Müsün traduction Portugais
3,318 traduction parallèle
- Biraz yardımcı olsan ölür müsün?
- Seria bom um pouco de ajuda.
Sen büyücü müsün?
És um bruxo?
Beni onların yanına götürür müsün?
Está bem. Vais levar-me até eles.
- Carl'ı eve götürür müsün?
- Podes levar o Carl para a casa?
Pekala, çocuklar yemeği bitirdikten sonra bir süre onları kendi evine götürür müsün?
Ouve, depois dos miúdos acabarem de comer, podes levá-los para tua casa um bocado?
Beyaz bir sari giyiyor dedim. Kör müsün?
- Disse que tem um sari branco.
Kumarbaz mısın at antrenörü müsün onu öğrenmek için.
Para descobrir se o senhor é um apostador ou um treinador.
Mâdem bu kadar uyumluyuz sen de demircilik yaptığına göre Handel'i düşünür müsün isim olarak?
Visto que estamos a nos dar bem e que foste um ferreiro, você se importa se o nome de familiar for Handel?
Meşgul müsün?
Estás ocupado?
Bir süreliğine gideceğim için üzgün müsün?
Tudo bem em eu ficar longe durante algum tempo?
Gerçekten özgür müsün yani?
Então és mesmo livre?
Lara Lee, Cora'yı da alıp... Hilda'yı temizledikten sonra Dr. Schultz'un odasına götürür müsün?
Lara Lee, tu e a Cora ficam responsáveis de deixar a Hilda limpa e apresentável ao Dr. Schultz?
- En azından düşünür müsün? - Düşünemem.
Podes pelo menos considerar a possibilidade.
Yeniden dikkate almayı düşünür müsün?
Planeias fazer as provas de novo?
Beni de götürür müsün?
- Podias levar-me?
Bana bir iyilik yap. Akşam arabama götürür müsün?
Levas-me até junto do meu carro, hoje à noite?
- Üzgün müsün? Evime neden girdiniz Tobias?
Qual foi a ideia de me arrombares a casa, Tobias?
Beni banyoya götürür müsün, lüften?
Podes ajudar-me a ir à casa de banho, por favor.
- Meşgul müsün?
Estou ocupado.
Dostum, özürlü müsün?
Estás maluco, meu?
Seni içeri alıp kapıyı kapatırsam, çıkarken ışıkları söndürür müsün?
E se eu deixar-te entrar e fechar a porta, e tu quando saires fechas as luzes.
- Sen yürür müsün ki?
Tu caminhas?
Azcık da olsa biraz minnettar olsan ölür müsün?
Matava-te mostrares-te só um bocadinho agradecida?
15 santimlik esrarlardan almayi düsünür müsün?
Algum interesse em comprar um vaso de planta de dois metros?
Beni eve götürür müsün?
Levas-me para casa?
Bundan dolayı hâlâ üzgün müsün, Tim?
Pode até fazê-la ver coisas que não aconteceram.
Hiç çocuk düşünür müsün?
Já pensaste em filhos?
- Paris'te mektup arkadaşım var, bu mektubu ona götürür müsün?
Paris? Sabes, tenho um amigo por correspondência em Paris.
Bana yalan söylediğin için üzgün müsün?
Estás arrependida por me teres mentido?
Evimi alacak kadar üzgün müsün?
Está arrependida o suficiente para comprar a minha casa?
Sen onun üstü müsün yani?
Então está por cima dele?
Son zamanlarda meşgul müsün?
Tens andado ocupado ultimamente?
Kör müsün be hakem?
Qual é, juiz, que negócio é esse?
Şundan zevk almama izin verip gidip başka birinin havasını söndürür müsün? Bu son torbam!
Podes ir matar a boa disposição de outra pessoa e deixar-me apreciar isto?
Tom'u da davet etmeyi düşünür müsün?
Achas que podias convidar o Tom?
Starklar'a cevabımızı götürür müsün kuzen?
Vós dareis a nossa resposta aos Stark, primo?
- Yoksa beni öldürür müsün?
- Ou matar-me-á.
Nefesim kesilinceye dek yastığı yüzüme bastırabilecek kadar güçlü müsün sence?
Achas que és forte o suficiente para aguentares e acabar o trabalho?
- Özürlü müsün?
- És atrasado?
Broşürleri arabaya götürür müsün?
Podes levar as brochuras para o carro?
- Selam. - Meşgul müsün?
Está ocupado?
Kör müsün, be adam?
Então, é cego ou quê?
Kör müsün nesin?
És cego?
Her akşam ve hafta sonu gönüllü müsün?
- És voluntária 24 horas por dia?
- Eski hükümlü müsün?
- Ex-condenado?
- Aktör müsün?
- É actor?
Hey, bu hafta sonu meşgul müsün, cumartesi günü?
Tens planos para o fim-de-semana? Para sábado?
Beni oraya götürür müsün?
Podes levar-me lá?
Gönüllü müsün?
És uma voluntária?
Üzgün müsün?
- Desculpa?
- Üzgün müsün?
Lamentas?