Parfüm traduction Portugais
1,051 traduction parallèle
Indiscret çok hoş bir parfüm, değil mi?
Indiscreet é um óptimo perfume, não acha?
Parfüm sıktım.
Estou a usar Indiscreet.
Sanırım bu kız parfüm kokuyor.
Parece-me que aquela garota cheira a perfume.
Sen... Bu parfüm! Bir banyo yapmalısın.
Ou antes, uma ducha fria.
Yeşil parfüm gibi kokuyor.
Cheira a perfume verde.
Öyleyse yalvar, rica et, yaltaklan, istediğin kelimeyi kullan parfüm serp, aygır gibi kişne.
Então implora, roga, arranja a palavra que quiseres deita perfume, relincha como garanhão.
Zehirleri parfüm gibi kokuyor.
Perfumes que cheiram a perfume.
1 kilo şeker yaptırır, belki bir de parfüm alır gelirim.
Vou trazer-te uma caixa de bonbons e talvez um perfume.
Orada ölyece durdu. Bir sıcaklık hissetti ve bir de parfüm kokusu aldı.
Sentia ao pé de uma mulher, algo de quente e perfumado.
Yıldönümümüzde verdiğim parfüm değil mi bu?
Não é o perfume que te ofereci no aniversário do nosso casamento?
Bana verdiğinle değiş tokuş yaptığım parfüm.
É aquele que fui trocar pela tua prenda.
Bu çok güzel bir parfüm.
Que belo perfume.
Güzel parfüm.
- Que belo perfume.
Parfüm değil banyo yağı.
- É óleo de banho.
Şampanya, parfüm ve bizden çaldıkları başka şeyler çıkar.
E vês champanhe, pefume, tudo o que nos roubaram.
Yirmi şişe parfüm, 200 dolar.
20 frascos de perfume, $ 200.
Sabunla yıkanır, kolonyayla tazelenir, parfüm ile de güzel kokarsın.
O sabão lava, a colónia refresca, o perfume "perfuma".
22 yaşındayım. Auxerre'de bir parfüm dükkanında çalışıyorum.
Tenho 22 anos, trabalho em Auxerre, vendo perfumes.
Hala parfüm kokuyor.
Pelo menos tem o seu cheiro. Deveria pô-lo.
Yumuşak bir parfüm kokusu havayı dolduruyor.
Um cheiro suave de perfume sente-se no ar.
Bir de bu parfüm.
E esse perfume...
Onu... parfüm gibi düşünüyorum
Penso nele como... um perfume.
- Parfüm mü?
- Um perfume?
- Evet, parfüm. Diğerleri gibi.
- Sim, um perfume como qualquer outro.
Garip bir parfüm mü sürdünüz, ya da radyoaktif bir şey?
Está a usar algum perfume invulgar, ou algo radioactivo?
Severim de. Parfüm, kadınlar senin kontrolündedir
Um perfume especial, mulheres totalmente submissas.
Kar yağıyordu. Ve aynı parfüm...
O mesmo perfume, tão especial.
Tesadüfen parfüm kullanıyor musunuz?
Você por acaso usa perfume?
Parfüm.
O perfume!
Parfüm kokulu zarif boynu için halat.
Uma corda à volta do teu pescoço perfumado.
Yüz masajı. Biraz da parfüm.
Sabe, uma massagem facial, um pouco de àgua de colónia.
Parfüm şişesi dışındakileri kullanabilirsiniz, ama onu asla, ta ki ben kullanmanızı söyleyene kadar.
Podem usar tudo menos o pulverizador, em que nunca devem tocar até que eu vos diga como e onde usá-lo.
Güzel parfüm al, kaliteli olmayı dene,
Temos um doce perfume Para pôr o seu humor à prova
Parfüm alacak kızlar geliyor,
Pois traz moças Que compram perfume
5 gemi inşa ettim ve içlerini domuz yağı, parfüm ve köleler ile doldurdum.
Eu construí 5 barcos e carreguei-os com banha de porco, perfumes e escravos.
Ardından, parfüm kokulu yatak odamıza hızlı asansörle ulaşma, ardından da, bir kadının karşılaşabileceği en müthiş aşık.
Seguido de uma volta de elevador até ao nosso quarto perfumado, seguido de um dos maiores garanhões que qualquer mulher já viu.
Parfüm bu! Gerçekten.
É perfume, é isso!
Şimdi de piyonuma biraz parfüm sürüyorum.
Vou perfumar o meu peão.
Parfüm.
Perfume.
Parfüm dolu.
Cheias de perfume?
- Sorun değil ama... bir parfüm gibi kokmuyor.
- O que é que tem? O aroma não é... compatível.
Yalnızca bu harika kürkü değil, parfüm ve ipek çorap da aldım...
Não só ganhei esta pele gloriosa, também o perfume, meias de seda....
Ve üçüncü kat, orada sadece erkekler için parfüm üretiyorlar.
No terceiro andar, só fazem perfumes para homem.
Aziz, biraz daha parfüm!
Espere, Azis, mais um pouco de perfume.
Kokladığım parfüm ağırdı Beynim sulandı
A minha cabeça costumava flutuar por causa do perfume que sentia.
Demek parfüm işindesin?
Ah, - E assim como que se dedica aos perfumes?
Orada herkes parfüm işiyle uğraşır.
Toda a zona se dedica ao perfume.
Hayır, burası zaten parfüm gibi kokuyor.
Cheiro a charutos. - Não. Aqui Já tresanda a perfume.
Parfüm
Perfume.
Jacob, en sevdiğim parfüm olan "Je reviens" i de getirmeyi unutma... Tamam, "Je reviens".
- E traz-me um frasco de perfume Je Reviens!
Oh, bu parfüm!
Um perfume...