Neticede traduction Portugais
691 traduction parallèle
Ama bize kalırsa bu cezayı onun yerine senin çekmen gerekiyor. Neticede onu yoldan çıkartıp bir katile dönüştüren de senden başkası değil.
Mas nós achamos que tu devias cumprir a sentença no lugar dele, já que foste tu e só tu quem o levou ao desespero e fez dele um homicida.
"Benim için çok değerli. Evlilik yüzüğü neticede."
Significa muito para mim, é um anél de casamento.
Neticede iyi bir sebebi var.
Venha, venha.
Neticede bir politikacıyım.
Afinal, sou apenas um politico.
Opera binasından daha önemli bir şeydi neticede.
Era maior que um teatro lírico, de qualquer forma.
Neticede, ne bayan ne de başkası zarar görmedi.
Afinal, nem a senhora nem ninguém saiu magoado.
- Neticede bana ne yapabilirdi ki?
- Afinal, o que é que ela me poderia fazer?
Neticede acil bir operasyondu.
Foi uma operação de emergência.
Neticede yasalar adam öldürmeye karşı.
Afinal há leis, contra assassinatos.
Neticede gül güldür. İyi söz.
Assim, a rosa é uma rosa é uma rosa.
Neticede komedi çok önemli değil.
A comédia não é assim tão importante.
Neticede iş istiyorsun.
Você procura trabalho.
Neticede, oksijen atomlarını sıvıya çeviren bir alet bu.
É um dispositivo que separa os átomos de oxigênio em fluído. Meu...
Neticede, oldukça medeni biri. Ve buralardaki tek bekâr.
Em resumo, é surpreendentemente culto... e o único solteiro por aqui.
Neticede 20 ya da 30 dolarlık bu kaybın sözkonusu muazzam... miktarla kıyaslanamayacak kadar küçük olduğunun farkındaydı.
Porque afinal, pensou ele, que significaria a perda de 20 ou 30 dólares... comparada com a larga soma que na verdade estava em jogo?
Neticede André makinesine o kadar güven duyuyordu ki parçalanma birleşme işlemine kendisini soktu.
Por fim, o André ganhou uma tal confiança na sua máquina que se sujeitou ele próprio ao processo de desintegração-integração.
Neticede 30,000 Dolar...
Sim, $ 30.000...
Neticede patron değilim.
Não sou um chefe.
Ve neticede Mexico City'den başka yeni bir ordu ile başka bir general gelir ve sokaklar yeniden kan gölüne döner.
E depois virá outro general da Cidade do México com outro exército, e voltará a correr sangue nestas ruas.
Neticede kocasına karşı mücadele verdim o satış işi için.
Afinal de contas, eu é que estava contra o David, na questão da venda.
Neticede, bizim gibi, istediği şekilde insanlar.
Também são pessoas, feitas a sua imagem, como nós.
Neticede kızın yaşadığı büyük huzursuzluğun nedeni ben olmuştum.
Afinal, eu causei à rapariga um terrível desconforto.
Neticede, bu sana olan borcumdur.
Eu devo-te isso.
Neticede hangi kız, akne izi taşıyan bir zanaatkarın oğlu yerine... bir tanrının oğlunu tercih etmez ki?
Afinal, que menina não preferiria o filho de um deus ao de algum artesão picado pelo acne?
Neticede, 3 Eylül'de bu anlaşma imzalandı.
Por fim, a 3 de Setembro, estas condições foram assinadas.
9 nolu ambar sahası, geçen hafta kendiliğinden infilak etti neticede, tuvalet kağıdı stokumuz kalmadı.
Oh, sim... a área do depósito 9, a semana passada autodestruiu-se... e por isso agora não temos papel higiénico.
Evet ama, bunun için bol bol vaktin olur sonra. Bir de şöyle düşün, biz uzaya çıkalı 20 yıl oldu, neticede sadece 3 yıl yaşlandık, üstelik etrafa bakman için bol bol vaktin var.
Sim, mas tens tanto tempo à tua disposição para isso pensa que passaram já 20 anos desde que estamos no espaço e apenas envelhecemos 3, por isso tens muito tempo..
