English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ P ] / Panel

Panel traduction Portugais

240 traduction parallèle
SCR - 536 telsiz, bir panel takımı ve işaret göndermek için... dört ayna taşıyacaksınız.
Levarão rádios SCR - 536, um conjunto de paineis, 4 espelhos... para sinais de comunicação. É tudo.
Panel kontrolü tamam.
Verificação de bordo.
Bu iki panel üzerinde de aynı elektronik bağlantı var bu sayede kapının açık pozisyonunda lamba kırmızı yanmalıyken yeşil yanıyor.
O mesmo tipo de alteração nestes dois painéis e a posição de abertura assinala verde quando devia estar encarnada.
Kilit sistemi camdan. Burada cam bir panel var.
Tem um sistema de segunda tranca de vidro.
Her seviyede buna benzer bir panel var.
Há um painel como este em cada nível.
Panel arkanda, 24 feet.
O painel está 5 metros atrás de ti.
Chelsea'de caddeler boşalmadan önce meşhur önyargılı panel oyununa geçelim ve sizleri bir kez daha İbneyi Vurun'a davet edelim.
Antes que as ruas de Chelsea comecem a esvaziar, vamos passar ao nosso jogo do painel do preconceito, e convidá-lo uma vez mais para o Mata o Larilas.
Panel konuklarımız ; Gurt Svensson İsveçli memeli tacizcisi ve yarı zamanlı radyatör.
O nosso painel desta noite, Gurt Svensson, o abusador de mamíferos sueco e radiador em meio-período.
Işıklı bir panel göreceksin.
Verás uma luz no painel.
Bu küçük panel bir ekran olabilir.
Sim, mas... Olha-me este painel, podia bem ser um ecrã.
Gördünüz mü? Birkaç panel var.
Isso não é do nosso tipo.
Ana panel.
É o botão do meio!
Kapsülün panel ışıklarını derhal kontrol et.
Verifique já as luzes de estado.
Deri koltuklar, maun ön panel, transistörlü radyo.
Bancos em pele, tablier de mogno, rádio...
- Anal panel'i buraya aşağıya kurmanı istiyorum.
Instala o quadro aqui.
Panel van'ım dışarıda park etmiş.
A carrinha está lá fora.
İnşaat alanlarının çevresine bu yüzden şu tahta panel çitleri koyarlar.
É por isso que os prédios em construção têm de ter aquelas vedações de madeira à volta.
Üst çekmecede bir panel var.
O xerife não fez por querer.
Üst çekmecede bir panel var.
Há um painel falso na gaveta de cima.
Bütün ön panel TV ekranı ve bir bilgisayar konsolu ile kaplıydı.
A parte da frente foi enfeitada com uma TV, e uma consola de jogos.
Sonra da panel aşağı çakılıp...
But when the panel comes down...
Duvarda küçük bir panel açılır, Crack oradan alınır.
Um painel na parede abre-se, tu recebes o crack.
- Her köşeye bir damla ve panel düşecek. - Bunu nerden biliyorsun?
Uma em cada canto e o painel cai.
Kulağa gevşek bir panel veya onun gibi bir şeymiş gibi geliyor.
Parece um painel solto.
- Yani panel şov gibi bir şey mi?
- Como entrar no programa?
Panel şov harika olurdu.
Podia ser bestial num programa.
- Peki ya Panel Show?
E quanto ao programa que me prometeu?
- O dolandırıcı "Time" ın... kapağında çıkıyor, bense Panel Show için ilk 42'ye giremiyorum.
Tu foste um. Este parvo aparece na capa da Time e eu nem consigo ser apurado.
Beni Panel Show'a çıkarmazsan sizi de beraberimde batırırım.
Ponha-me num programa ou afunda-se comigo seu canalha!
Beni Panel Show'a çıkarmazsan, sizi de beraberimde dibe çekerim.
Arranje-me um programa ou dou cabo de si, seu sacana!
Beni Panel Show'a çıkaracaksın... yoksa herkese bunların düzmece olduğunu anlatırım.
Faça-o e digo a todos que é uma fraude. Isso não é verdade.
Panel Show'a çıkmak için şantaj yapmışsın.
Fez chantagem?
- Panel Show için söz vermişti.
Ele prometeu-me um programa.
Kendi Panel Show'unun olması ilgini çeker miydi?
Gostaria de ter o seu próprio programa?
Pekala, 5 numaralı panel.
Painel cinco.
Ana antenin hemen yanındaki bütün bir panel havaya uçmuş ta ısı kalkanına kadar.
Junto à antena de alto ganho explodiu um painel inteiro, até ao escudo térmico.
Panel, Palenque Kraliyet ailesinin hikayesini anlatmaktaydı. Savaşlarını ve gücün genç krallara nasıl aktarıldığını.
O painel contava a história da família real de Palenque, as suas guerras, e a transmissão do poder aos jovens reis.
Hangi panel bilgisayara erişiyor?
Que painel dá acesso ao computador?
Benim odama gidip çoğaltıcının yanındaki bölmeyi incelersen sahte bir panel olduğunu görürsün.
Se for aos meus aposentos e reparar na antepara, verá que existe um painel falso.
Kendimi açarken gördüğüm panel bu.
Este é o painel que me vi a abrir.
- Bunun doğru panel olduğundan emin misin?
Tem a certeza de que é o painel correto?
O'Brien'ın kendisini ölürken gördüğü panel hemen o odaların dışında.
O painel onde o O'Brien se viu a morrer é mesmo ao lado desses alojamentos.
Kaptan, şu panel, mikro jeneratör olmalı.
Capitã, aquele painel é um micro gerador.
Bir panel için haftaya Miami'ye gelecek.
Ele vem a Miami para a semana, a um debate.
Banky üstesinden gelebilir. Sadece bir panel.
Quer dizer, não fazemos parte de um painel.
Peru'daki fosilleri tartışmak için bir panel düzenliyorlar.
Não acredito! Vão reunir um painel para falar sobre os fósseis no Peru.
Sağ alt panel, güç kanalı 166'yı ekle.
Baixe o painel direito e conecte o duto de força 166.
Robin, bu profesyonel kadınla Salı günkü sevişme konulu panel için röportaj yapmak ister misin? Tamam.
Robin, gostaria de entrevistá-la para o painel da próxima terça?
Panel üyeleri çok aydınlatıcı bir yanıt verdiler. Şimdi devam ediyoruz.
Seguimos para outra pergunta da Sra. Gutierrez.
Jack Gelber'in sözlerini tercüme edeyim. Eğer bu Devrim bu kadar özgün ise panel ve seyirciler arasında bir ilişki oluşturmak ve farklı dinamik yollar icat etmek yerine neden yuvarlak masa gibi alışagelmiş yöntemlere başvurulduğunu soruyor.
Jack Gelber expõe que sendo a revoluçâo cubana uma revolução original por que recorre a métodos convencionais como sâo as mesas-redondas, por que nâo desenvolve um método mais dinâmico para estabelecer uma relaçâo entre o painel e o público.
Burada bir yerde bir panel olmalı.
Deve haver algum painel por aqui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]