Olurdu traduction Portugais
22,833 traduction parallèle
Yaşamasaydı garip olurdu.
Seria estranho se não estivesse.
Bu harika olurdu.
Isso seria ótimo.
Güney hava kilidini korumada yardım iyi olurdu.
Precisava de ajuda para fechar a câmara de vácuo do sul.
Babanı bulmanda sana yardımcı olurdu.
Que ia ajudar-te a ficares mais perto de encontrar o teu pai.
Çok güzel olurdu.
Ah... seria legal.
Sanırım, sabırsızlıkla beklediğim bir şey olurdu bu.
Bom, pelo menos tenho algo para esperar, acho.
Bu harika olurdu tatlım.
Isso seria incrível, querida.
Hiç var olamayacak olsalar son sözleri ne olurdu?
Quais seriam a últimas palavras de alguém que nunca existiria?
- Öyle olsa haberimiz olurdu.
Acho que saberíamos. Como?
Hayır, bitmeseydi bir şekilde haberimiz olurdu, bir şekilde anlardık.
Se estivesse a acontecer, saberíamos.
Sadece iyi olurdu diyorum.
Só estou a dizer que seria bom.
Normalde sarhoş olurdu.
Normalmente, estaria bêbado.
Sohbeti devam ettirebilmek bir yana en azından her seferinde lafı köpeklere ve atlara getirmek zorunda kalmamak iyi olurdu.
Gostaria de pensar que, mesmo não dominando, não tenho de desviar sempre a conversa para cães e cavalos.
Bir felaket olurdu efendim. Aşikâr sebepler yüzünden.
- Desastroso, por razões óbvias.
Ama bu bir hata olurdu.
Mas seria um erro.
Bir yetiştirici olarak söylüyorum, çoğu yönden iyi bir eşleşme olurdu.
De muitas maneiras, e falo como criador, teria sido uma boa combinação.
Bu gerçekten en iyileri çiftleştirmek olurdu.
Seria um cruzamento entre os melhores.
Güzel bir jest olurdu. Akşam yemeği için Philip'le gidersiniz.
Seria uma grande homenagem se você e Philip fossem jantar lá.
Onunla evlenmek kesinlikle daha kolay olurdu.
O casamento com ele talvez tivesse sido mais fácil.
Hatta bizimkinden daha iyi yürüyen bir evlilik olurdu.
Talvez desse mais certo do que o nosso.
Her şey farklı olurdu, belki benimle hiç tanışmazdın.
Não sei. As coisas teriam sido diferentes, talvez nunca me tivesses conhecido...
Steve burada kalacak olan bazı özel konuklar hakkında inanılmaz derecede heyecanlı olurdu.
O Steve iria ficar muito entusiasmado com os convidados especiais que irão ficar aqui connosco.
Aslında, neyin bana gerçekten faydası olurdu biliyor musun?
Aliás, sabes o que é que me iria realmente ajudar?
Şirket 15 milyon dolarını kurtarmış olurdu.
A empresa teria poupado 15 milhões.
Seni hemen öldürebilirdim ama sen çok zavallı ve yalnızdın bu merhamet öldürmesi olurdu.
Bom, eu ia apenas matar-te, mas claro, tu eras tão miserável e solitária que seria uma morte misericordiosa, certo?
Ya hapse giderdi ya da daha kötüsü olurdu.
Ele teria ido para a prisão ou pior.
- Sana sahip olduğu için şanslı olurdu.
Ela iria ter muita sorte por te ter.
- Elbette olurdu.
É claro que iria ter.
Bu çok fena olurdu. Lise okul müdürü mü?
Vice-director do liceu?
Eski kocanın aramıza girip durmadığı bir dünya nasıl olurdu, merak ediyorum.
Eu só... eu gostaria de ver o que tu e eu podíamos ser sem o teu ex-marido sempre a aparecer.
Tam olarak bilemesek de böyle bir dizin yaklaşık 115 kilometre kalınlığında olurdu.
Hoje, não sabemos ao certo, mas a lista poderia ter 116 km de espessura.
Bu durum hayal edilemeyecek kadar kötü olurdu ve şu anda bunu düşünmemeyi tercih ederim.
Seria inimaginavelmente mau, e preferia não pensar nisso, neste momento.
Mesajın nereden geldiğini biliyorsam bir mesaj almak çok hoş olurdu.
Seria muito bom, ao receber uma mensagem, saber de onde ela vinha.
Böyle bir saldırı, SpaceX karşılama alanındaki bu uzaylıların istilasından çok daha sıkıcı olurdu.
Tal ataque seria muito mais prosaico do que uma invasão destes extraterrestres na área da receção da SpaceX.
O güzel bir inovasyon olurdu.
Isso é que seria uma inovação.
Bence müthiş bir uygulama olurdu diyebiliriz.
Seria uma aplicação arrasadora, diria eu.
Mesela onu öldürmek isteseler çoktan ölmüş olurdu. - Değil mi?
Tipo, se o quisessem morto, ele já estava morto, certo?
Hayır, bu aptalca olurdu.
Não, isso seria uma estupidez.
Bu biraz bayat olurdu ama ateşini kaybetme.
Isto vai parecer piroso, mas não percas essa chama.
Bilmem, bizi kütüphaneden kovdurtmamak nasıl olurdu sence?
Não sei. Que tal não fazer com que fôssemos expulsos da Biblioteca?
Yarın iyi olurdu.
Amanhã está bem.
Benimki öyle olmasa şüpheli olurdu.
Seria suspeito se eu não tivesse.
Onun ne düşündüğünü bilsem daha iyi bir fikrim olurdu.
- Se eu soubesse o que ele pensa...
Rusya, St. Petersburg'un hemen dışındaki bir maksimum güvenlikli cezaevinde çoktan müebbet yatıyor olmasaydı öyle olurdu.
Se não estivesse já a cumprir pena perpétua numa prisão de segurança máxima perto de São Petersburgo.
Borns Tech gibi bir şirket bu mahkemeden birkaç km. uzakta Long Beach körfezinde napalm bombası patlatsa bunu savunmak kolay olurdu, değil mi?
Se alguém como a Borns Tech tivesse que detonar bombas de napalm ao largo da costa de Long Beach, a qual fica apenas a poucas milhas deste tribunal, essa defesa podia vir a ser muito útil, não podia?
Bu gece bir kurt adamla dans etmek zorunda kalabilirim ve yolda bir antidot olduğunu bilirsem daha kolay olurdu.
Acho que esta noite vou ter que dançar com um lobisomem e não ia ser tão mau se soubesse que o antídoto está a caminho.
Eğer hâlâ buralarda olsaydı sağlam bir bahanen olurdu.
Se ela ainda estivesse por cá, terias um álibi fortíssimo.
Bu güzel olurdu.
Seria bom.
Bu kötü mü olurdu?
- E isso seria mau?
Sen kalmasan da olurdu hani.
Não precisava ficar.
Hayatın nasıl olurdu, Tommy?
Como seria a tua vida, Tommy, se não tivesses amigos?