Ve yaşlı adamın tavsiyesine uyuyorlar ve neticede kuzeydeki şehre varıyorlar.
E seguem o conselho do ancião e finalmente chegam à cidade do Norte.
Neticede boşaldın, değil mi?
Não tiveste o que querias?
Neticede o bir ünlü.
Afinal, ele é famoso.
- Elbette.Ama neticede senin amcanım.
- É normal, se nãocomo podia ser professor.
Neticede, Britanya'yı fethettiğime dair bir kanıt lazım bize.
Afinal, devemos ter uma prova de que eu conquistei a Bretanha.
Neticede şansımız yaver gitti.
No final das contas tivemos sorte.
Neticede, senin enerji sinyalini algıladık.
No final das contas detectamos sua assinatura de energia.
Neticede, her şey yolunda giderse gezegenler arası gemi ya da gemiler Dünya'nın yörüngesinde inşa edilir Mars'a olan uzun yolculuğuna başlar sonra iniş modülü yere konar.
Mas eventualmente, se tudo correr bem, a nave ou as naves interplanetárias, seriam construídas no espaço em órbita da Terra, e lançadas para a longa viagem para Marte, e aí então, o módulo de aterragem seria descido na superfície.
Kitabımı, vuran, ama vurulmayanlara adayacağım neticede bu, hayatta kalma meselesi.
Vou dedicar o meu livro aos que alvejaram mas não foram alvejados porque é sobre sobreviventes.
Neticede diğer sistemlere de bulaşacaktır.
Provvelmente, penetra nos outros sistemas.
O boşaldı ve neticede ben de bu harika bebeğe sahip oldum.
Ele ejaculou e, em resultado disso, tenho um bebé maravilhoso.
Neticede sadece ufak bir balık.
Afinal, é apenas um peixinho.
Neticede oluşan ekonomik şartların... iki acı gerçeği bulunuyordu :
Na sombria economia subsequente, existem duas realidades chocantes.
Neticede bizim karımız 60-70 milyon dolar.
Eventualmente... Poderemos ganhar 60, 70 milhões de dólares.
Kaza sırasında ben savrulmuştum. Neticede bacağım kırıldı, ama savrulmuştum.
Eu sai ileso do acidente, parti uma perna, mas fiquei bem.
Neticede, ben kendi görüşlerimi yayınlamak istiyorum.
Então chegamos a você. Em última análise, eu prefiro colocar minhas próprias opiniões.
RONALD REAGAN Amerika kıtalarına sızmaları önlenmeye çalışılan teröristler, dış mihraklar ve hedefleri sadece El Salvador değil bana göre hedefleri... ee tüm Orta ve daha sonra muhtemelen Güney Amerika ve eminim ki, neticede Kuzey Amerika.
Tentar impedir a infiltração nas Américas... por terroristas, pela interferência externa... e por aqueles que visam não só El Salvador, mas que visam... a América Central e, talvez depois, a América do Sul... e, por fim, a América do Norte.
Geceleyin biraz bir şeyler atıştırayım dedim, neticede, bisküvi kutusuna doğru bir uzandım. Bisküvi kutusuna...
Tive um pouco de fome durante a noite, então fui lá abaixo ao pote dos biscoitos.
Neticede, işte o kadar.
Bem, é assim, então.
Eşim, eve bir sürü sevgili sokmuş, tonla sevgiliyle'iş'çıkarmış, neticede sürüyle piçten müteşekkil büyük bir aile kurmuş.
A minha mulher trouxe exércitos de amantes para casa, que trabalhavam em grupo para que ela tivesse uma família enorme de bastardos.
Neticede, klinikte olduğun için film yapman çok riskli.
A verdade é que a tua estadia na clínica tornou-te um grande risco para o cinema.
Ben de "Öyle olsun bakalım" deyip, onu ortağıma verdim. Bir sokak arasına gittik ve neticede o hırtapoz dişlerinden oldu.
Eu disse : "Está bem, idiota." Fiz um sinal para o meu companheiro, fomos para o beco e zás-trás!
Neticede, Federasyon, hükümeti taviz vermeye zorlayacaktır.
Eventualmente a Federação forçará o Governo a dar concessões.
Neticede insansın.
És humano.