Nobu traduction Portugais
149 traduction parallèle
Nobu.
Tanley. - Nobu.
Burası Beverly Hills.
Nobu, estamos em Beverly Hills.
Nobu, gözünü ayırma.
Nobu, fica de olho nele.
Senin için de Nobu.
- Para ti também, Nobu.
Ben de mutluyum Nobu.
- Também fico contente, Nobu
Nobu.
Nobu...
Nobu!
Nobu!
Kes şunu, Nobu!
Pára com isso, Nobu!
Nobu...
Nobu...
Sana Shuya dedim, Nobu gibi.
Tratei-te por Shuya, como o Nobu.
Ama Nobu'ya da yardım edemedim.
Mas eu também não podia ajudar o Nobu.
Yanında Nobu'nun Kitano'ya sapladığı bıçak vardı.
Trouxe da sua secretária a navalha que Nobu usou para apunhalar Kitano
Babanız bize Nobu'da yer ayırttırdı. Ve 5 : 30'da değil.
O Papá arranjou-nos reservas no Nobu, e não às 17 : 30.
Nobu'dan farkın yok. ( New York'da restoran ).
És como o Nobu.
New York'ta, Nobu, Ralf Lauren, Tiffany's takılıyor.
Em Nova Iorque, vai ao Nobu, Ralph Lauren, Tiffany's.
Nobu,
Nobu!
Öğle yemeği için Nobu'da yer ayırtmıştım.
É que eu tenho uma reserva para almoço no Nobu.
Fred Segal'de indirim varmış, Bellki Nobu, bir yolculuk yaparız.
O Fred Segal está em saldos. Estava a pensar no Nobu. Um passeio.
O ve ortağı Nobu'ya eşlik edeceğiz.
Vamos distraí-lo e ao sócio, Nobu.
Nobu zorlu bir mücadele olabilir.
O Nobu vai ser um desafio para nós.
Müdür Nobu.
Presidente Nobu...
Nobu-san.
Nobu-san.
Nobu-san seni bu konuda eğitmeli.
O Nobu-san terá de esclarecer-te.
Hadi hemen dikkatini Nobu'ya ver.
Depressa, dá toda a atenção a Nobu!
Belki Nobu-san bana güreşin kurallarını anlatma inceliği gösterir.
Talvez Nobu-san queira ter a amabilidade de explicar-me as regras do combate.
İlgimi Nobu'ya çevirmeye zorlandığımda benden çalınan zamanı.
Um momento roubado quando fui forçada a desviar a minha atenção para o Nobu.
Nobu-san'la Tsunashima restoranında buluşacağız.
Vamos encontrar-nos com o Nobu-san no restaurante Tsunashima.
Doğru zamanda kimse görmeden Nobu'ya ver.
No momento certo, passa-o ao Nobu... discretamente.
- Lütfen bizi bağışlayın.
Perdoe-nos, Nobu-san.
Nobu-san'ın kendinden başka biri olması arzulanamaz.
Ninguém pode querer que o Nobu-san seja outro que não o Nobu-san.
Nobu-san, bu kadar duygusal olduğunu hiç bilmiyordum.
Nobu-san, não fazia ideia que eras tão sentimental.
Şu Nobu denen adam.
Esse tal Nobu...
Nobu ve Başkan iş ortakları.
O Nobu e o Administrador são sócios.
Baron, Nobu-san sevgili Hatsumomo'muz ve onun o zarif General'i.
O Barão, Nobu-san, a nossa querida Hatsumomo, e aquele garboso General dela.
Cumartesi geliyor musun, Nobu?
Nobu. Vem no sábado?
Nobu-san'a gösterdiğin ilgiden dolayı sana minnettarım.
Gostava de te agradecer as tuas atenções para com o Nobu-san.
Nobu, bazen geçinmesi zor bir adam olabilir.
O Nobu é um homem difícil.
Nobu, bana çok şey öğretmiştir.
O Nobu ensinou-me muito.
Nobu, senden bu yüzden hoşlanıyor.
É por isso que o Nobu gosta de ti.
Nobu hayal kırıklığına uğradı mı?
O Nobu ficou desapontado?
Nobu açık artırmaya katılmadı.
O Nobu não licitou.
Nobu ve ben elimizden geldiğince sizin için güvenli bir yer bulmaya çalışıyoruz.
O Nobu e eu estamos a tentar encontrar abrigos seguros para vocês. Venham!
Nobu'nun orada bir arkadaşı var.
O Nobu tem lá um amigo.
Nobu-san'a minnettarlığını ileteceğim.
Transmitirei a tua gratidão ao Nobu-san.
Nobu-san.
Nobu-san...
Çok üzgünüm, Nobu-san.
Lamento muito, Nobu-san!
Bunu ne kadar isterdim bilemezsiniz, Nobu-san.
Como gostaria, Nobu-san...
Nobu ve Başkan için Amerikan yardımı yapmaya yetkisi var.
Tem poderes para aprovar financiamento americano ao Nobu e ao Administrador.
- Nobu-san, Sıra sende.
- É a tua vez.
Beni bağışlamanızı diliyorum, Nobu-san.
Peço-lhe que me perdoe, Nobu-san.
Beni Nobu ile ilk tanıştırdığında ona ilgi gösterdiğim için çok aptalım. - Onu reddedemezsin.
Quando me apresentou pela primeira vez ao Nobu, fui tola em prestar-lhe atenção.