Peanuts traduction Portugais
30 traduction parallèle
Yeni destek ve pelvik band ona iyi gelecektir, ya Peanuts?
Vai melhorar com um aparelho e uma cintura pélvica. E o Peanuts?
Şunu Radyolojiye götür, sonra da Peanuts'ı ameliyata hazırla.
Manda isto para a radiologia e prepara o Peanuts para a operação.
Buz Üstünde Yerfıstığı Çetesi gösterisi var.
O espectáculo Peanuts no Gelo está na cidade!
Fıstık?
Amendoins ( Peanuts )?
Peanuts ( * ) karakterlerine benzemiş.
Parece uma personagem do "Peanuts".
Ona bir saniye izin verir misin Fıstık?
Podes-me dar licença por um minuto, Peanuts ( amendoim )?
Adı Fıstık değil.
Ele não se chama Peanuts.
Kocanın Peanuts striptiz barında o toplarla yaptıkları pislikti esas.
O que o teu marido teve que fazer para sobreviver com aqueles maricas.
Peanuts karakterlerinden biri.
A personagem dos Peanuts.
Bu aramayı biraz sınırlandırman gerekiyor..... bu bütün Peanutlarla bir şekilde uğraşman gerekiyor.
Tens de reduzir essa lista. Arranja uma forma de pesquisar esses Peanuts.
Fıstık Toplantısı'nda da böyle olmuştu.
Foi exactamente isto que aconteceu na reunião dos Peanuts.
II. Dünya Savaşı'ndaki yer fıstıkları.
Dos amendoins ( peanuts ) da 2ª Grande Guerra.
Fıstıklar!
Peanuts!
Fıstıklar, Tanrı aşkına!
Peanuts, pelo amor de Deus!
- Biliyorum, fıstık yok.
- Já sei, nada de peanuts.
Niye birbirinize Yengeç Ronnie, Peanuts ve Frankie B diye seslendiğinizi biliyorum.
Já sei porque vos chamam Ronnie "O Caranguejo", "Amendoim" e Frankie B.
Barney, biliyor musun, işte sana bir tavsiye. ( "Peanuts" daki yetişkinlerin sesi yerine trompet çalması gibi. ) Elbette.
Barney sabes que mais, vou dar-te um conselho. É mesmo.
Yer fıstıkları?
Peanuts?
Yuvarlak kafalı, kıvırcık saçlı zenci bir çocuğun resmini çizip çizdiğin resme Peanuts çizgi romanı diyemezsin.
Não podes desenhar um puto negro de cabeça redonda e cabelo cheio de jeitos e dizer que é um boneco dos "Peanuts".
Onunla git Debonay, Peanuts'a söyle buraya gelip şu lanet ata göz kulak olsun.
Vai com ele, Debonay, e diz ao Peanuts para chegar aqui e segurar o raio do cavalo.
Bahar şenliğinde, bir paket fındık ( * ) istedim, ve bir sene boyunca lakabım oldu.
No carnaval, pedi um pacote de amendoins ( peanuts ) e essa passou a ser a minha alcunha para o resto do ano.
Şu, Peanuts'taki şapşal Lionel gibi kutu taşıyan çatlak bir karı ve o da ölülerle takılıyor, deli olan ben miyim?
É uma doida que transporta uma caixa como a porra do Linus no "Peanuts". E ele dá-se com pretos mortos! E eu sou doido?
Snoopy ve Charlie Brown PEANUTS FİLMİ
SNOOPY E CHARLIE BROWN PEANUTS :
Önemi yok.
São peanuts.
Aynı Peanuts'taki Pig Pen'e benzerdi.
Parecia o Pig-Pen dos Peanuts.
Lucy ve bütün kızgın tayfası.
A Lucy e todo o "gang" do "Peanuts".
- Çünkü Schroeder, Peanuts'taki çocuk.
Não. - O Schroeder é um personagem do Snoopy.
Aman Tanrım, kedi, piyano ya da The Peanuts kimin umurunda?
Quem se é que se preocupa com gatos ou pianos? Ou com O Snoopy.
Sadece Peanuts.
É só Snoopy.
Peanuts, adına ne diyorsunuz?
Amendoins... o que é que vocês lhes chamam?