Pilar traduction Portugais
838 traduction parallèle
Yazmayı bıraktı. Ve tüm zamanını Pilar'da arkadaşlarıyla birlikte Alman denizaltısı avlayarak geçirmeye başladı.
Ele parou de escrever passava o tempo todo com seus puxa-sacos caçando U-boats.
Pilar'ı resmi denizaltı avlama gemisi ilan ettirdiler. Alman denizaltısı batıracaklarmış.
Eles se imaginam oficiais à caça de submarinos alemães.
Ben Pilar Herrera.
Chamo-me Pilar Herrera.
Tommy, Pilar'a nasıl hissettiğini söyle.
Tommy, diga à Pilar como se sente.
en kuvvetli destekçi Vatikan'ın cephesinde
Alguns aspectos do Vaticano, o mais firme pilar da Igreja.
Bir de baktım ki bu tefeciyle evlenmişim.
E, antes de dar conta, estava casada com um pilar das hipotecas, dos empréstimos e dos investimentos.
Tank birliğindeki yemekhanede çok işe yarayacak.
A Ada vai ser um pilar de força na cantina dos blindados.
Tutukluların çoğu tekrar yakalandı, beni onlar kurtardı, onlar ve Pilar.
Muitos foram outra vez presos, mas eles salvaram-me a mim, a eles e à Pilar.
Pablo'nun karısı.
A esposa do Pablo, a Pilar.
Pilar. O bir barbar, fakat çok yürekli bir kadın, Pablo'dan yüz kat daha yürekli.
Ela é bárbara, mas tem muita coragem, cem vezes mais do que o Pablo.
Fakat Pilar gerçekten çok barbar.
Mas a Pilar é mesmo bárbara.
Bu yoldaşa senin ne kadar iyi kalpli olduğunu söylüyordum, Pilar.
Estava a contar a estes camaradas, como tu és amigável, Pilar.
Bunu bana Pilar söylemişti.
A Pilar disse-o uma vez. - Que tipo de decisão?
Pilar'ı kendime düşman yapmak istemem.
Para que eu tenha a Pilar contra mim?
Ben Pilar'la El Sordo'ya gidiyorum.
Eu vou com a Pilar ao El Sordo.
Yiyecek bir şey var mı, Pilar?
Há algo para comer, Pilar? Tenho fome.
Söylentiler benim gibi birini pek telaşa düşürmez, Pilar.
Um homem como eu não se inquieta com rumores, Pilar.
Fakat son ikisi sadece birer dedikodu, Pilar.
Mas os dois últimos são só rumores, Pilar.
- Tamam, Pilar, merak etme.
- Terei, Pilar.
O kadar zalim olma, Pilar!
Não sejas bruta, Pilar!
Dinlen, Pilar. Yorgunsun.
Descansa Pilar, estás cansada.
Pilar, bekle!
Espera, Pilar!
İkinizden debıktım artık. - Pilar!
Estou chateada com vocês os dois.
Pilar bunu biliyor.
A Pilar sabe isso. Ela sabe tudo.
Baksana, Pilar!
Olha, Pilar!
Hoşuna gitti mi, Pilar?
Como é que gostas, Pilar?
Pilar'ın bu işle bir ilgisi yok.
A Pilar não teve nada a haver.
Pilar?
Pilar?
Sen ne diyorsun, Pilar?
Que dizes Pilar?
Pilar, ona El Sordo'nun yol göstereceğini söyle.
Pilar, diz-lhe que o El Sordo nos vai guiar.
Pilar, sözümü bitirmeme izin vermedin.
Pilar, ainda não consegui acabar.
Şapkası başından düşünce Pablo "Pilar bu çok nazik", senin gibi bir kadının önünde şapkasını çıkartıyor " dedi.
O chapéu caiu-lhe da cabeça e o Pablo disse : "Este é um cavalheiro, Pilar, até tira o chapéu para uma mulher como tu".
" Pilar, o şapkayı takmak hoş değil.
" Pilar, que mau gosto!
"Neyin var, Pilar?" diye sordular.
"Que tens Pilar?", perguntaram-me.
Pilar'ı ve adamlarımı yüzüstü bırakamam.
Não posso desiludir a Pilar nem o meu povo.
- Dalavere değil, Pilar.
- Isto não é um truque, Pilar.
Pilar eşyaları toplasın.
Diz à Pilar para arrumar as coisas.
Pilar.
A Pilar.
Nerdeydin, Pilar?
Onde estiveste Pilar?
- Mağaraya git, Pilar, köprü için her şeyi hazırla ve sonra da uyu biraz.
- Volta para a gruta. Pilar, prepara tudo para a ponte e depois vai dormir.
Pilar'dı, değil mi?
Pilar...
Pilar.
É Pilar, certo?
Pilar!
Pilar!
Ben de, Pilar.
Eu também, Pilar.
- Haydi gidelim, Pilar.
- Vamos, Pilar.
Selam, Pilar!
Olá, Pilar!
Ağlıyor! Dalga geçme, Pilar!
Deixa lá isso!
- Sen onu merak etme.
- Não te preocupes com a Pilar.
Pilar, bana yiyecek bir şey getir!
Pilar, traz-me qualquer coisa quente!
Merhaba, Pilar.
Olá, Pilar.
Selam, Pilar!
Salud, Pilar!