Onceki traduction Portugais
13,481 traduction parallèle
The Walking Dead'in onceki bolumlerinde...
Anteriormente...
Birçoğu buraya geldi çünkü daha önceki hayatlarından daha iyi olacağını düşünüyorlardı.
Muitas acabaram nisto porque pensaram que seria melhor do que tinham antes.
Senatör Morra için çalışmaya başlamadan önceki geçmişinde birkaç boşluk var.
Antes de trabalhar para o Senador Morra, haviam algumas lacunas no seu currículo.
- Limitless'ın önceki bölümlerinde...
Anteriormente...
Önceki bölümlerde Limitless'ta...
Anteriormente em Limitless...
- Önceki bölümlerde Limitless'ta...
Anteriormente em Limitless... O meu nome é Sands.
- Önceki bölümlerde Limitless'ta...
Anteriormente em Limitless...
Harika olur ancak Quentin ile kısa bir süre önceki çok garip randevumu düşünürsek belki iyilik istememize gerek kalmaz?
Seria óptimo, excepto por um encontro embaraçoso que tive com Quentin há um tempo, portanto, talvez não devamos pedir-lhes favores.
- Limitless'ta önceki bölümlerde...
Anteriormente em Limitless...
Bitten'ın önceki bölümlerinde...
Anteriormente em "Bitten"...
Beş yıl önceki bir DEA davasından kalma.
Veio de uma apreensão do DRE há cinco anos.
"The Blacklist'in önceki bölümlerinde"...
Anteriormente em...
Müvekkilimin önceki bulunduğu yerin güvenli ortamı yerine bunu burada yapmamız bizi rahatsız ediyor, bahsetmek istedim.
Quero que conste que realizar isto aqui e não na segurança do local onde se encontrava o meu cliente não nos passou ao lado.
Earl eskiden bunun cehennemden önceki son durak olduğunu söylerdi.
O Earl dizia que era a última paragem antes do Inferno.
"Once Upon a Time" ın önceki bölümlerinde...
Anteriormente em Once Upon A Time...
Dün de böyle söyledin, önceki gün de.
Disseste isso ontem, e no dia anterior.
Ama önceki Avcı örneklerinde olduğu gibi insana benzerliği burada ayrılıyor.
Mas tal como as espécies anteriores de Caçadores, as semelhanças com os humanos acabam aqui.
Önceki deneklerde gözlemlediğim gibi kan ve deri de dahil olmak üzere deri ve kas sisteminin bir dış tabakası var.
Como foi observado nos sujeitos anteriores, existe uma camada exterior de protecção humana e um sistema vascular, incluindo o sangue e a pele.
Suits'in önceki bölümlerinde...
Anteriormente em Suits :
Suits'in önceki bölümlerinde...
Anteriormente, em Suits...
Suits'in önceki bölümlerinde...
- Anteriormente em Suits :
Suits'in önceki bölümlerinde...
Anteriormente, em "Suits"...
The Blacklist'in önceki bölümlerinde...
Anteriormente, em...
Eğer Reddington değilsem nasıl dört yıl önceki Shell Island toplantısına Ile-de-France Şatosunda ev sahipliği yaptığını biliyorum?
Se não sou o Reddington, como saberia que há 4 anos ele recebeu o retiro da Ilha da Concha num château em Île-de-France?
Dört yıl önceki Shell Island toplantısına sen mi ev sahipliği yaptın?
- Organizaste a Ilha da Concha?
The Blacklist'in önceki bölümlerinde...
Anteriormente em THE BLACKLIST...
Hisselerin önceki durumunun iyi olması umurumda değil çünkü şu an düşüşteler.
Não importa se as ações estavam bem. Agora, estão a implodir.
- Raymond Reddington. Daha önceki konuşmamızda onun ölmesini istiyordun.
Se bem me lembro da nossa primeira conversa, quere-o morto.
