Ona dedim ki traduction Portugais
359 traduction parallèle
Dalga geçtiğini anladım ve ona dedim ki :
Eu vi que ele estava só na brincadeira, e disse-lhe :
Bende ona dedim ki : "Herşey için sağol ama buraya bunun için gelmedim ben"
Agradeci-Ihe o ramo Mas não era isso que se impunha
Ona dedim ki, " Tatlım, bu ilk görüşte aşk...
Eu disse-lhe, "Querida, isto tem de ser amor à primeira vista"...
Francesco istemiyor ama ona dedim ki ;
Francesco não queria, mas eu disse...
Merhaba tatlım. Gördün mü, geldim sonunda. Sonunda zincirlerimi kırdım ve ona dedim ki...
Pina o pôs para fora na noite de núpcias.
Ona dedim ki ; "Ne yaptığının farkında mısın?"
Eu disse : "Compreendem o que estão a fazer?"
Böyle biraz konuştuk, sonra ona dedim ki :
Assim, conversámos um pouco, e depois, eu disse-lhe :
Ve ona dedim ki :
Então, eu disse-lhe :
Böylece ona dedim ki, "Teşekkür ederim ama zamanla uyuşabileceğimizi düşünmek ile aptallık etmişim."
Então, disse-lhe : " Obrigada mas fui tola ao pensar que nos adaptaríamos um ao outro.
- Buraya gelmek istiyordu aslında, ama ona dedim ki...
- ela queria vir, mas eu disse-lhe... Tem sido fabulosa, até finge que está a gostar, mas fá-Io só por mim. - Sim, eu sei.
Bir varil kadar kocamandı. - Ona dedim ki "Mary..."
Estava enorme como um tonel.
Ama ona dedim ki " Anne, bak.
Mas eu disse-lhe : " Mãe, olha.
Şu uyuz kayınbiraderim, Ona dedim ki ; "Poker oyuncusu olduğunu mu sanıyorsun"
Este rasca do meu cunhado, digo-lhe "Pensas que és jogador de poker?"
Ve ona dedim ki " Sana tavsiyem,..
Digo-lhe então
Ben de ona dedim ki "Bana bir iyilik yap."
Digo-lhe então : "Faz-me um favor."
" Ona dedim ki :'Başardın Başardın, başardın'
" Disse-lhe :'Conseguiu Conseguiu, Conseguiu'
Ona dedim ki "Senin için kendimi temiz tutacağım."
Eu disse : "Vou sempre manter-me limpo para ti".
Ve sonra ona dedim ki,
E então disse-lhe :
Ona dedim ki, eğer buraya gelecek olursan, seni asarım.
Eu falei que o enforcaria se viesse.
Çok güzel ve çok yetenekli ve çok etkileyici, dün ona dedim ki, "seni eşim olman için istiyorum."
Ela é tão bonita e tão talentosa, tão... encantadora, ainda ontem lhe disse, "Eu querro você para minha mulher"
Sonra ona dedim ki : "Lanet 10 doların senin olsun be."
Então eu lhe disse "Pode ficar com sua merda de $ 10."
.. ona dedim ki.. .. ülkeme keyifle hizmet edildiğinde, yeterli hoşnutluk olur.
Respondi-lhe que a alegria que sinto ao servir o meu país é prémio suficiente.
Ona dedim ki " Tanrı aşkına, uyan.
Eu disse-lhe " Por amor de Deus, acorda.
Ona dedim ki endişelenme, senin öldürmek için kullanayağım çiviler temiz. Zekice, çok zekice.
Disse-lhe que com um saca rolhas, me caíam as unhas.
Ona dedim ki, "Dezenfektan nerede?"
Perguntei-lhe, "Onde está o desinfectante?"
Ona dedim ki, " Amma da büyük kuku.
Disse-lhe, " Raios, tens uma rata grande.
Ona dedim ki, "Bak bana bir iyilik yap da kafanı bir kovanın içine sok?"
Eu disse : "Por que não enfias a cabeça num balde?"
