida.
The family offered me the money and I took it.
A família ofereceu-me dinheiro. E eu aceitei.
papel, mangır. Kağıt yeşillik, biletde denir.
Money, pesetas, cascalho, verdinhas...
Ben Mooney, cevap ver. tamam.
Aqui é o Money a chamar.
She is not sold to stablish and cheap brought up to for all have money.
Ela não foi educada neste meio, apesar de ser rica.
we could have a luau. Olmaz, yarın işe gidip muazzam gelirini kazanmalı. and earn that big money.
Não, ele tem de ir trabalhar amanhã e ganhar aquele dinheiro todo.
Paradan uzak...
Outside the reach of money
Money dergisi, Flint'i ülkede yaşanacak en kötü yer seçti.
A revista Money declarou Flint o pior lugar para viver de todo o país.
Money dergisini yakacaklardı.
Iam queimar a revista Money.
Money dergisini yakmaya geldim çünkü üvey olsam da Flint'in çocuğuyum.
Eu vim para queimar a "Money Magazine" porque a minha cidade é Flint.
# Tüm param ve sigaram bitti
# Used all my money and my cigarettes
Money, sen şimdi bunun çok kuvvetli olduğunu mu söylüyorsun?
Money, achas que esta base... é uma coisa poderosa?
Onun dostu, Gerald "GeeMoney" Wells?
O seu associado, Gerald "Gee Money" Wells?
- "Nakit Para Kardeşler."
- Os "Cash Money Brothers."
Nakit Para Kardeşler artık bağımsız çalışıyor.
Os Cash Money Brothers agora estão auto-contidos.
Nino ve Nakit Para Maymunları Broadway ve 171.cadde İspanyollarıyla anlaşmış.
Nino e os seus macacos Cash Money estão a negociar com os pícaros entre a Broadway e a 171.
Gee Money, sakindi.
Bem, Gee Money, esse teve estilo.
Gee Money, gel yanıma, gel yanıma, gel, gel.
Gee Money, vem cá, vem cá, vem cá.
Gee Money'e seni methettiğimi, biliyorsun.
Sabes, eu disse ao Gee Money como te tens portado bem.
Haklı mıyım, Gee?
Não é, Gee Money?
Bence Gee Money muhakkak birşey biliyor.
Eu acho que o Gee Money sabe mesmo qualquer coisa.
Gee Money bir şey biliyor.
O Gee Money sabe qualquer coisa.
Gee Money'nin birleştirdiklerini hiç kimse ayırmasın.
O que o Gee Money uniu... que nenhum homem separe.
İkinci tercih : Bize Gee Money ve büyük ödül için de Nino'yu bulursun.
Detrás da dois, tu arranjas um encontro com Gee Money e tens um prémio, Nino Brown.
Gee'yi görmeye geldim.
Quero ver Gee Money.
Nasılsın, Gee Money, adamım?
Como te sentes, Gee Money?
Mr. Money lütfen Mr. Washington'u girişe kadar götürün.
Sr. Money... por favor escolte o Sr. Washington para fora do court. Leve-o para longe.
Sana bir şey söyleyim.
Money, deixa-me dizer-te uma coisa.
Gee Money bilmeliydi.
O Gee Money devia ter-se apercebido.
Gee Money, benden avanta istedi.
O Gee Money tentou fazer uma negociata comigo.
Ayrıca, Nino'nun Gee'ye güvenmemesi gerekiyor.
E também tratei de que o Nino Brown não confie mesmo no Gee Money.
Bütün parayı İngiliz fıstığın almasını tercih ederim. Kusura bakma.
não, I'd rather run naked into Limey chick that got the money. desculpem.
- Leo'nun parasını sana verirsem Bones peşine düşer ve bu da yeni bir beladır.
És tu que o tens? Se te der o dinheiro dele, tens o Ray Bones à perna.If I gave you Leo's money, you'd have Ray Bones all over your ass. - Isso já é outro problema.
Ooh, evet, G Money - güzel değilmiydi?
Sim, G Money. Ele era querido?
Money Magazine'den Karen'e... bu harika ödül için teşekkür etmek istiyorum.
Quero agradecer à Karen, da Money Magazine, por este prémio maravilhoso.
Kutlamaları başlatmak için... Money Magazine'den Karen Narlington'u sahneye davet etmek istiyorum.
Para dar início às festividades, quero apresentar a Karen Narlington, da Money Magazine.
Sayın Başkan, size Money Magazine ödülünü sunmak benim için büyük bir zevk.
É com o maior prazer que lhe entrego um prémio da Money Magazine.
" Sayın Ev Sahibi, kredi kayıtlarınızın iyi olması nedeniyle Money Bank kredi kartı almaya hak kazandınız.
"Caro morador, devido ao seu passado em crédito ser bom, foi aprovado para ter um cartão de crédito do Money Bank."