Amerikalılar'ın önceki bölümlerinde...
Anteriormente em The Americans...
Önceki kiracının eşyaları var ; Onların toplanması gerekiyor.
A última inquilina deixou cá algumas coisas.
Bir önceki kiracıyı da tanıdığı söylemiştin.
- Da última vez, também conhecia.
Önceki kiracıyı bulup benimle bir görüşme ayarlayabilir misin?
Podes organizar um encontro com a anterior inquilina?
Önceki gün Bay Jacobs'ın evine gittiğimizde yerde onlardan bolca gördüm.
E havia muitos em casa de Mr. Jacobs.
Biraz önceki konuşmandan daha az korkunç otoban kazaları görmüştüm.
- Sirva-me um de tudo. - Farei todos duplos. Gabby, obrigado por ajudares hoje.
Önceki kostümdeki gibi çinkoyla karartılmış nikel-bakır alaşımına sahip fakat dolgu malzemesi ve kevlar ile güçlendirildi.
É feito do mesmo níquel zinco-enegrecido e cobre, mas reforçado com painéis de espuma e Kevlar.
Babam beni ilmeklemeden önceki şeyleri çok fazla hatırlamıyorum.
Não me lembro de muita coisa antes do meu pai fazer-me o Stitch.
Cameron, 15 yıl önceki anılara duyarlı bir yer var mı?
Cameron, há memórias de 15 anos atrás?
Evet, yani daha az kaydedilmiş olabilir casusluk yüzünden 15 yıl önceki seyahat formlarında
- Sim, não estavam preocupados com alguém a bisbilhotar facturas de há 15 anos atrás.
The Path'in önceki bölümlerinde...
Anteriormente, em "The Path"...
Ve ölümümden önceki o an düşünebildiğim tek şey dünyayı kurtarmak ve senin gibi bir kahraman olmak istediğimdi.
E naquele momento, mesmo antes de morrer, tudo em que conseguia pensar era como queria salvar o mundo e ser um herói, como tu.
Tyrant'ın önceki bölümlerinde...
Anteriormente...
"Çünkü biz özgür bir halkız." Seçimler hakkındaydı bu. Önceki cümle olmadan bir anlamı yok.
"Porque somos um povo livre", fala das eleições.
Onu Sawyer'la gördüğüm son birkaç sefer bana Taylor'dan önceki halini hatırlattı.
Vê-lo com o Sawyer nos últimos... Recorda-me de como ele era antes da Taylor.
- Evet. Önceki eserlerinden birini kendime almıştım fakat...
Eu teria roubado uma das peças anteriores, mas...
- Üç yıl önceki uydu görüntülerine bakıyorum ve gölet olarak kullanılan yerin tam orasında duruyorsunuz.
Estou a ver uma imagem satélite com três anos, estão especados no meio do que era uma lagoa.
Parrish kaçmadan önceki otoparkın kamera görüntüleri.
As imagens de vigilância da garagem antes de a Parrish fugir.
Dinle, arkadaş olduğunuzu biliyorum, ama onun artık, bütün bunlar olmadan önceki kişi olmadığını kabul etmen gerek.
Sei que vocês são amigas, mas tens de admitir que ela não é a mesma pessoa que era antes.
Ya önceki durum?
- E a tua situação anterior?
Geçen hafta, hatta ondan önceki hafta hatta ondan da önceki hafta neredeysek oradayız.
Como na semana passada, e na anterior e na antes dessa.
Önceki açıklamanıza göre, uzmanlığınızı NYPD için hikayelerinize gerçeklik katması için kullanıyorsunuz.
Segundo o seu outro depoimento, o senhor usa as suas habilidades com a Polícia de NY para dar autenticidade às suas histórias.
Cinayetten önceki gece, Nina, Doğu Village'daki bir barda bir içki almış.
Ao que parece, na noite anterior ao crime, a Nina pagou umas bebidas num bar no East Village.