English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ O ] / Oglanlar

Oglanlar traduction Portugais

1,262 traduction parallèle
Siz oğlanlar amma can sıkıcısınız.
Vocês são uns chatos.
6 yaşındaki kızları ve oğlanları.
Crianças de seis anos. Rapazes, raparigas...
Sakin gecelerde minik Kim kız bebekleri ve Kim oğlanları kendi donşesiyeleri içinde gökten iner aşağı.
Nas noites calmas, as meninas Who e os meninos Who... descem do céu nos seus próprios guarda-chuvas.
İşte bu anda erkeklerle oğlanlar birbirinden ayrılır.
Em que se distinguem os homens dos rapazes.
Güzel, cesur oğlanlarım benim.
Meus queridos...!
Oğlanları al.
Chama os rapazes.
Bütün oğlanları çıldırtıyorsundur.
Deixas os rapazes doidos, não é?
Yani yatmak erkekler kulübündeki oğlanlar için sıradan bir şeyse, neden bizim için de olmasın değil mi?
Se dar uma queca era uma forma de iniciação para os rapazes, porque não haveria de ser para nós, não é?
Minik coplu oğlanların var.
Tem os seus homens com os cassetetes à sua volta.
Arkadaki oğlanlar, katılımda bulunmayı düşünüyor musunuz?
0s rapazes aí atrás... gostariam de dizer algo?
Sizin gibi oğlanlar bu tür fıstıkları elde edemezler.
Tipos como vocês nunca poderiam estar com uma miúda como esta.
Hangi oğlanlar bale yapıyor peki?
- Ai sim? Que rapazes?
Yanlış fikre kapılma. Odama sık sık oğlanları çağırmam. Aslında hiç çağırmadım.
Não tenhas idéias erradas, eu nunca convido ninguem para visitar o meu quarto, na verdade nunca fiz isso.
Babanın cesedinin yanındaki ve oğlanların odasındaki yuvarlak kan izlerini mi kastediyorsun?
Os círculos de sangue com o pai e no quarto dos meninos?
Oğlanlar hep böyle.
Os rapazes serão sempre rapazes.
Boşboğaz sefil ergen sürüsü oğlanlar, müzik, jelibonlar çıkartmalar hakkında gevezelik edecek.
Uma manada de vis tagarelas a palrar sobre rapazes e música e gomas e autocolantes...
Yine oğlanları kesiyordun.
You were watching the boys again.
Belki o zaman kızının ortalıkta koşuşturup oğlanları öpmesini engelleyebilirsin. - Ne?
E depois pode evitar que a sua filha ande por aí a beijar rapazes.
- Oğlanlar komik kızlardan hoşlanmaz.
- Os rapazes não gostam de engraçadinhas.
Sokağınızdaki tüm oğlanlar ve kızlar benim arkadaşım.
Todos os meninos e meninas da rua são meus amigos.
16 yaşındaki oğlanları buruşturup bir kenara atmayı seviyorsun onlar ne yaptıklarını bimiyorlar.
Você ama pegar meninos de 16 anos tão inocentes Eles não sabem o que estão fazendo.
Bak tatlım, muhtemelen çok zeki birisin .. ancak oğlanlar hakkında öğrenmen gereken şeyler var.
Olha, querida, você provavelmente é muito esperta... mas você tem muito o que aprender sobre meninos.
Gidin yakalayın onları, kızlar ve oğlanlar.
Vão buscá-lo, meninos e meninas.
Oğlanlar müzik çalışırken rahatsız edilmekten hoşlanmıyorlar.
Os rapazes não gostam de distracção enquanto trabalham a música deles.
Oğlanlar arkada çalışıyorlar.
Os rapazes estão lá atrás.
Eğer fıstıklar seni istemezlerse, oğlanlar yok olur.
Se as miúdas não te quiserem, os tipos desaparecem.
Tanga giyiyoruz ki oğlanlar bize daha çok saygı duysun.
Usamos fio dental, e os homens respeitam-nos muito mais.
Okulunda beyaz oğlanlar var mı?
Há rapazes brancos no teu liceu?
Ama sen önce oğlanları göndermeni istiyorum.
Mas primeiro preciso de preparar os "rapazes" para os mandar embora.
Evet, başlayabiiriz sanırım. Hoş geldiniz Bayan ve baylar, kız ve oğlanlar, Paramount Pictures ´ e Hoş geldiniz.
Bem-vindos, senhoras e senhores, meninos e meninas aos estúdios da Paramount Pictures.
Oğlanlar, asla büyümüyor onlar.
Os rapazes nunca crescem.
Eminim, benim yerime genç oğlanlar bulmayı yeğlersin.
Estou certa que preferes procurar uns miúdos.
N'oldu? İbne genç oğlanları süzüyor!
Anda atrás dos miúdos do liceu, o panasca!
Oğlanları süzüyor, midemi bulandırdı!
Estava lá, escondido, à coca dos miúdos. Fiquei enojado.
Von Schulenberg genç oğlanları seviyor diye hepimizin ekmeğini kaçık bir çocuğun ellerine bırakıyorsun.
Lá porque a von Schulenberg gosta de rapazinhos... vais deixar o nosso sustento... nas mãos de um... miúdo de liceu maluco.
Sadece diğer oğlanların birinden ödünç almalısın.
Vais ter que pedir emprestado dos outros miúdos.
Oğlanlarım.
Garotos.
Büyük oğlanlar küçüklere göz kulak olmak zoruundalar.
Sendo assim, os rapazes mais velhos terão que cuidar dos menores.
Sana oğlanları tanıştırayım.
Antonia, vou apresentar os rapazes.
Sen mi getiriyordun oğlanları, o mu?
- Quem trazia os caras, ele, ou você?
Oğlanlar okul piyesinde peri oluyorlar diye babam çıldırdı.
O pai está fulo porque os miúdos são fadas na peça da escola.
Ayrıca oğlanlar söz konusu olduğunda fazla liberalsin Bayan Özgür Hippi!
No que se refere aos rapazes, talvez o liberalismo exagerado exista. Menina "Hippy Livrezinha".
Şimdi tüm hayalleriniz gerçeğe dönüşebilir oğlanlar kızlar.
Que todos os vossos desejos se concretizem... Para todas as meninas e meninos.
O 8 mm'lik kamerayı aldıktan sonra, oğlanların her yaptığını çektik.
Quando comprei a Super 8, gravávamos tudo o que os rapazes faziam.
Bayanlar ve baylar, oğlanlar ve kızlar, şimdi inanılmaz Kıl Oğlanı var!
Senhoras e senhores, rapazes e raparigas, é hora do incrível "Rapaz púbico"!
Çünkü bu gece oğlanlar semtinde içeceğiz.
Porque esta noite vamos beber na Cidade dos Rapazes.
Oğlanlar babalarıyla olmalı. Oğlanlar... babalarıyla... olmalı.
Os rapazes precisam do pai Os rapazes... precisam... do... pai.
Mahkeme vesayetin paylaşılması olasılığını reddetmekte ve oğlanlarının tam vesayetini anneye vermekte.
O tribunal rejeita o pedido de guarda conjunta, dando a guarda das crianças unicamente à mãe.
Oğlanlar babalarıyla olmalı.
Os rapazes precisam do pai.
Bu dünyanın sokakları babasız oğlanlar için fazlasıyla çetin.
As ruas deste mundo são solitárias para rapazes sem pai.
Ondan sadece oğlanları benden uzaklaştırmamasını istiyorum!
Só estou a pedir para ela não levar os miúdos daqui!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]