Ona dedim ki : "Bütün sırlarını bu dolaba kilitleyebilirsin."
Eu disse-lhe a ela que poderia guardar lá todos os seus segredos.
Ona dedim ki : " Boş ver, içimde bu çocukla ilgili bir his var.
Mas eu disse : " Calma, Eddie, tenho um palpite sobre este rapaz.
Sonunda ona dedim ki bak Harold, bu aylardır böyle gidiyor.
Finalmente digo, "Olha, Harold, tem sido assim há mais de um mês..."
- Benim hatam. Ona dedim ki...
- Eu disse-lhe...
Ben de ona dedim ki : " Seni sahtekar..
Então disse-lhe : " Seu falso!
Dedim ki ona : "Herşey için sağol ama buraya bunun için gelmedim ben"
Agradeci o balde de água Mas isso não é suficiente
Elbette, ona dedim ki : "Paggy McFarland, Sarah ´ ın White O ´ Mornin ´ i sattığına beni asla inandıramazsın."
Claro disse-o a ele...
Ona dokunmamıştı bile. Sonunda oraya gittim ve dedim ki, "Bayan Bowlby",
Então fui até lá e disse :
Ona sordum. Dedim ki :
Eu perguntei-lhe.
Ona şöyle dedim : " Diyelim ki parlamentodan bir kanun geçti.
Disse-lhe : " Supondo que havia uma lei no parlamento...
Bir pazar öğleden sonrası... evine gittim... ve ona çiçek götürdüm... Sonra dedim ki...
Fui a casa dela... num domingo à tarde... levei-lhe flores... e disse-lhe :
- Ona bakıp dedim ki : "George beni seviyorsan, en havalı fıstığım zaten."
olhei para ele e disse : "George, se você me ama... sou a mais linda da cidade."
Ben ona kızgınca baktım, dedim ki, ama ben uyumak istiyorum.
Então disse : tenho que dormir.
Biraz bekledi ve sonra ben ona gittim ve dedim ki...
Esperei e ao ir-me embora disse :
Dışarı çıktık ve ona dönüp, dedim ki :
Chegamos à rua, e eu digo :
Böylece iki eli de sarıldı, ben de dedim ki ona,
Ficou com as duas disfuncionais.
O kadar üzülmüş ki, ama ben adamı rahat bırak dedim ona.
ela ficou toda chateada mas eu disse - Ihe para o deixar em paz.
Pazartesi dedim, biliyorum ama Baldrick'in okumasını istiyorum, kaldı ki, maalesef ona okumayı öğreteceğim anlamına geliyor, ki, yaklaşık on yıl sürecektir, ama zaman kolay geçer, zira, bence, harika bir sözlük.
Quero que o Baldrick o leia, o que, infelizmente significa ensina-lo a ler, levará cerca de dez anos, mas é tempo bem passado, porque é um dicionário muito bom.
Erik, esprimi duydun mu? - Ona dedim ki...
Então para que perguntas?
Ona bir baktım ve dedim ki : "İşte hayatımın kadını bu."
Olhei para ela e pensei : "É a tal."
Hatırlıyorum, bir ara ona dönüp dedim ki... - Ne dedim?
Lembro-me que me esgueirei para a beira dela e disse...
Nihayet toparlanıp kalktığında ona bir kez daha dedim ki :
Finalmente, ela levantou-se sozinha e eu disse-lhe outra vez :
Ona baktığımda, minnacık şeyin nasıl bir yaratık olduğunu gördüm. Kendi kendime dedim ki ;
E olhei para ele e vi com que tipo de criatura estava lidando e pensei comigo.
Ona Filipinler'de yapacağımız çekim üzerine geliştirmiş olduğumuz tüm bilgiyi verdim. Dedim ki : " Francis, 5 kişiyle 3 haftalığına oraya gidip inceleme yapmak, Filipin ordusunu kullanarak çok sayıda görüntü almak tamam.
Dei-lhe todas as informações que tínhamos sobre filmar nas Filipinas. e conseguires uma grande quantidade de sequências com o Exército filipino.