English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ O ] / Ofisinde

Ofisinde traduction Portugais

2,216 traduction parallèle
Ofisinde oturup telefona bakar gibi yapıyorsun tüm gün kağıtları karıştırıyorsun ve her saat başı yerinden kalkıp Lucy'nin masasın etrafında erkek kedi gibi dört dönüyorsun.
Eu bem vejo, sentas-te no teu cubículo, a fingir que estás a falar ao telefone, a remexeres nos papéis todo o dia, e a cada hora que passa, levantas-te e rondas pelo cubículo da Lucy como um gato na altura do cio.
Ofisinde konuşabilir miyiz?
Posso falar consigo no seu gabinete?
Archibald ın ofisinde ders çalışırken, bir şişe gördüm.
No estúdio do meu avô Archibald, vi um frasquinho entre dois livros.
Bütün bildiklerimi savcının ofisinde okuduklarımdan öğrendim.
Tudo o que sei sobre a Lei aprendi a ler no escritório de um advogado.
Eminim şu anda Prountents, ofisinde, onun yaptığı bütün hareketleri, izliyordur.
Tenho a certeza que a Prudence está agora no seu escritório a observar cada movimento dessas crianças.
Kapıdan çıktığımızda tamam mı devam mı toplantısı yapmak için anlaştık. 14 Mayıs'ta burada, New York'ta, ofisinde.
Ao sair pela porta, combinámos uma sessão de tudo ou nada, no dia 14 de Maio, aqui em Nova Iorque, no nosso escritório.
Adam iyi. Tamam sen şimdi prodüksüyon ofisinde çalışacaksın
De acordo, vou-te arranjar um escritório de produção
Morris'in kampanya ofisinde ismimin zikredilmesini istemezsin diye düşündüm.
Imaginei que não querias ouvir o meu nome na sede do Morris.
Cecil'in ofisinde anlatabilirdin. Annemin kulağına giderdi.
Não quero que a minha mãe descubra.
Kısa süre önce öğrendim ki... dün gece geç saatlerde, Profesör Blaylock kampüsteki ofisinde baygın bulunmuş.
Soube há momentos, que ontem ao final da noite, o professor Blaylock foi descoberto no seu escritório na faculdade vítima... de tentativa de suicídio.
Bugün onun ofisinde buldum.
Hoje descobri-o no escritório dele.
İsviçre'deki Kronberg ve ortaklarının ofisinde gibi uzlaşmaya sağlamamızı sağlıyor. O ülkenin yasalarına göre.
Isto permite-nos concluir o contrato, como se estivéssemos na Suíça, onde a Kronbergs e associados tem os escritórios, onde se aplicam as leis fiscais desse país.
- Başsavcının ofisinde çalışmaya başlar başlamaz bazı insanları hemen parmaklıklar ardına tıkmış bile.
O que sabemos sobre esta Procuradora? Começou numa equipa financeira do Ministério Público na Flórida... Mandou imensos tipos para a cadeia.
Evet, ofisinde.
- Sim, na sala dele.
Ofisinde.
Está à tua espera.
- Ofisinde.
- No teu escritório.
Ofisinde bir fotoğraf gördüm. Tanıdık geliyordu.
Eu vi a foto de um homem no seu gabinete ele parecia-me familiar.
Çok üzgünüm Wendy ofisinde yok, mesaj bırakacak mısınız?
Peço imensa desculpa, Wendy. Ele ainda não chegou. Quer o correio de voz dele?
Ofisinde beklemek ister misin?
Queres esperar no escritório dele?
Şu anda hastasıyla ilgileniyor ancak ofisinde bekleyebilirsiniz.
Ele está com um paciente, mas pode esperar junto ao seu escritório.
Babamın ofisinde.
No escritório do pai!
Gomer'ın arka ofisinde kalıyorum.
Estou a viver no gabinete do Gomer.
Yüzbaşı Nelson, Albay Jäger sizi ofisinde görmek istiyor.
Capitão Nelson, o Coronel Jäger quer falar consigo.
Ofisinde mi?
Ele está no seu escritório?
Ofisinde silahı vardı.
Ele tinha uma arma no seu escritório.
Başkent ofisinde sadece 18 teşrifat memuru var.
Só existem 18 delegados federais no escritório de DC.
Teşrifat Ofisinde hem Mezar Kazıcı hem de Broadsky'nin son kurbanının vakasında çalışmış kimseyi bulamadım.
Não encontro nenhum delegado que tenha trabalhado no caso da Coveira e da última vítima do Broadsky.
