Mudur traduction Portugais
2,288 traduction parallèle
Arzun bu mudur, Lily?
É essa a tua vontade, Lily?
Judy'nin ortadan kaldırmak için vakti olmuş mudur?
A Judy teve tempo para a fazer desaparecer?
Sence kaybolduğumuzu farkeden olmuş mudur?
Achas que alguém sabe que desaparecemos?
Sizce bunu yutmuş mudur?
Acham que ele caiu?
- Ne yani bu mudur? Bir şeyler yapmalıyız.
Não, temos de fazer alguma coisa.
İntikamın bu mudur?
Esta é a sua vingança?
Açlıktan ölmek üzere olan ailesini doyurabilmek için çalan bir kimse suçlu mudur? davranışlarımızın genetik özelliklerimizden kaynaklandığına dayanan hiçbir elle tutulur bilimsel kanıt yoktur. Buradaki ana nokta ;
É um criminoso alguém que rouba comida, para alimentar a sua família esfomeada?
Bu mudur yani, zıpçıktı?
É isso, otário?
Uygun mudur?
Pode ser?
İyi dolandırıcılar yok mudur? Hayır.
- E não há tubarões bons?
Sence senin şu şerefsiz patron burada tarak saklıyor mudur?
O cretino do teu chefe guarda algum pente aqui?
Tüm o şeyleri iptal etmek mi istiyorsun yani, bu mudur?
Queres esquecer tudo, é isso?
Yaralı bir ruhun sesi bu mudur?
Será essa a voz de uma alma magoada?
- Dikkat çekmemek bu mudur Marty?
- Não somos discretos, pois não, Marty?
Bu mudur dikkat çekmemek?
Isto é que é entrar de mansinho?
- O da iyi, üretken bir hayat yaşıyor mudur?
Anda por aí, a viver uma vida saudável e produtiva? Tudo é possível.
Buralarda lokanta zincirlerinden yok mudur ya?
Acham que há um Chili's por aqui?
Sence orada satılıyor mudur?
Achas mesmo que eles têm isso?
Sence satılmıyor mudur?
Achas que não?
Oh, Her zaman bu kadar çok mudur?
São sempre assim tantos? Não.
Bu mudur yani?
É isto?
Acı çekiyor mudur?
E se tiver dores?
Bu mudur yani?
É isso?
Tavsiyen bu mudur?
É esse o teu conselho?
- Sence Marion'u aldatıyor mudur?
Achas que ele engana a Marion?
John, sence de dört yılın ardından akşam yemeğinden öte bir şey beklemiyor mudur?
John, não achas que, após quatro anos, talvez ela espera algo mais do que jantar?
O tür bir hamlede bulunmamı bekliyor mudur sence?
Mas achas que ela pode esperar que eu faça isso?
Bu mudur yani?
Então é isso que vais fazer o fim de semana todo?
Sorun şu ki, gerçekten seni tekrar görmek istiyor mudur dersin?
Resta saber se achas que ela te quer voltar a ver?
Bu mudur yani?
É isso que queres?
Bu mudur yani?
A sério?
Gücünüz ve güzelliğinizin sınırı yok mudur?
Não haverá limite para o vosso poder e beleza?
Senin dostluktan anladığın bu mudur lala?
É essa a sua ideia de amizade, Mentor?
Bu mudur senin dostluktan anladığın?
É essa a sua ideia de amizade?
- Bu mudur?
É só isso?
Ayılar yukarıya, fareler aşağıya. Bu mudur?
Os ursos devem viver em cima, e os ratos embaixo, é isso?
Fareler alt katta, ayılar üst katta, bu mudur?
Os ratos ficam em baixo, e os ursos em cima, não é?
- Bu mudur?
- O que seria?
Carl, bir kadını öldürdü. Sence onu korumak doğru mudur?
Carl matou uma mulher, acho que é certo protege-lo?
Sana uygun mudur?
Parece-te bem?
Bu mudur olay yani?
É disso que se trata?
Sence komşular bir şey duymuş mudur?
- Será que os vizinhos ouviram algo?
Bu mudur?
É isso?
- [İ] Yemekten patlayan olmuş mudur acaba?
As pessoas podem explodir por comer de mais?
Sence hala bilmiyor mudur?
Achas que ele já não sabe isso?
Al gülüm ver gülüm, bu mudur yani?
- É olho por olho, é isso?
Bu mudur bahanen, çoklu kişilik bozukluğu mu?
É essa a tua desculpa? Personalidades múltiplas?
Tourneuil, beceriyor mudur onu?
- O Tourneuil anda a comê-la?
Bu dogru mudur?
Isso é verdade?
- Bu mudur yani?
- Então é isso, então?
Acaba içime giden olmuş mudur?
Entrou alguma coisa?