Oluyor traduction Portugais
91,119 traduction parallèle
Ama sana sevgilim diye hitap etmek sınırları çizmeme yardımcı oluyor.
Mas chamar-te de minha namorada ajuda-me a estabelecer limites.
Neler oluyor?
O que está a acontecer?
O adam yaşlandıkça daha seksi oluyor.
E aquele homem fica mais jeitoso à medida que envelhece.
Demek olay burada oluyor.
Então, é aqui que acontece.
Çok lezzetli oluyor, Gail.
Mas é delicioso, Gail.
Senin kullandığın şekilde, çok ırkçı oluyor.
No contexto em que a usaste soou racista.
Ayrıca, polise de koşması için yer açılmış oluyor.
Também dá hipótese ao polícia de fugir.
Sayende saçına yatırım yaptım ve şimdi neler oluyor bilmiyorum.
Fizeste-me interessar pelo cabelo dela e agora não sei o que se passa.
Şimdi oluyor.
Assim é que é.
Ne oluyor?
O que se passa?
- Neler oluyor?
- O que se passa?
Her gün gittikçe daha da geç oluyor.
Nasce mais tarde a cada dia que passa.
Eğer herhangi birimiz sözleşmeyi bozarsa diğerlerinin de sözleşmesi bozulmuş oluyor.
Se alguém quebrar o sigilo, prejudicamos todos.
- Ne oluyor?
- Que é isto?
- Bu demek oluyor ki davanız sona erdi.
O seu processo terminou.
Projektör arızası. Ne oluyor?
O que se passa?
Sen şimdi ne... Bu da ne sikim demek oluyor şimdi?
O que significa isso?
Bu da demek oluyor ki benim ısırığıma karşı bir ilaç yapmış olabilir.
O que significa que há uma hipótese de ela ter cura para a minha mordida.
Bu da demek oluyor ki biraz yönetim işlerini yerine getirmem gerekiyor.
O que significa que tenho obrigações de gestão.
- Ne oluyor?
- Do que estão a falar?
Güzel bir bardakta tadı daha güzel oluyor.
Sabe melhor num copo mais queque.
Bilirsin, haberler... hepsi bu kötü şeyler oluyor.
Sabes com são as notícias, só acontecem coisa más.
- Azar işittiğim kısım mı oluyor bu?
- É agora que me lêem o Acto de Motim?
- Fitz neler oluyor?
- O quê... Fitz... o que é que se passa?
- Neler oluyor?
Que diabo é que se passa?
Hep aynı şey oluyor.
Continua a acontecer.
- Belki de bu yüzden hep aynısı oluyor.
Talvez seja por isso que continue a acontecer.
Neler oluyor?
O que é que se passa?
Dünyada ne zaman ilginç bir şey olsa orada oluyor.
Sempre que algo estranho acontece no mundo... ele está lá.
Her zaman orada oluyor, gölgelerin içinde.
Ele está sempre lá. Nas sombras.
Ne oluyor böyle?
que diabo é isto?
Aşağıda neler oluyor?
O que é que se passa aí em baixo?
- Neler oluyor?
- O que é que se passa? !
Holden, ne oluyor?
Holden, o que é que se passa?
Bu görev için gönüllü oluyor musun?
Está-se a voluntariar para a missão?
O kadar belli oluyor mu?
É assim tão óbvio?
Ne oluyor?
O que é que aconteceu?
Bütün ilişkilerin inişleri çıkışları oluyor.
Bem, todos os relacionamento têm os seus altos e baixos.
Bir soru sormanın nesi utanç verici oluyor?
Bem... porque é que fazer uma pergunta poder ser embaraçoso?
Televizyona çıkıp devrim çağrısı yapınca öyle oluyor.
É isso que acontece quando se aparece na televisão, a promover uma revolução.
Ne oluyor?
Mas que...
Neler oluyor?
O que se passa?
Bu ne demek oluyor?
Não me sinto bem.
Sadece 10 kişi alabileceğini umursamadığım bir zaman oluyor. O tekneye 100 kişi almaya çalışıyorum.
Eu tentava lá meter 100 pessoas.
N'oluyor amk?
Que raio?
Neler oluyor? Nedir bu?
O que é que se passa?
Bir robot tarafından ilk kez oluyor ama.
É a primeira vez por um "robot", no entanto.
- Neler oluyor?
O que é que se passa?
Her zaman orada oluyor.
Ele está sempre lá...
Elbette bu oluyor.
É claro que isto está a acontecer.
- Direnişler bu şekilde yok oluyor.
- É assim que os movimentos morrem.