English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ O ] / Ornek

Ornek traduction Portugais

5,943 traduction parallèle
Örnek lazım.
Preciso de uma amostra.
Diğer kanallar çok fazla şiddet ve olumsuz örnek unsuru içeriyor.
Estamos bem com a NRK. Esses outros canais estão cheios de violência e negativismo.
O zaman benden örnek al.
Então retira-a de mim.
İşte çok münasip bir örnek oldu.
Este é o caso em discussão.
Örnek, Jango Fett'in genetik özellikleriyle uyuşmuyor.
A amostra não é igual a nada encontrado... no genótipo de Jango Fett.
Bugün olanlar normal bir hayata örnek değil.
O que aconteceu hoje não é um bom exemplo de normal.
Pekâlâ, bu "birinin yerine işi yürütme" detayına başka bir örnek gibi geldi bana ve bunun için yeniden kolay hedef oyununu oynamaya hiç niyetim yok.
"vamos proteger o forte" para mim, e eu não faço intenção, de servir outra vez de alvo imóvel.
Davranışlarımla örnek olmam gerekiyor.
- Quero que lideres.
Onun burun ve saç bulunan Blanco da bana kokain izi bir örnek verdi.
O Blanco também me deu uma amostra da cocaína que ele encontrou nas narinas e cabelos dela.
- Kendisi örnek bir mahkum.
Um exemplo.
İlk örnek, Spector'ın Brink'le yaptığı görüşmedeki ses kaydı olarak biliniyor.
O primeiro exemplo é a gravação conhecida da voz do Spector da sua entrevista com o DCI Brink.
Ekselansları Baş Komutan, en cüretkâr ve azılı suçluları caydırmak için bir örnek teşkil etmesi amacıyla bu hükmü onayladı.
Sua Excelência, o Comandante Supremo, aprova esta sentença como exemplo para deter os mais ousados e rígidos ofensores.
Sadece örnek olarak verdim.
Não.
C-7'den aldığım örnek C10, H16, N6, S izleri taşıyor. Bunlar iyi huylu, toksin değiller.
Uma análise do arranhão na C-7 mostrou traços de "C10, H16, N6, S...".
Askıya alınmadan önce örnek gösterilecek bir performansın olduğunu biliyorum.
Sei que foste exemplar antes de seres posto de lado.
İlkine örnek bölme deniyor.
O primeiro chama-se quebra de padrões.
Çok iyi örnek.
Óptima analogia.
Satıcı, sattığı maldan biraz örnek verdi.
O dealer deu-nos uma amostra.
Hayır Manny, sana bu konuda iyi bir örnek olmanın vakti geldi.
Está na altura de dar o exemplo.
Hem örnek alınan bir insansın, bir kahramansın.
E és um modelo, uma heroína.
Ben sana örnek olarak en güzel fotoğrafı göndereceğim.
Obrigado, pai. Eu mando-te a foto perfeita para usares como modelo.
O zaman bir örnek ver.
Está bem.
İlk kurban gerçek bir örnek vatandaş.
A primeira vítima é um cidadão modelo.
Örnek Vatandaş İki ; Kirk Lewelyn Firebaugh.
O cidadão modelo número dois é Kirk Lewelyn Firebaugh.
O müthiş bir örnek, devasa.
É o exemplo perfeito. Ela é enorme!
Örnek vereyim :
Por exemplo.
Size bir örnek vereceğim :
Vou dar-vos um exemplo.
Size bir örnek vereceğim :
Dou-vos um exemplo. Vou contar-vos uma história, certo?
O lavukla yıllar geçirdim. Onu örnek aldım.
Admirava-o.
- Hemen bana bir örnek ver.
- Estavas a recuar, está bem?
Alzheimer'dan bahsederken kimi örnek veriyordunuz?
Quando estava a falar da Alzheimer, quem era?
Örnek bir atış.
Disparos perfeitos.
Oğlu klasik bir örnek, Gibbs.
O filho é um exemplo, Gibbs.
Sadece örnek veriyorum tamam mı?
Estou só a dizer, está bem?
Şimdi filmleri mi örnek veriyorsun?
Uma referência cinematográfica agora?
Beni ve Miles'ı örnek aldın yaptığımız onca kötü şeyleri.
Tu tens me visto a mim e ao Miles, da maneira como agimos, as coisas horríveis que fazemos.
Sanki örnek aldığım tüm adamlar bir bir gitti.
É como se todos os homens com quem me importei morreram.
Sonrasında buna kendinden bir örnek verdi. Hiç istememesine rağmen benim aptal suratımı görüyormuş.
Depois deu um exemplo de uma coisa que tem que fazer, apesar de não querer, que é olhar para a minha cara de estúpido.
Örnek bir kanun adamı olmayabilirim ama sizleri Volge Ordusu'ndan kurtardım.
Posso não ser o homem da lei ideal, mas ajudei-vos a acabarem com um exército Volge.
Görsel örnek vermekte berbatsın.
És terrível em demonstrações!
Seni örnek alıyor o.
Ele seguiu o teu exemplo.
Neden bir kadından örnek verdin?
Porquê uma mulher?
Ve diyorum ki geçmişte sen hep düşmanlık yolunu seçtin. Bana spesifik bir örnek verebilir misin?
Estou a dizer que, até agora, tens escolhido fazer inimigos.
Görünüşe göre örnek bir vatandaşsın. Geçen ay alkollü araç kullanmak dışında.
Era para seres um cidadão exemplar, excepto que foste apanhado a conduzir alcoolizado.
Kendimden örnek alarak.
Dando o exemplo.
Tamam, bu belki de en iyi örnek olmadı.
Está bem, talvez não tenha sido o melhor exemplo.
Hanımlar ve beyler, bu ilk örnek, dakikalar içinde bir askerin yarılmış uzvunun yerine geçebilir hem de 10 kat daha güçlü askerin biyometriğine ve optik hedef sistemine tamamen bağlanmış olarak.
Senhoras e senhores, este protótipo pode substituir o membro amputado de um soldado numa questão de minutos por um dez vezes mais forte, ligado à biométrica do soldado e ao seu sistema ótico de tiro.
Dedektif Bell, örnek bir dedektif olarak, oradaki bir kaç kurum ile görüşmek için biraz vakit harcadı.
O detective Bell, ao ser o investigador exemplar que é, gastou algum tempo a entrar em contacto com vários departamentos por lá.
Bana verdiğiniz örnek.
A amostra que me deu...
Bulmak için elimden geleni yapıyorum ama odamdan çıktıktan sonra örnek adeta yok olmuş.
Estou a fazer aquilo que posso para os encontrar, mas... quando as amostras saíram da minha sala, simplesmente, desapareceram.
Bu örnek Dr. Akley'nin kullanması için.
Essa amostra pertence ao Dr. Akley.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]