Okudum traduction Portugais
5,623 traduction parallèle
- Sözleşmeyi okudum.
- Eu li o contrato.
Sevgili ebeveynlik hakkında bir şeyler okudum...
Tenho lido sobre a ligação maternal...
Posta kutunda olduğunu gördüm, aldım ve okudum.
Vi-o na tua caixa de correio e li-a, E estava apenas...
Blogunu yeni okudum ama bayıldım.
O teu blogue é novidade para mim, mas adoro-o.
" Her sayfasının üzerinde baş harflerim olan bu ifadeyi okudum...
" Li este testemunho, com as minhas iniciais em cada página...
Evet, hepsini okudum, ve dostum, Seninle gurur duydum.
Acabei de lê-lo por completo, e, meu, só elogios para ti.
Bütün açıklamaları okudum.
Segui todas as instruções.
Yıllar içinde, durum üzerine bir ya da iki makale okudum.
Ao longo dos anos, li uma ou duas publicações sobre o assunto.
Birkaç bir şey okudum ve gördüm ki her evlilik el kitabı iktidarsızlık için öneriler sunuyor, çoğu zaten Betty'den bildiğimiz şeyler.
Tenho feito algumas leituras e acontece que todos os manuais de casamentos têm sugestões para a impotência, muitas das quais já sabemos da Betty.
Dosyanı okudum Angela.
Conheço o teu ficheiro, Angela.
- Az önce Recode.net'i okudum.
Acabei de ler Recode.net
Bu sabah gazete bayisinde Galapagos'da yanardağ patlaması olduğunu okudum.
Esta manhã, no quiosque, vi que houve uma erupção nas Galápagos.
Magnuson'un satranç tahtaları, TV şovları, satranç evi... ben işletme okudum ;
Tabuleiros de xadrez Magnuson, aparições na TV, retiros de xadrez...
Ama sonra, bir süre Amerika'da okudum.
Sim. Depois, estudei nos EUA.
Evet, Twain'i okudum.
Sim, conheço Twain.
Kitapta seninle ilgili her şeyi okudum.
Li tudo sobre ti, no livro.
Flitzgerald hakkında yazdığın muhteşem fikir yazısını okudum.
- Li o seu artigo no "Fitzgerald".
- Ekranda ne yazıyorsa onu okudum.
Eu não sei, só estava a ler o que está no ecrã.
Yazdıklarını detaylı okudum.
- Eu li sobre a sua unidade.
Emlak sitesinde okudum.
É em Zillow.
- Okudum, iyi atmışsın gerçekten.
Eu li, é uma boa história.
FBI ajanıyla ilgili operasyon raporunu okudum.
Li o ficheiro sobre a tua operação com o agente do FBI.
American Psychiatric Journal'da çok ilginç bir makale okudum.
Li um artigo muito interessante no American Psychiatric Journal.
Bilmiyorum, muhtemelen abartıyorum ama şartlı tahliye memurunun notlarını tekrar okudum çünkü Benny'nin öldürülmeden önceki ruh hâlini anlamak istedim.
- Não sei. Talvez esteja a extrapolar, mas... Estive a reler as notas do agente de liberdade condicional.
Verne'ün yazdığı her şeyi okudum.
Li tudo o que o Verne escreveu.
Evet, efendim, raporu okudum.
Sim, senhor, eu li o relatório.
Evet, kitabını okudum.
Sim, eu li o teu livro.
Pied Piper'ın TechCrunch Disrupt'ta Start-up Savaşı'na katılacağını okudum.
Eu vi que o "Pied piper" está no Batalhas de Novatos, na competição do TechCrunch.
Gönderdiğinizi dosyaları okudum.
Li o material que me enviou, e...
DARPA, MIT ve CIA'deki çalışmalarınızı okudum.
Li o seu trabalho para a DARPA, MIT, e a CIA.
Senin ve Cross hakkındaki dosyayı okudum.
Li o ficheiro sobre ti e o Cross. O que é que me escapou?
Bir düzine kere falan okudum.
Analisei-o inúmeras vezes.
- Aklını okudum.
- Li a tua mente.
Hepsini bir dergide okudum.
Li sobre isso numa revista.
250 sayfalık Regis belgelerini tek tek okudum.
Eu li pessoalmente todas as 250 páginas dos documentos da Regis.
Basit, Kevin The New Yorker'dan bahsetti ve ben kesinlikle onu okudum.
Fácil, o Kevin referiu a The New Yorker e eu já li isso.
- Daha dün gece yatağa girdiğim gibi okudum. Hafızamda oldukça taze.
Li-o ontem à noite na cama, ainda o tenho na memória.
Okudum okudum.
Li. E...
Dava notlarını okudum ve geçmişi biliyorum.
Eu li as notas do caso e conheço a história.
- Evet, günlüğünü okudum.
- Sim, eu li o teu diário.
Batılıların kafayla selamlamalarını beklemediklerini okudum ama kartvizitlerini iki elinle birden almalısın.
Li que eles não esperam que os ocidentais se curvem, mas é suposto recebermos o cartão de visita com as duas mãos.
Sen iyi bir kızsın, Willa. Bu kitapta başından neler geçtiğini okudum. Ve bunun için çok üzgünüm.
És boa rapariga, Willa, e li tudo o que passaste naquele livro ali, e sinto muito por isso.
Kitabını okudum.
Li o teu livro.
Bütün kitapları okudum.
Li os livros todos.
Bloğunu okudum.
Eu li o blogue dele.
CEO'sunun otobiyografisini okudum, Charles "Bana Chuck Diyebilirsiniz" Hammond alıntı yapmanın Sun Tzu'su gibi, yöneticilerini esir almıyor ancak birisi bütün ahlaki sınırları yoksaymış olabilir.
Eu li a autobiografia do seu CEO, Charles "Chamem-me de Chuck" Hammond, e ele é desse tipo, que cita Sun Tzu, não fazer prisioneiros, de executivo corporativo que qualquer um espera que ultrapasse todos os limites da decência moral.
Olanları okudum, Kayla. Cyrus'un neler yaptığını söyleyecek kadar cesur olduğunu gördüm.
Li os arquivos, Kayla, e foste extremamente corajosa quando contaste a verdade sobre aquilo que o Cyrus te fez.
Bir gün meydan okudum ve ona Mike sen bunu...
Um dia, desafiei-o. Disse, "Mike..."
Söyledi fakat taslağın her bir parçasını okudum.
Disse sim.
Okudum.
Eu li...
Grup siparişlerinizi okudum.
Li isto na lista de exigência.