English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ N ] / Neal

Neal traduction Portugais

2,730 traduction parallèle
Sahil Güvenlik'in yaptığı aramayla habere gireceksiniz,... sonra da asıl konuya döneceksiniz, çünkü...
Abram com a busca da Guarda Costeira e passem para isto. - Porque o... - Neal.
- Neal. - Neal'ın demesiyle...
O Neal diz...
- Neal, anlat onlara.
- Neal, diz-lhe.
Son teftişi 20 gün önce Eric Neal yapmış, ki sondaj kulelerini devlet denetçisi olarak teftiş görevine daha yeni başlamış ve kendi isteğiyle gitmiş oraya.
A última inspeção foi feita há vinte dias por Eric Neal, que foi lá mandado sozinho, apesar te ter começado há pouco a formação como inspetor de plataformas.
- Telefon grafiği : Eric Neal. - Maden İşletme epey bir personel sıkıntısı çekiyor.
- Grafismo de telefone, Eric Neal.
Telefonda Maden İşletme Hizmetlerinden Eric Neal var.
Temos ao telefone Eric Neal, do Serviço de Gestão de Minerais.
Yayınımıza katıldığınız için teşekkür ederiz, Bay Neal.
Obrigado por estar connosco, Sr. Neal.
Bay Neal, 19 gün önce Deepwater Horizon'ı teftişe gönderilmiştiniz- -
Sr. Neal, mandaram-no inspecionar a Deepwater Horizon há 90 dias, no dia 1 de abril.
Maden İşletme Hizmetlerinden Eric Neal'ı dinlediniz.
Foi Eric Neal, do Serviço de Gestão de Minerais.
Neal.
Neal...
Senin adın Neelamani Sampat.
Chamas-te Neal Amani Sandpat.
- Neal yeterli.
- Basta Neal.
Neelamani Sampat. "Mavi Mücevher" demek. - Bunu bilmiyordum.
Neal Amani Sandpat significa "joia azul".
- Ben unuttum. Neal.
- Já passou.
Spokane'de alternatif bir haftalık bülten var adı "Pacific Northwest'in İçyüzü" bir kaç hafta önce göçmenlik hakkında bir makale yayınladılar.
- Neal. - Há um semanário em Spokane, chamado "Pacific Northwest Insider", que publicou um artigo sobre a imigração, há umas semanas.
- Neal, ben Will.
- Está lá? - Neal, fala o Will.
- Hayır Neal. Ben vaktimi kaynak bulup onları korumaya harcıyorum.
- Não, porque passo o meu tempo a tentar encontrar e proteger as minhas fontes.
- Neal. - İkimiz de en büyük çocuğuz ve hayatımızın çoğunda kardeşlerimize bakmak zorunda kaldık.
Somos ambos o filho mais velho e cuidámos dos nossos irmãos a maior parte das nossas vidas.
Sadece ben, Rudy, Neal ve Neal'ın Kahire'de bulduğu çocuk anlar.
Só eu e o Rudy. E o Neal. E o tipo que o Neal encontrou no Cairo.
Ben Neal Sampat, New York'tan Atlantis Haber adına arıyorum.
Sou o Neal Sampat, da Atlantis Cable News, em Nova Iorque.
Neal, onu kaybetmeyeceğiz.
- Neal, não vamos perdê-lo. - Caramba!
- Neal, seni aşar bu.
- Neal, não podes dar-te a esse luxo.
- Neal!
- Neal!
Brian, bu Neal Sampat.
Brian, este é o Neal Sampat.
Neal Will'in bloğunu yazıyor.
É ele que escreve o blogue do Will.
Neal yapımcı olmak istiyor, o yüzden ara ara hikaye kovalıyor.
O Neal quer ser produtor, por isso, de vez em quando, propõe histórias.
Neal, dizüstleri ve cep telefonlarının şarj meselesiyle sen ilgilen.
Neal, ficas encarregado de racionar a duração das baterias de portáteis e telemóveis.
- Lonny, ben Neal.
- Lonny, fala o Neal.
Bu polisler Neal Caffrey'i gözaltına almaya geldiler.
Estes oficiais estão aqui para levar o Neal Caffrey sob custódia.
Neal'a kaçması için ben işaret verdim.
Eu dei-lhe sinal para fugir.
Ajan Burke, Neal Caffrey'i bulacağım.
Agente Burke, Eu vou encontrar o Neal Caffrey.
Neal'ı rıhtımın arka tarafında beklememiz gerekiyordu.
Era suposto encontrarmos o Neal de volta ao cais. Pela madrugada.
Gelmedi. Neal, adanın en çok arananı olduğunun farkında.
O Neal está bem ciente de que é o mais procurado na ilha.
Sen de "Neal Caffrey'i yakalamak 101" dersini alsaydın kızdan başlamamız gerektiğini bilirdin.
E se lesses o "Catching Neal Caffrey 101", deverias saber que em primeiro lugar começas com a rapariga.
- Dün gece Neal'la birlikte kaçtığınızı sanıyordum.
Pensei que tinhas ido com o Neal, ontem à noite.
Ben Neal'ın tarafındayım.
Estou do lado do Neal.
Neal'a geri dönelim.
De volta ao Neal.
Neal hakkında bildiğim bir şeyi söyleyeyim.
Uma coisa eu sei sobre o Neal...
Diyelim ki bu adadan kaçmayı başardık Neal'a tam olarak ne yapmayı düşünüyorsun?
Uma vez fora desta ilha, hipoteticamente, o que pretendes fazer com o Neal?
Önce Neal'ı bulalım.
Vamos encontrar o Neal.
- En iyi ihtimalle Collins, Dobbs'a para yedirmiştir o da Neal'ı içeride saklıyordur.
Na melhor das hipóteses o Collins tem um palpite, e o Dobbs está a esconder o Neal lá dentro.
Pekâlâ, bir sonraki uçakla buradan gitmek istiyorlarsa eninde sonunda Neal'ı dışarı çıkarmak zorunda kalacaklar.
Eventualmente, eles vão trazer o Neal para fora. se eles quiserem apanhar o próximo voo.
İşte Neal orada. Plastik kelepçe ile arabaya bağlanmış durumda.
Ali está o Neal, e está preso ao painel.
- Neal, böyle bir şey beklemiyordum.
Contava que te pudesses mover.
Neal, sonsuza kadar kaçmak zorunda kalacaksın.
Neal, vais fugir para sempre.
Neal, bu plan kulağa oldukça çetrefilli geliyor.
Neal, este plano parece incrivelmente complicado.
- Neal.
Indignados?
- Neal?
- Neal?
Neal söyledi.
O Neal acabou de o dizer.
Neal, apsentimiz var mı?
Neal, temos licor de ervas?
Buraya Neal'ı teslim olmaya ikna etmek için geldim.
Vim aqui convencer o Neal a se entregar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]