Move traduction Portugais
1,340 traduction parallèle
Onunkilerden daha asil nedenlerin olabilir ama yine de bizlerle satranç tahtasındaki piyonlar gibi oynuyorsun.
Seus motivos podem ser mais nobres do que os dela... mas mesmo assim nos move como peças em um tabuleiro.
Ben kıpırdamadan duruyorum, dünya etrafımda dönmeye başlıyor.
Fico quieto á medida que a terra se move em torno de mim
Kızılötesi tarayıcılar Çığırtkan sürüsünün şimdi de... bozkırdan bize doğru geldiğini gösteriyor. 300 metre uzağımızdalar.
A monitorização com infravermelhos diz que o bando de shriekers... se move através das pampas na nossa direcção, estando agora a menos de 300 metros.
Hareketsiz, daima sabit.
- Nunca se move, é fixo.
Dağları dahi şaka kalktırır, evet...
Move montanhas.
Move over!
Saiam dai!
Şu o... çocuğunu kaldır.
Move esta filha da puta.
Tamam ama ağır hareketlerle.
Sim, mas move-te lentamente.
1963'te Fox, Something's Got to Give'i Move Over, Darling adıyla Doris Day ve James Garner'la yeniden çekti.
A ideia geral era que se soubessem que Marilyn tinha problemas... teriam feito tudo o que pudessem para ajudar. Então, percebi que Marilyn não fascinava só os homens.
Yeni biriyle görüşmeden önce genellikle bir yer sarsıntısı olması gerekiyor.
Sempre que ela conhece alguém, a terra move-se.
Ne sarsıntısı Mino?
O quê que se move, Mino?
"Yer hareketleri" hanımım.
A terra move-se, senhora.
Vücudum harekete geçiyor.
Meu corpo move-se.
Syd'in sorunlarına rağmen, grup, ortalığı kasıp kavuran İngiltere turnesine devam etti. Jimi Hendrix ve "The Move" da bu rock'n'roll şöleninin birer parçasıydı.
Apesar dos problemas de Syd, o grupo seguiu a sua turné pela Grã-Bretanha, com Jimi Hendrix e os The Move como parte de um espectáculo itinerante de rock n roll.
sen de kafasını diğer tarafa çevir.
Move a tua cabeça até ao outro lado.
Evde hiçbir şey yapmıyor.
Não move um dedo para ajudar em casa.
- Kemiğe kadar mı? - Dikkat et.
- move-se o osso?
Nefes almıyor doktor.
Não move ar.
Tüm uzuvlarını hareket ettiriyor.
Move as extremidades simetricamente. Pulmões limpos.
- Hareket eden her şeyi takip edebilirdi.
Ele perseguia tudo o que se move.
Siz de çekiliyorsunuz ve lambayı kırmıyorsunuz.
"Lâmpada no corredor, mova-se." Você move-se, não parte lâmpada.
Bazen de hareket eder.
Algumas vezes, se move
Apidium kanallardan hareket ederek, tropikal bitkiler arasından geçerek, meyve ağaçlarını arar.
O apidium se move por entre os canais e vaga pelo mangues Procurando árvores frutíferas.
Enerjisini korumak için son derece yavaş hareket eder. Bu da böyle kötü bir alanda yaşayan büyük bir hayvan için önemli bir stratejidir.
Move-se muito lentamente para conservar energia, uma importante estratégia para sobreviver num habitat tão pobre.
Bu dünyadaki okyanusları harekete geçiren, yeteri kadar kuvvetli bir güç vardır.
Há uma força tão poderosa que move os mares deste mundo.
Hareket şeklini, gülme şeklini ve sesini.
E a maneira como se move e a maneira como sorri.
Altı ay geçiyor ve adam her zaman olduğu gibi sihirbazın başının ucunda bekliyor. Birdenbire fark ediyor, sihirbazın eli oynaya başlıyor. Sonra tüm kolu ve adam gözlerine inanamıyor.
6 meses depois, e o tipo sentado na cama do mago... e nota que a mão do mágico se move, depois o braço, e não acredita.
Ve sen seni bunun için seviyorum şekli koruyan ve hareket ettiren güçsün.
E tu, eu amo-te por isso... és a força que move e mantém a forma ".
Hoş kuyruk yürür, aniden bir çita gibi hareket eder.
Passa um rabo bonito, de repente ele move-se como um chita.
Kimse Yahudiler için yerinden oynamıyor.
Mas ninguém se move em defesa dos judeus.
Wow, çok etkilendim. Brian, gerçekten.
Você me move, Brian, realmente.
bir laboratuvar tüpünde doğmuş, Şimdi aramızda yaşıyor, aramızda dolaşıyor.
Fora de um tubo de ensaio, agora ele vive e se move entre nós.
Cheeco, kıçını buraya getir!
Cheeco, move esse rabo até aqui.
Move that, little lady in a track suite. - Ne düşündüğüm biliyor musun?
Mexe na peça da senhora em fato de treino.
- Her şey tamam, kıpırdama yok.
- Destruídos. Nadase move.
En sondaki GPS durumumuza benzer hareketler var. Ve bu... ve bu, bölgenin hareketinin hızlandığını gösteriyor.
Chequei o movimento e comparei com a última posição GPS... e parece... bom, parece que a placa se move mais rapidamente.
O kendini değişik şekillerde belli eder.
Ele move-se por caminhos misteriosos.
Sen kendi pullarınla oyna, ben de benimkilerle, tamam mı?
Você move as suas fichas, e eu as minhas, está bem?
- Hedef indi ve hareket halinde.
- EI branco se move. - Preparado.
- Aklıyla nesneleri hareket ettirebiliyordu.
Ele move objectos com a mente.
Tamam, şimdi götürebilirsiniz.
Ok, move-o então.
Ayak parmaklarını oynatabilir misin?
- Move os dedos dos pés.
- Pek nefes almıyor.
- Logo que move ar.
Şakak kemiği ve altçene iyi Kan yok.
A mandíbula se move bem. Não há sangue.
Ayak parmaklarını oynat.
Move os dedos dos pés.
Normal nefes alıyor mu?
- Move um pouco de ar?
Ama hareket ediyor... ve büyüyor.
Mas move-se e cresce.
O Leviathan sabit olmayabilir ama eminim çok hızlı da hareket etmiyordur.
Eu não cometo erros. A Leviathan não está parada mas não se move rápido.
Don't move!
Não se mexa!
Sakın bir şey söyleme, sadece onayla.
Não diga nada. Só move a cabeça.
Burun ve dudak çevresinde karbonlu madde var.
Não move muito ar.