English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ N ] / Nige

Nige traduction Portugais

46 traduction parallèle
- Nige.
- Nigel.
Onu ne zaman görüyorsun Nige?
Quando o vê, Nige?
Ben buradayım, Nige.
Aqui em cima, Nigel.
Ne yapıyorsun burada, Nige?
O que estás aqui a fazer, Nige?
Dinle, Nige.
Olha, Nige.
Bunu onaylarsın herhalde Nige. Çünkü senin çocuklarının başına gelen bir olay.
E sei que tu concordas, Nige, porque aconteceu com os teus miúdos.
Nige'e geç kaldım..
Estou atrasado.
Nige'ı görmüş.
- Ela viu o Nige.
Nige'ı gördüklerini sandılar ama Joe'yu gördüler.
Pensaram que viram o Nige, mas viram o Joe.
- Nige'dı. Onunla beraber çalışıyorum.
- Foi o Nige, que trabalha comigo.
Sadece siz mi yoksa Nige da var mıydı? Hayır, sadece ben vardım.
- Foi sozinho ou com o seu amigo Nige?
Nige, annesiyle birlikteydi.
O Nige estava fora com a mãe.
- Nige, kafa bulmayı bırakır mısın?
- Nige, queres parar com as tretas?
Dostun Nige, iyi bir yalancı değil.
- O seu amigo Nige não mente muito bem.
Nasılsın Nige?
Tudo bem, Nige?
Lavaboyu sen mi tıkadın, Nige?
Nige, entupiste o lavatório?
- Hayır, sanmıyorum Nige.
- Acho que não, Nige.
Nige pişiriyor.
O Nige vai cozinhar.
Güzel masa kurmuşsun, Nige.
Que manjar, Nige.
Nige, içinde kıl var.
Nige, tem um cabelo.
Nige işi kendi başına götüremez. Sonbahardayız.
O Nige não aguenta com tudo sozinho.
Nige'a selamımı söyle.
Dá um beijo meu ao Nige.
Yani ben, Tom, Danny, Nige Carter ve Mark vardık.
Por isso fui eu, o Tom, o Danny, o Nige Carter e o Mark.
Nige, bunu yapma sebebim değişen şeyleri unutmak zaten. Peki.
Nige, não estou a brincar, a única razão porque faço isto é para esquecer que tudo está diferente.
- Ben Nige.
- É o Nige.
- Nige'dan haber var mı?
Sabes de alguma coisa do Nige? Não.
Nige yapmış olamaz.
Não pode ser.
Nige sizin bildiğinizi söyledi. Hayır.
O Nige disse que sabiam.
Ne yani, Susan'ın Nige'ı gördüğünü mü düşünüyorsun?
Então, acha que a Susan viu o Nige?
♪ Yıkılmadım, ayaktayım ♪ Hayır, Nige yıkılmaz
Pensaste que me deitava e morria? Não, não Nige
Evde doğum yapacağım Nige.
Vou fazer o parto em casa, Nige.
Pekala Nige.
Tudo bem, Nige.
Nige, iyi misin?
Nige, estás bem?
Kaç kere söyledim?
Nige! Quantas vezes...
Belli ki iki kel adamı birbirine karıştırmış, çünkü o adam Nige değildi.
Obviamente, ela confundiu dois carecas, porque não foi o Nige.
- Hayır. -... sonrada cesetten kurtulmak için arkadaşınız ve meslektaşınız olan Nige Carter'ı aradınız ama...
- Não. - Depois, chamou o seu amigo e colega, Nige Carter, para se desfazerem do corpo...
Senin hatan değil.
A culpa não é tua, Nige.
Arayan Nige idi.
Era o Nige.
Savunma, jürinin Dan'i benim öldürdüğüme inanmasını istiyor. Nige'da cesetten kurtulmama yardım etti diye iddia ediyorlar, değil mi?
A defesa quer que o júri acredite que matei o Dan e que o Nige se livrou do corpo, não é?
- Selam, Nigel.
- Olá, Nige.
- Danny, Mark, Tom ve Nige ve...
O Danny, o Mark, o Tom, o Nige e... O Joe.
Nige işlerimi halledecek bu sırada.
Sabes, o Nige pode orientar o trabalho, por isso...
Nige'a soracağız.
- Vamos verificar com o Nige.
Pek sayılmaz, Nige.
Nem por isso, Nigel.
Nige değil baba.
Não é o Nige, pai.
- O ve Nige epey meşguller.
Ele e o Nige andam muito ocupados.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]