- Eğer onu o kadar seviyorsan dün neden onun ofisinde bağırma yarışına girdiniz?
- Se a amava tanto, porque tiveram uma competição de gritos ontem no escritório?
Stacey'nin ofisinde kasa bulunmadığını söylüyorlar. Asistanı da anahtarı bilmiyormuş.
Disseram não ter cofre no escritório e a assistente não a reconhece.
Ekipler Stacey'nin gizli anahtarının ne olduğunu bulmuş. Ofisinde buldukları anahtar.
Os peritos conseguiram uma coisa com a chave de Stacey que encontraram no escritório.
Arama izni alıp Colabro'nun ofisinde steroit araması yapacağım.
Vou arranjar um mandado. - Procura esteróides na clínica.
Gerçekten müdürün ofisinde hiç bulunmadın mı?
Nunca estiveste no escritório do director?
FBI ofisinde mi?
No FBI? Não.
- FBI ofisinde mi?
- No FBI? - Não.
Benimle konuşmak istememeni anlarım ama ofisinde saklanman biraz aşırıya kaçıyor gibi.
Aceito que não queiras falar comigo, não era preciso esconderes-te aqui.
Tamam ne olursa olsun DA ofisinde birileri çok farklı davranabilir
Que odeio a escumalha que defendo? Está bem, eu disse-te. E quando estava no gabinete do Procurador pelo menos pude vê-los serem condenados.
Julia'nın evinde ve ofisinde bomba yapımıyla ilgili bir malzeme bulamadık.
- Óptimo. Não encontramos provas de materiais para fazer a bomba na casa ou no escritório da Julia.
Julia'nın ofisinde patlayan bombanın ardından oluşan yığın içinde araştırman için sipariş ettiğin bir rezistans parçası bulduk.
Recuperamos um resístor da bomba do escritório da Julia que nos leva a uma encomenda que pediu para a sua pesquisa.
Julia Holden'ın ofisinde kullanılan bombada Dr Lambert'in arabasına yerleştirilen bombadaki dumansız barut kullanılmış. - Hiç şaşırmadım.
A bomba no escritório da Julia Holden usava a mesma pólvora sem fumo que a bomba do carro do Dr. Lambert.
Julia Holden'ın havaya uçmasını isteyenler bombanın ofisinde olduğundan ve zamanlayıcıyı ayarlamalarından önce kadının ofisinde olduğundan emin olmalılardı.
Então, quem queria explodir com a Julia Holden tinha de garantir que ela estivesse no escritório antes de definir o tempo.
Kole'un ofisinde bulduğunuz mermi Haskell'in firar ederken kullandığı silahla eşleşti.
A bala do consultório de Kole... combina com a arma utilizada na fuga do Haskell.
Aslında benden de avukatın ofisinde, anlamsız sigorta meseleleri yüzünden yaptığı saçmalıklar için özür diledi.
Pediu-me desculpa por aquela cena no escritório do advogado e por aquelas coisas do seguro.
Dosyaları gördüğüm bilgisayar Henry'nin özel ofisinde ve bilgisayar ağı ile ulaşılamaz.
O computador onde vi os ficheiros está no escritório privado do Henry e está completamente isolado. Não dá para aceder por controlo remoto.
Ofisinde, ona dair en ufak bir işaret dahi yok resmen bir resim bile yok.
É por isso que não há sinal dele no teu gabinete, nem uma fotografia?
Hayır, ofisinde biri seni bekliyor.
Estarei no gabinete. - Está alguém no teu gabinete.
Ria beni bir görüşme için senin boş olan ofisine gönderdi, ofisinde 100 doların görünür bir yerde olması bir çeşit testti değil mi?
Pediu à Ria que me chamasse para vir fazer uma entrevista e deixou ali 100 dólares para me testar?
Mesela başkanın ofisinde bir pozisyon?
Digamos, uma vaga no gabinete do presidente.
Aza Gibbons, büyük belediye toplantısına gitmemiş ofisinde yok, evinde yok, telefonlara çıkmıyor.
Parece que o Vereador Gibbons perdeu uma reunião da câmara. Não está no escritório, nem em casa e não atende o telefone. - Verdade?
Her neyse, yarın adli tıptan bir kaç kişi gönderip, ofisinde aratırım günlüğü.
De qualquer modo, vou enviar dois tipos da equipa forense amanhã para procurarem no escritório e localizarem o diário.
Hatta ofisinde olmayacağını söylemişti.
Disse que ela nem estaria no escritório.
- Ofisinde.
- Lá em cima, no escritório.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]