Opie traduction Portugais
244 traduction parallèle
Eve Opie'den çok para getirmenin zamanı geldi.
Está na hora de ganhares mais dinheiro do que o Opie.
Peg, Opie eve Bea teyzenin turtalarına geliyordu.
Peg, o Opie quando chega a casa tem as tartes da tia velha.
Galiba Opie.
Acho que fez de Opie.
Opie, Ron Howard'dı seni küçük sersem.
O Opie foi o Ron Howard, idiota.
Şunu imzalasana Opie.
Dá-me um autógrafo, Opie.
Ne diyor bu kendini bilmez?
Do que está ali a falar o Opie Taylor?
Kendini bilmez mi?
Opie Taylor?
Seni fırlama orospu çocuğu!
! Eu dou-te o Opie, sacana de zarolho!
Sen kendi oyununa bak.
O Opie está a dar cabo de ti!
Sana hapşırman için izin verdim mi, Opie?
- Autorizei-te a espirrar, branquela?
Opie sinirleniyor mu?
O Opie está a ficar chateado?
Beni Opie diye çağırman hakkında daha önce ne demiştim?
O que é que eu vos disse sobre chamarem-me Opie?
Opie, yolun ortasındaki fıçıya dikkat et!
Opie, tem cuidado com aquele barril no meio da estrada!
Bak, bunu senin kafana sokmamın zor olduğunu anladım ama yanılıyorsun, gördüğünden daha fazlası var burada.
Olha, eu entendo que seja difícil para ti entenderes, Opie... mas estás a ver o lado bom disto.
Sakin ol Opie Hazır mısın?
Vamos, te relaxe, homem. - Está preparado?
Olur, sorun değil, Opie
Sem problema, Opie.
- Opie nerede?
- Onde está o Opie?
Hey güzel gömlek, Opie.
Hey, bela camisa, Opie.
Belki sen ve Opie Bir Yıldız Aranıyor'a katılmalısınız.
Talvez devessem levar o vosso duo ao Palco das Estrelas.
Yani, belli ki bu bir Peynir, bir Ispanak değil.
Isto aqui é Opie, não é Spinace.
Baban mutlu olma şansını kaybetti ve hepsi senin suçun Opie. *
Ele perdeu a oportunidade e a culpa é tua, miúdo.
Bette, merak ediyorduk da, um... Catherine Opie bizim hakkımızda ne hisseder şu baskıyı 150 cmden 180'e büyütsek?
Bette, estávamos a pensar, o que a Catherine Opie acharia de... ampliarmos aquela gravura para 1,5 m por 1,8 m?
Bir Don Johnson, bir Elvis ve Opie Taylor.
Temos um Don Johnson, um Elvis e um Opie Taylor.
Bu senin yardımcı çalışanın, Opie.
O Obbie será o seu colega.
Bay Griffin, Opie'nin yönetim tarzını pek anlamasam da... o daha çok çalışarak senden daha iyi işçi olduğunu kanıtladı.
Sr. Griffin, apesar de não compreender os meios de gestão do Obbie, ele mostrou ser mais competente do que o senhor.
İşte burdasın, Opie.
Cá estás tu, Oppie. Parabéns.
O ahmak Opie yeniden ayın elemanı oldu, çünkü patronum benden nefret ediyor.
O parvalhão do Oppie foi renomeado empregado do mês porque a minha patroa me detesta.
Buraya Opie'nin ayın elemanı olamayacağını söylemeye geldim.Çünkü terfi etti.
Queria dizer-vos que o Oppie não vai ser considerado o empregado do mês porque vai ser promovido!
- Opie'yi kovmak zorundayım, değil mi?
- Tenho que despedir o Opie, não é?
Şu Mayberry'deki Opie'ye benzeyen kaçık kızıl saçlı herif. Biraz daha yumuşağı.
O ruivo palerma, parece o Opie do "Mayberry", mas menos agressivo.
Opie tam orada.
O Opie está ali.
Opie çıktı biliyorsun.
O Opie saíu agora.
Opie ile evlendim.
Eu casei-me com o Opie.
- Opie'yi kelepçelerle mi dışarı çıkardılar?
- Eles tiraram o Opie de lá com algemas?
- Opie'nin hesaplarını kontrol etti. - Ve?
- Ele verificou as finanças do Opie.
Opie bizi sattı.
O Opie vendeu-nos.
Opie'nin çocukları Adalet Bakanlığı tesisindeler mi?
Os filhos do Opie estão numa prisão?
Opie'nin annesi burada ne arıyor?
O que está a mãe do Opie a fazer aqui?
Opie, Hefner olayı yüzünden tutuklandı mı?
O Opie foi apanhado naquela coisa do Hefner?
Opie çıktığından beri zavallı bir sefildi.
O Opie tem sido um miserável desde que saíu.
İkimiz de Opie'yi seviyoruz.
Tu e eu, ambos adoramos o Opie.
Burada kalman gerekiyor Opie. Kendi güvenliğin için.
Tu precisas de ficar aqui, Opie... para a tua própria segurança.
Opie bizi satmadı.
O Opie não bufou.
Opie'nin tetiği çektiğini sanmıyorum, ama oradaydı.
Eu não acho que o Opie puxou o gatilho, mas ele estava lá.
Clay ve arkadaşları Opie'nin onları sattığını düşünüyor.
O Clay e a sua equipa pensam que o Opie se virou.
Hayır, Jax Opie'ye bir şey olmasına asla izin vermez.
Não, o Jax não deixaria que acontecesse algo ao Opie.
Opie ya hapse girer, ya da ölür.
O Opie na prisão ou morto.
Hefner, Opie'nin yaptığı bir şey sonucunda irkildi, sana döndü.
O Hefner assustou-se com algo que o Opie fez, Virou-se para ti.
Opie ile beraber balkondan tüydünüz ve alt kata inip Jax Teller'la buluştunuz.
Tu e o Opie deixaram a varanda, e encontraram-se escada abaixo com o... Jax Teller.
Yenildin dostum.
Perdeste, "Opie".
Opie.
Opie.