Número traduction Portugais
36,463 traduction parallèle
Bu sabah bana numarasını verdi de.
Ela deu-me o número hoje de manhã.
Evet, bir de çok güzel bir kızın numarasını aldım sana.
E consegui-te o número de uma bela miúda.
Sayıca çoklar.
Está em menor número.
Kıçıma çoklar.
Menor número, uma ova.
Zayiat tam olarak nedir?
Temos o número exacto de feridos?
Ev satışa çıktığında araması için cep numarasını vermiş.
Ele deixou um número de telemóvel para quando o local estivesse pronto para visitas.
Numarayı şu an size gönderiyorum.
Estou a enviar-te o número dele agora.
Bildiğim kadarıyla bu olayla tek alakası, altı numaralı koltuktaki kurban olarak tarif edilebilir. Ama senin için onun varlığının daha çok şey ifade ettiği açık.
Tanto quanto sei, a relevância dele no crime só pode ser descrita como "a vítima do banco número seis", mas para ti é evidente que a presença dele tem mais significado.
Bir iş arkadaşının telefon numarasını sordu, Dr. Alan Rothstein.
Pediu o número de telefone de um colega. O Dr. Alan Rothstein.
O kulübe içindeki üst çekmecede bir flaş bellek var. Bellek içinde yeni banka hesap numaraları bulunuyor Bugün öğlen muhasebecim onları orada senden alacak.
Deixa um pendrive com o novo número da conta na primeira gaveta, às 12h, para o meu contabilista ir buscar.
İskeletindeki seri numarasını okuyabiliyoruz halen.
Ainda dá para ver o número de série na base.
Biliyorum, biliyorum, Fakat suç mahalindeki çantada bulunan
Eu sei, mas ouve. Segui o número de série da mala na cena do crime.
Bu, baylar, Sağ Kolun telefon numarası.
Este, cavalheiros, é o número do braço direito.
Nuh Projesi'yle yok etmeyi planladıkları hayvan sayısı bu.
Este é o número de animais que eles esperam eliminar com o "Noah Objective".
Mahkemeye alttaki toplamı söyler misiniz?
Pode dizer o número ao tribunal, por favor?
Numarası dosyada var.
O número dela está nesse prontuário.
Bende sadece numarası var.
Nunca o conheci. Tudo que tenho é um número.
Numarayı almam lazım.
Vou precisar desse número.
Şanslıysak bahsettiğiniz Rus'u işaret eden bir telefon numarasına ulaşabiliriz.
Talvez dê um número de telemóvel que leve ao russo que vocês gostam.
Evet, iyi haber ise kart numarası takip edilebiliyor.
A boa notícia é que o número desse cartão pode ser seguido.
Numara kapanmış.
O número foi desactivado.
Bu numarayı nasıl aldın?
Como arranjou o número dele?
Şube kodları. Bankalar parayı böyle aktarıyor.
Número de identificação de transações.
Bir Hawker 400 uçağı. N6452D. İki yolcusuyla birlikte özel bir havalimanından Küba'ya doğru yola çıkmış.
Um Hawker 400, número N6452D, descolou de uma pista privada para Cuba com dois passageiros.
Gitmeden önce şu ikizlerin numarasını versene.
Dá-nos o número das gémeas, antes de saíres.
Ya da numaramı silebilirsin.
- Ou podes perder o meu número.
Pusula göstergenizi kuzeyde ve üç seviyesinde tutun.
E mantenha a bússola a apontar entre o Norte e o número três.
Tamam, kuzey ve üçüncü seviye...
Certo, Norte e número três... entendido.
Bir şey bulamazsan bana geliyorsun.
O teu número dois.
Büyük yaşlı bir b planı gibiyim.
Como um grande e velho número dois.
Yeteri kadar bir araya gelirse, su sıcaklığını artırabilir güçlü bir yüzey rüzgarı oluşturabilirler.
Se as juntarmos em número suficiente, elas podem aumentar a temperatura da água, causando um poderoso vento de superfície.
Bilinmeyen Numara
NÚMERO DESCONHECIDO
Hesap numaramı mesaj atarım.
Envio o número da conta por mensagem.
48 numaradaki adamı tanıyor musunuz?
Conhece o homem do número 48?
48 numara mı?
Número 48?
Nine, şey diyecektim... 48 numaradaki adamı tanıyor musun?
Senhora, quero perguntar... Conhece o homem do número 48?
- 48 numaradaki adamı tanıyor musun?
- Conhece o homem do número 48? - Não!
27 numara, bir erkek, bir çocuk.
Número 27, um homem, uma criança.
33 numara, bir erkek, iki çocuk.
Número 33, um homem, duas crianças.
35 numara, iki kadın.
Número 35, duas mulheres.
48 numara...
Número 48...
48 numarada.
Número 48.
Bu numara nereden çıktı?
Que número é este?
İki numara, sudaki adamı yakala.
Número 2, apanhe o tipo na água.
İki numara, yakala onu.
Número 2, apanhe-o!
Aradığınız numaraya şu anda ulaşılamıyor.
O número que ligou está indisponível.
Yani telefonu kimin aldığını biliyoruz.
Não, porque consegui um número de série dele, por isso sei pelo menos quem é que o comprou.
Şimdi numarasını da bulduk. Bu haritaya göre adamımız Crescent caddesinin üçüncü girişinin köşesinde.
E agora que temos o seu número, e analisando este mapa, o nosso homem está na esquina da Crescent com a Terceira.
Geri çekilin, şok cihazı yüklendi. 1 numaralı boşaltım verildi, hastaya temas edebilirsiniz.
Choque número um aplicado, pode agora tocar no paciente.
Şube kodu sadece. Bedavadan tost makinası ya da başka bir zımbırtı vermiyoruz.
É um número de identificação.
Lahana turşulu ve pastırmalı İsviçre sosislisi ile Reuben sosislisi arasındaki fark nedir?
O número de série é o 513. Encontramo-nos do outro lado.