Neyse ki traduction Portugais
3,189 traduction parallèle
Neyse ki, çok belirli bir kimyasal kalıntı bırakıyor.
Felizmente, tem características químicas muito distintas.
Neyse ki Judith aile dostu olduğundan suçlamada bulunmayacak.
Felizmente, como amigo da família, a Judith não vai prestar declarações.
Neyse ki yalvarma pantolonumu giymişim bugün.
Ainda bem que trouxe as minhas calças de implorar.
Neyse ki babam ortaya çıkmıştı.
Ainda bem que o meu pai apareceu.
Neyse ki ben bu kadar berbat durumda değilim.
Fico feliz ao ver que está tudo a correr bem.
Zaman ve mekan kavramlarıyla kısıtlanmak zorunda değilim. Sonuçta ölüp gidecek bir vücudum yok neyse ki.
Não estou ligada ao espaço e tempo como estaria se eu estivesse preso num corpo que inevitávelmente vai morrer.
- Neyse ki o iyi. Daha yolun başıydı, o kadar acı hissetmeyecek.
Ainda bem que ela é saudável e que aconteceu numa fase inicial, por isso não sentirá muitas dores.
Ve bu adamın aracı Apaçi helikopterinin aracın yan tarafını delik deşik eden ve neyse ki içerideki iki çocuğu öldürmeyen 30 kalibrelik keskin ateş kuvvetiyle 180 derece dönüyor.
E o seu veículo é virado 180 graus pela força bélica do helicóptero Apache. e das suas munições de 30 milímetros que rasgam a lateral do veículo e milagrosamente não matam as duas crianças no seu interior.
Neyse ki bu sorun üzerine kafa yordum.
Felizmente, pensei no assunto.
Neyse ki kocamın iş yerinden şişe suyu ucuza geliyor.
O meu marido consegue água engarrafada a bom preço.
- Neyse ki, yol hep bayır aşağı.
- Espero que seja no fundo da ladeira.
Neyse ki yarın taburcu oluyorum.
Felizmente, dão-me alta amanhã.
Ama neyse ki küçük gevşeme kitabım vardı.
Mas felizmente, tinha o meu livrinho para me consolar.
Neyse ki birkaç iyi kişi çıktı.
Felizmente, já tivemos algumas propostas de bons pilotos.
Neyse ki tam zamanında yakaladık.
Contudo, nós apanhámos isto a tempo.
Neyse ki sen yaşIıIığını görmek zorunda kalmayacaksın.
Felizmente para ti, Não precisas fazer isso.
Neyse ki, beni biliyorsun.
E para tua sorte, tu sabes que a conheces melhor.
Neyse ki, başka birine ihtiyacımız olmayacak.
Ainda bem que não vamos precisar de outra.
Neyse ki, bir kaç saniye sonra sen de ölebilirsin.
Para depois morreres já a seguir.
Çeteler arası iç savaş olma durumu vardı. Neyse ki çözüm üretmek bizi birbirimize daha sıkı bağlıyor.
Embora haja conflitos internos na gang, cá fora, felizmente, somos todos muito unidos.
Neyse ki, deneyi savaş bitmeden önce başarısız oldu.
Por sorte todas as experiências dele foram destruídas antes do fim da guerra.
Ama neyse ki kainat Lindsay'e ekonomik sorunları için şamanın dediklerinden çok uzak olmayan bir çözüm teklif etti.
Mas o universo tinha a solução para seu problema financeiro... que não estava muito distante do que o xamã havia dito.
Evet, neyse ki, Bo güçlü görünüyor..
Bom, ao menos a Bo parece... animada.
Neyse ki sona yaklaştık.
Esperamos que o fim esteja próximo.
Neyse ki sınırsız uyarı hakkın var.
A boa notícia é que podes cometer faltas ilimitadas.
Neyse ki Chris öyle.
Mas para nossa sorte, o Chris é.
Neyse ki genç ve pervasızdık ve kısa süre sonra dört kişi olmuştuk.
Felizmente, somos novos e despreocupados e pouco depois já éramos quatro.
Neyse ki, ileri görüşlülük edip zarar etmeden şirketi kapattım. Miami'de ev, hanıma da yeni memeler aldım.
Felizmente, apercebi-me disto, peguei no dinheiro e comprei um condo em Miami mamas novas para a mulher.
Neyse ki, nasıl çalıştığımı şimdi gördün.
As boas notícias é que o viu agora.
Ama neyse ki klinik kapalıydı.
Mas ainda bem que aquela clínica estava fechada.
Neyse ki siz geleceğinizi planlayacak kadar aklı başındasınız.
Felizmente, vocês os dois tiveram presença de espírito para planearem o vosso futuro.
Neyse ki anneciğinin işini bitirebilene kadar dayanmayı başardın.
E aguentaste quase tempo suficiente para a mamã conseguir vir-se.
Neyse ki evdekileri yürütecek biri yok.
Espero que não roubes as pratas.
- Neyse ki sen varsın.
- Felizmente que te tenho a ti.
Neyse ki, yüzyıllar var daha.
Não por anos, espero eu.
Neyse ki adam sıska biriydi.
ele é um tipo magrinho.
Neyse ki Diego'nun koşumu takılalı çok zaman geçmemiş. Kısa bir tedaviyle hızlı bir süreç olacaktır.
Por sorte, o arreio no Diego não foi implantado há muito tempo, assim a remoção será rápida, assim como a recuperação.
Neyse ki kölelerim yok, o yüzden bu günahı işleyemem.
Felizmente não tenho nenhuma, por isso essa tentação nem sequer ocorreu.
Neyse ki o çocuğun üzerinde bir şey denemedin.
A tua sorte é não teres tentado fazer nada ao miúdo.
Neyse ki hemen geri gelmiş.
Felizmente, a electricidade voltou.
Neyse ki, bunun aileme haksızlık olacağına dair şeyler düşündüm.
Felizmente, também pensei que não seria justo para a minha família.
Neyse ki bir sonraki işimde bu kadar çok yolculuk yapmayacağım.
Espero não viajar tanto no meu próximo trabalho.
Neyse ki şimdi iyi.
Reparei na...
Neyse ki, oldukça güvenilir bir gerçeklik detektörün var.
Por sorte, você tem um detector de verdade muito confiável.
Her neyse ya mesele şu ki, sen acayip zekisin ama bir o kadar da tembelsin.
Não interessa. És inteligente. Mas és um preguiçoso de merda.
Neyse, Korkarım ki size yardımcı olamayacağım.
Sinto que não posso ajudar.
Her neyse, seninle bağlantı kuracağımı umuyordun ki kurmadım.
Enfim, você esperava que eu entrasse em contacto, o que eu não fiz.
Her neyse, artık ne önemi var ki?
De qualquer modo, para que interessa isso agora? Nós vamos...
Her neyse, şu ağdalı "Bir dünya ki..." zımbırtısını tekrar gündeme getiriyorlar ve herkes hop oturup hop kalkıyor.
Vão usar a expressão "Num mundo..." e estão todos empolgados.
Neyse, bu konuşmada Walt dedi ki :
Seja como for, na chamada, o Walt disse que ia, e passo a citar :
Neyse şanlıyız ki filmin sonunda bir fırtına var.
Sim, mas estamos com sorte, porque há uma enorme tempestade no fim do filme.