Podemos traduction Portugais
115,752 traduction parallèle
Kendi taslağımızı sunamayacağız şimdi.
Já não podemos apresentar a nossa lei.
Bunu asla unutmamalıyız.
Nunca nos podemos esquecer disso.
Tıpkı tarihteki generaller gibi, savaş meydanını her zaman kendin seçemiyorsun.
Como os generais ao longo da história, nem sempre podemos escolher o nosso terreno.
Sağlık reformundan taviz verirsek Higuera'yı kapabiliriz.
Podemos conseguir a Higuera se falarmos da reforma do Medicaid.
Ona söyleyemeyiz.
Não lhe podemos dizer.
Yeni yasama programımızı sunarken azmin şüphesiz işimize yarayacaktır.
Podemos usar a sua agressividade quando anunciarmos a nova agenda legislativa.
Davamızı halka anlatabiliriz.
Podemos levar o nosso caso ao povo.
Kimler olabilir, bir bakalım.
Vamos ver que nomes podemos ligar a isso.
Ben yazarım, sonra altına imzasını atacak birilerini buluruz.
Vou escrevê-lo e, depois, podemos ver quem conseguimos que o assine.
Şu siloyu konuşsak mı?
Podemos falar sobre aquele silo?
Ama aynı zamanda niye burada olduklarını çözene dek elimizi açık etmemeliyiz.
Mas não podemos abrir o nosso jogo até sabermos por que razão isto está aqui.
Dramatik duraksamayı fırsat bilip dağılsak mı acaba?
Podemos prescindir da pausa dramática, por favor?
Diğer türlü her bir adayınızı oyalamak durumunda kalabiliriz.
Caso contrário, podemos ser forçados a reter todos os seus candidatos.
Gökyüzünde parlıyor.
Podemos ver o brilho.
Taslağı geçirin, tekrar konuşalım.
Façam o projeto de lei ser aprovado e podemos falar de novo.
Bowman'ı aşamayacaksak etrafından dolaşalım.
Se não podemos passar pelo Bowman, nós contornamo-lo.
NATO zirvesinden sonra ona sunsak mı?
Será que o podemos alertar para isto após a cimeira da NATO?
Kongre bu bursu ne kadar sürede tekrar onayabilir?
Quão depressa podemos conseguir que o Congresso reautorize o subsídio?
Ama harika işler başarabileceğimize inanıyorum.
Mas estou convencido de que podemos fazer um ótimo trabalho.
Başkanlık elimizde olmayabilir ama yakında ülke elimizde olacak.
Podemos não ter a presidência, mas não tarda, teremos o país.
Jestinizi takdir ediyorum ama Kongre'yle boy ölçüşemeyiz.
Agradeço o gesto, mas não podemos defrontar o Congresso.
Farklı tarzlarımız olabilir Tom ama bizi iyi bir ekip yapan da bu bence.
Podemos ter estilos diferentes, Tom, mas acho que é isso que nos torna numa boa equipa.
Hepimiz inanabiliriz.
Podemos todos acreditar nele.
Silinen Browning Reed dosyalarını kurtarabilir miyiz?
Podemos recuperar os ficheiros apagados da Browning Reed?
Yani hain onları silmeye çalışırsa izini sürüp IP adresini bulabiliriz.
Se o traidor tentar apagar algum deles, podemos seguir o utilizador até um endereço de IP.
Gerçeği bilmeden teklifinizi daha fazla konuşamayız.
Não podemos discutir a sua iniciativa sem sabermos a verdade.
Demek istediğim... böylesine şey birine nasıl güvenebiliriz...
O meu ponto de vista é como podemos confiar em alguém que aparenta ser...
Başlayalım mı?
Podemos começar?
Yarın salacaksak bugün tutuklamanın manası yok.
Não o podemos prender se tivermos de o soltar amanhã.
Ona nasıl güvenebiliriz?
Como podemos confiar nele?
An itibarıyla sizlere kesin bir şekilde söyleyebilirim ki bu korkunç olayın sorumlusu, Patrick Lloyd liderliğinde ülke içinde faaliyet gösteren bir terör örgütüdür.
Podemos dizer-vos agora com absoluta certeza que este ato horrível foi realizado por um grupo terrorista nacional liderado por um homem chamado Patrick Lloyd.
- Biraz birbirimizi tanırdık. - Tamam... - Bir şeyler içer misin?
Podemos ficar a conhecer-nos melhor.
Tüm alana sahipsin, iki dolap yaparız.
Podemos ter duas bancadas.
Sence beşiz yapabilir miyiz?
- Podemos fazer gémeos quíntuplos?
Çocuğumuz olmadığı için, aramız bu kadar açıldı.
Nós não podemos ter filhos e isso afastou-nos.
Sonunda kaldigimiz yerden, devam ediyoruz.
Podemos continuar de onde ficámos.
Okuldan bir kaç arkadaşını davet ederiz.
Podemos convidar alguns amigos teus da escola.
Onun yerine... eğer sen de istersen, konuşabiliriz. Hislerinle alakalı olarak.
Podemos apenas conversar, se quiseres sobre os teus sentimentos.
- Şurada durabilir miyiz? - Şurada mı?
- Podemos parar aqui?
Şu an bir çocuk sahibi daha olamayız. Hayır.
- Não podemos ter outro filho agora.
Sence gidebilir miyiz?
Achas que podemos ir lá?
Gidebileceğimiz bir yer biliyorum.
Vamos. Sei onde podemos ir.
Bak şimdi, şöyle düşündüm. İlk başta...
Ouça, eu estava a pensar que podemos...
Bu kısmı atlayabiliriz.
Podemos saltar essa parte.
Ara verebilir miyiz?
- Podemos fazer uma pausa?
Bunu yapma şansını bir daha bulamayabiliriz.
Podemos nunca mais ter a oportunidade.
Domuz eti yiyemeyiz.
Não podemos comer isso.
Oraya gidebiliriz.
Podemos ir lá.
Balık lokantasına gidelim mi?
Podemos ir ao restaurante de marisco?
Bunu yapamayız.
Não podemos fazer isto.
Hayır, duramayız.
- Não podemos parar.