English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ P ] / Pantalon

Pantalon traduction Portugais

112 traduction parallèle
Orada bu kadar gençlere uzun pantalon giydirdiklerini bilmiyordum.
Não sabia que os pirralhos usavam calças compridas lá.
koyu renk pantalon.
Calças escuras.
Denver, Yaş 36, kilo 80... koyu pantalon, açık renk kareli ceket giyiyor.
Denver, cerca de 36, 80 quilos... Usando calças escuras, casaco claro de xadrês, desportivo.
Fazla bir şey yok, şu eski pantalon, gömlek ve bir de müzik kutusu.
Só tem esses velhos cobertores, uma jaqueta de couro e a sua sanfona.
Uzun boylu, siyah pantalon ve gömlek, siyah çizme giyiyor.
É mais ou menos da sua altura, e veste-se todo de negro.
- Pantalon.
- A camisa.
Evet. Doğru dürüst bir pantalon bile bulamıyorsun burada.
Acreditam que não têm por aqui umas calças decentes para nos emprestar?
- İki pantalon giymişsin.
- Estás a vestir duas calças.
Ve bir de pantalon.
E aqui estão as calças
- Pantalon, lütfen.
- As calças, por favor.
Sofia'ya olan bir pantalon bana nasıl olur ki?
Como é que um par de calças que servem ä Sofia me servem a mim?
Bu kumaşı Washington'dan aldım. Sana pantalon dikmek istiyorum.
Recebi este tecido de Washington e quero fazer - te um lindo par de calças.
Gitmeyecek olsaydım birkaç pantalon ve takım elbise de alırdım.
Se tivesse tido mais tempo, teria comprado umas calças e uns fatos.
Arabaları yolun bir tarafından diğerine çekmek pantalon giymek kadar akıl istemez.
Para mudar carros de um lado para o outro da rua, não é preciso ter mais inteligência que para vestir umas calças.
"Pantalon ve gömleklerinizi yakın."
"É melhor queimares a tua camisa e as tuas calças."
79 larda düşük bel pantalon tutkunu olduğunu hatırlatırım.
Smithers, eu lembro-me que você tem uma inclinação para calças à boca-de-sino, recuando a 1979.
Bulun onu. Siyah pantalon, beyaz gömlekli.
Procura por ele, calças pretas camisa branca.
Babam pantalon askılarımın yoklandığını düşünecek.
O meu pai pensa que eu fui examinar o meu aparelho.
Bu kapılar bana onun pantalon askılarını hatırlatıyor.
Até estas grades me fazem lembrar o seu aparelho.
Pantalon ve botlarınızı giyin, sizi lanet tembeller!
Vistam os uniformes, grandes preguiçosos!
Pantalon alırken iki satıcı beni havaya kaldırıp, "Kasıkları nasıl?" demiyor.
Quando compro umas calças dois vendedores não me levantam pelas pernas e não perguntam : "Gosta do entrepernas?"
- Sana göre pantalon askısı yok mu?
- É. Não precisa de suspensórios.
Şurada bir pantalon var.
Há umas calças aqui.
Bay Komik Pantalon, kaybedecek.
Sr. Pipi das Calças Ricas vai de vela.
Hadi, bu onların pantalon dikme yolu.
É assim que fazem as calças!
Amerika'da bütün kadınlar pantalon mu giyer?
Todas as Americanas usam calças?
Annen sana yeni bir kısa pantalon almış.
O salmão custa 28 dólares ao quilo e pode-se comer!
Sanırım İspanyol paça pantalon ve bir de püskülllü yelekti.
Acho que eram calças à boca de sino e um colete com franjas.
Muz Cumhuriyeti yüzlü, fazla çizgili kadife pantalon, Kemerinde spanyel gezdiren biri...
Roupa de bombazina da Banana Republic e a passear um springer spaniel.
Sydney Barringer'ın... pantalon cebindeki bir notla teyit edilmişti.
O suicídio foi confirmado por um bilhete encontrado no bolso das calças de Sydney Barringer.
Herkes benim lezbiyen olduğumu sanıyor. Sırf pantalon giydiğim ve "soft-ball" oynadığım için. Ben güzel değilim, bu beni lezbiyen mi yapar?
Todos aqui pensam que sou esta grande fufa porque uso calças largas, e jogo futebol, e não sou tão bonita como as outras, mas isso não faz de mim gay.
Bu pantalon bol mu?
Estou a nadar nestas calças?
- Pantalon giyemez misin?
- Pode levar calças?
- Etek mi giyiyordu pantalon mu?
Saia ou calças?
Örneğin ; insanların pantalon ya da cüzdanlarındakilerini?
Tipo, digamos, coisas nos bolsos e nas carteiras?
Onun bu orman yaşamına uyum sağladığını her zaman temiz ve pantalon giydiğini bilmek hatta yemeklerde bile öyle olması, okurların ilgisini çekecektir.
"Os motivos que a levaram a isso não são muito claros. " Os leitores gostarão de saber que ela se adaptou à vida da selva " usando calças em todas as ocasiões, mesmo ao jantar /
Bu pantalon yeniydi.
São calças novas.
O zamanlar TV'de "pantalon" diyemezdiniz.
Naquela altura não se podia dizer "calças" na televisão.
Yani kot pantalon, bu harika.
Digo, os jeans ficam-te bem.
Pantalon size daha uygun.
Use calças em serviço.
Hayır, yok üzerimde pantalon yok zaten.
Não, não... Não estou com as calças vestida agora.
Ben pantalon satarım.
Sou um vendedor de calças.
- Pantalon satabiliyorum.
- Eu sei como vender calças.
Senin için sorun yoksa, kot pantalon ve bunu giyerim diye düşündüm.
Se não te importas, pensei em usar uns jeans e isto.
Lütfen bu pantalon-koklayanı geri götür.
Por favor, devolve este snifa-calças.
Siyah palto, sanırım deri, koyu renk tişört, pantalon.
Casaco preto, talvez de couro, T-shirt e calças escuras.
Kot pantalon ve... mor bir parka giyiyordu. Koyu mavi sırt çantası vardı. Parkası kapüşonluydu.
Vestia jeans e... um casaco cor púrpura, e levava uma mochila azul escura, e o casaco tinha um capuz.
Endişelenme, pantalon giyiyorum.
Alice. Não te preocupes, estou a usar calças.
Geç bunları, kısa pantalon.
Esquece, puto.
Güzel pantalon.
Que calças bonitas.
Dar pantalon, Pantalonsuz ve Aptal. Şuna bak, bunlar eski dostlarım değil mi? - Bira yapıyoruz.
Estamos a fazer cerveja.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]