English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ M ] / Mını

Mını traduction Portugais

683,386 traduction parallèle
Yardımınıza ihtiyacımız var.
- Bem, precisamos da sua ajuda.
- Gerçekten yardımınıza ihtiyacımız var. - Kim gelmiş canım?
- Precisamos da sua ajuda.
Ve şimdi de, iki futbolcu birşeyler yapmak üzere. Sadece futbol takımının geri kalanın anlayabileceği bir şey.
E agora, dois jogadores de futebol vão fazer algo que apenas faz sentido para o resto da equipa de futebol.
Gerçekten de bu, çocukça söylenmelerin işe yarayacağını mı sanıyorsun?
Achas mesmo que esse... sarcasmo infantil de bravura te vai ajudar?
Karımın gözlerinin içine bakıp ona pes ettiğimi söyleyemezdim.
Não poderia encarar a minha esposa e dizer-lhe que desisti.
"Tek bildiğim o sırada uçağın yandığıydı, " ve her seferinde bir problemi çözmeye çalıştım. "
"Só sabia que o avião estava a arder e resolvi lidar com um problema de cada vez."
O zaman bürodan mısınız?
Então, são do Governo?
Lanet olasını burnunu temizler, ona köşedeki dükkandan şeker alırdım.
Limpei-lhe o nariz, levei-o a comprar doces na esquina...
Bunun için hazır mısın?
Está preparado para isto?
Devlet adamı mısın?
Trabalhas para o Governo?
Başın belada falan mı?
Estás em apuros ou assim?
- Hiç umursadın mı? - Elbette umursadım.
- Será que te importas?
Ben de acaba hala hayatta mısın diye merak ediyordum.
Comecei a pensar se ainda estarias vivo.
- Ama beni hapse atmak istiyorsun, doğru mu? Beni vuracak mısın?
Dar-me um tiro?
Sanırım NSA'nın Utah'da Veri Merkezi olduğunu biliyorsunuzdur.
Presumo que conheça a central de dados da NSA em Utah.
Onların 12 eksabaytlık işlenmemiş verilerine ihtiyacım var, gerçi bunu sağlayabileceğinizden biraz şüpheliyim ama.
Preciso de ter acesso aos 12 exabytes de dados brutos deles, o que desconfio que me possa providenciar.
Benim ekibimin NSA'nın önümüzdeki 10 yılda geliştirebileceğinden daha gelişmiş bir yazılım geliştirdi.
A minha equipa desenvolveu um software de exploração mais avançado do que tudo que a NSA produzirá nos próximos 10 anos.
Yardımın için teşekkürler.
Obrigada pela sua ajuda.
Babam hala arabasını mı park ediyor?
O paizinho ainda está a estacionar o carro?
Bunu hatırladın mı?
Lembram-se daquilo acontecer?
Uşağın mı var?
Tens um mordomo?
Anladın mı, burada olan... % 1 kadar bile katlanamayacağım b.ktan bir şey.
Isto aqui mesmo. Este é o 1 % de porcaria que não suporto.
Hiç alıştırma yamadın mı?
Não tens andado a praticar?
Evet, Bununla nasıl oturacağımın pratiğini yaptım.
Pois, tenho andado a praticar a como me sentar nele.
Şu kadın peruğunu giy ve küvetten çıkmama yardım et.
Coloca esta peruca de mulher e ajuda-me a sair da banheira.
Eskiden çaktığım bir çıtır evleniyor, Ve onların düğününde çalacak birine ihtiyaçları varmış
Uma vadia que costumava comer vai casar-se e precisam de alguém para tocar na cerimónia.
Onu duymadın mı?
Não o ouviste?
Bunun senin için bir düşüş olduğundan eminim Brian, ama artık gerçek dünyaya geri döndün. Kakalarımızın koktuğu, ve hepimizin çer çöp yediği yere.
Tenho a certeza que isto é um reverso para ti, Brian, mas agora voltaste ao mundo real onde o nosso cocô cheira mal e todos comemos lixo.
Evet, Sanırım... Carter'ın evinde birazcık şımartılmaya alışmıştım.
Pois, acho que me habituei a ser estragado com mimos na casa do Carter.
Belki de sen haklısın.Sanırım...
Talvez tenhas razão.
Bağış-gecesi için hazır mısın baba?
Estás pronto para a angariação de fundos, pai?
Alın bakalım Bay Glenn.
- Aqui tem, Sr. Glenn.
O kadar çok kızgınım ki.
Estou tão irritado!
Düğünümüze gelir ve bizim için çalar mısın?
Vens e tocas no casamento connosco?
Cadı mısın sen?
É uma bruxa?
Gecekonduda yaşayan, sihri olan şu ucubeyi duymadın mı hiç?
Nunca ouviste falar do monstro que vive na barraca? A aberração com magia.
Elini süreyim deme sakın, yoksa o eli alırım! Bu kadar saldırgan olma canım, hem de çocuğun yanında.
Não é preciso ser tão hostil, ainda mais em frente à criança.
Bunca şeyi, Kanca ile nişanlandığımdan sonra mı hazırladın?
Talvez tenha começado um pouco antes. Há quanto tempo?
Senin hayatının birçok merhalesini kaçırdım, Emma.
Quero que este casamento seja perfeito.
Yardımın olmadan da kurtulabilirdim.
Rivalidade de irmãs à parte, a Regina tem razão. Muito bem.
Bu arada, şu asa parçasını mahzenime götüreyim de bulucu büyü yapabilecek miyim bakayım.
E nós? Não podemos ficar sem fazer nada. Não vamos ficar parados.
Bense annemin işini yaptım kadının sihrini aldım.
Agora não a consigo acordar.
Niye buradasın? Yardımın gerek.
Podes tomar conta da Robin?
Beni duymadın mı?
Desculpa, estava a escrever.
Isaac, Yazar güçlerimin bana bir şey anlatmaya çalıştığını söylemişti. Belki öylece ilham olmuştur dedim, sonuçta normal kalemle yazmıştım.
Pensei que tivesse saído assim porque usei uma caneta normal, mas com esta não está melhor.
Kimseye yardım edemedikten sonra bu güçlere sahip olmanın anlamı ne? Ona elbette yardım edeceğiz, Henry.
Vamos ajudá-la, Henry, mas não podemos enlouquecer a tentar fazê-lo.
Eski bir dosta yardım etmek istersin diye umuyordum. Kuzeyin Habis Cadısının arazisinde bir ağacı kestim o da beni korkunç bir lanetle cezalandırdı.
Cortei uma árvore que pertencia à Bruxa Malvada do Norte e ela castigou-me lançando-me uma terrível maldição.
Onu almak için yardımın gerek.
Então, tu ganhas um coração.
Kim olduğumun, yapabileceklerimin farkında mısın sen?
Sim.
Beni bir şey için suçlamayacak mısın?
O que queres dizer com isso?
Kendi başımın çaresine bakabilirim.
- Mana, por favor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]