English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ M ] / Moses

Moses traduction Portugais

503 traduction parallèle
İspanyol topraklarına gideceğiz. Cennetten bir köşe olan Texas'ta her zaman birlikte yaşayacağız.
Vamos para essa rica terra onde Moses Austin ganhou uma concessão para os americanos atrevidos.
Easy Moses'ın üstünde kalırsan, senin koyun çobanı olmadığını anlarlar.
Se não cair do Easy Moses, eles verão que não é pastor de ovelhas.
- Büyükanne Moses gibi.
A avó Moses.
Büyükanne Moses amatör bir ressam değildi.
- A avó Moses nunca foi amadora.
Yumurtalar taze olsun, Moses Brown.
Trata de ter ovos frescos, Moses Brown.
- Moses Brown.
- O Moses Brown.
- Yaşlı Mose.
- O velho Moses...
Adım Moses Pray, Kansas İncil Şirketi. Kendisi bilir.
Chamo-me Moses Pray, sou da Companhia de Bíblias do Kansas.
Moses ; viskiyi bu sefer nereye sakladın
Moisés, onde escondeste o whiskey desta vez?
Moses arabasından zor ayrıldı.
O Moisés teve de limpar esta carroça.
Moses?
Moisés?
Bu çok para Moses.
Isso é muito dinheiro, Moisés.
Dünyadaki en iyi Moses.
- O melhor do mundo, Moisés.
Beni kazıklamaya çalışıyordun, ve Moses de seni.
Estavas a tentar enganar-me e o Moisés a tentar enganar-te.
Ama önce Moses'in atı alıp alamayacağını anlamak istedim.
Mas primeiro queria saber se o Moisés o compraria, é tudo.
Moses'i aradım.
Eu telefonei ao Moisés.
Büyükanne gibi bir kadındır.
É uma espécie de "Grandma Moses".
Moses nerede?
Onde está o Moses?
Memur Moses Hightower... ve Carey Mahoney.
Os agentes Moses Hightower... e Carey Mahoney.
Edwin Moses, dikkat et!
Edwin Moses, põe-te a pau!
Büyükanne Moses arkada Jack üzerinde çalışıyor, cam temizleyici.
A avó Mo está a lá atrás a tratar do Jack, o lavador de janelas.
Moses mi?
Curren.
Senin her zaman acelen var Moses.
Estamos os dois com pressa.
Bir şeyi hiç anlamıyorum Moses bir mektubun Queenstown'dan Maseru'ya gitmesi dört gün sürüyor.
Preencha o impresso. Nunca vou perceber porque demora quatro dias para uma carta de Queenstown chegar a Maseru.
Shlomo, Moses...!
Shlomo, Moses...!
- Neden Moses bu kadar gecikti?
- Porque demora Moses tanto tempo?
- Moses!
Moses!
Moses!
Moses!
Moses! Ne oldu?
Moses!
- Şimdi, Moses, eğer ben öldürülürsem...
- Agora, Moses, se eu for morto...
Moses'ı da yanına al, ben sizi ormanda bulurum.
Leva Moses contigo, e eu encontro-os na floresta.
Küçük kardeşi Moses'a ne olduğunu dair ise, tek bir kayıt bile yok.
Não há qualquer registo do que aconteceu ao seu irmão mais novo, Moses.
Bu polisin adı Çavuş Moses Hightower.
É o Sgt. Moses Hightower.
Bennie, Slim, Moses, rica etsem, herifi çıkarmama yardım eder misiniz?
Bennie, Slim, Moses, tiram daqui o estupor do defunto?
Kayın biraderim Moses.
O meu cunhado Moses
Kayın biraderin Moses mı?
- O seu cunhado Mouses?
Roma'da, Michaelangelo'nun Musa'sı korunmak için kadife bir cübbeden fazlasına sahip değildi.
Em Roma, Michelangelo's Moses não tinha nada mais que um manto como amparo.
Moses Gölünde amcasıyla kalıyordu ta ki...
Estava em casa do tio em Moses Lake até nos...
Birkaç sene önce, Indiana, Moses Lake yakınlarında yaşandı.
Foi há uns anos atrás, perto do Lago Moses, em Indiana.
Ve Daisy May Moses, "nine" olarak biliniyor.
e Daisy Mae Moses, conhecida como "avó".
Buraya Daisy May Moses'i görmeye geldim.
Meu jovem! Vim ver a Daisy Mae Moses.
Ama Moses vasıflı metal işçisidir.
Mas o Moses é um metalúrgico especializado.
Moses, ona kartını ver.
Moses, dá-lhe o teu cartão.
İhtiyar Moses'ın her şeyi bildiğinden kuşkulanıyorum en azından Hudsucker'ı ilgilendiriyorsa.
O velho Moisés sabe tudo. Especialmente, no que diz respeito à Hudsucker.
Bu ihtiyar Moses'in tarzı değildir.
É assim que o Moisés funciona.
Bu başta ihtiyar Moses'ı da şaşırttı.
Até o velho Moisés eles surpreenderam.
Benim adım Moses.
Sou o Padre Wo...
Senin şu kağıtlara bir bakalım Moses.
O Fentor diz que vão apanhar mais chuva.
- Moses.
Moses.
Kayınbiraderin Moses demek?
Seu cunhado Mouses.
Moses!
Moisés!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]