English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ P ] / Prism

Prism traduction Portugais

63 traduction parallèle
Almanca gramerine özellikle önem vermenizi istiyorum.
Tome especial atenção, se puder, Miss. Prism... com a gramática alemã.
- Onun üzerinde iyi bir etkimiz olabilir.
Talvez você seja uma boa influência para ele, Miss Prism.
- Gerçekten mi Bayan Prism?
A sério, Miss Prism?
Bayan Prism, siz eminim iyisinizdir?
Sra. Prism, você está, acredito, bem.
Bayan Prism hafif bir başağrısından şikayet ediyordu.
Miss Prism tem-se queixado... de uma leve dor de cabeça.
Hayır, sevgili Bayan Prism, bunu biliyorum ama içgüdüsel olarak başınızın ağrıdığını hissettim.
Não, Miss Prism. Eu sei disso... mas senti que tivesse tido uma.
Tuhaf, eğer ben Bayan Prism'in öğrencisi olacak kadar şanslı olsaydım, ağzının içine bakardım.
- É estranho. Se tivesse a sorte de ser aluna de Miss Prism... Ficava colado aos seus lábios.
Merhamet, Bayan Prism, merhamet.
Oh, caridade, Sra. Prism, caridade.
Bayan Prism asla böyle şeyler söylemez.
A senhora Prism nunca me disse coisas dessas.
O zaman Bayan Prism gözleri bozuk yaşlı bir kadın.
Então a Sra. Prism, não é uma mulher perspicaz.
Bayan Prism, size söylemeyi unuttum, Dr Chasuble sizi kilisedeki odasında bekliyor.
Sra. Prism esqueci-me de mencionar... que o Dr. Chasuble está à sua espera na sacristia.
Bayan Prism, sizi kilisede beklediğini söylememi istedi.
Sra. Prism pediu-me para lhe dizer... que estava à sua espera na sacristia.
Bayan Prism... kilisede.
Sra. Prism na sacristia.
Bayan Prism?
Sra. Prism?
- Bayan Prism diye birinden bahsettiğinizi mi duydum?
Ouvi-o falar numa Sra. Prism?
Kendisi eğitimle ilgili çalışan itici bir kadın olabilir mi acaba?
A Sra. Prism tem um aspecto feminino repulsivo... remotamente ligado com a educação?
Prism!
Prism!
Prism, o bebek nerede?
Prism, onde está o bebé?
- Bayan Prism, bu benim için çok önemli bir konu.
Miss Prism, isto é uma matéria importante para mim.
Bu o çanta mı Bayan Prism?
É esta a mala, Sra. Prism?
Bayan Prism, bu çantadan daha fazlası size döndü.
Sra. Prism, teve muito mais de volta para além desta bolsa.
Bayan Prism, talihsiz kardeşim.
Sra. Prism, meu irmão infeliz. Como está?
Bayan Prism, bu öneriniz çok saçma.
A sugestão é absurda.
Bir dakika, Bayan Prism.
Um momento, senhora Prism.
Augusta Teyze, Bayan Prism beni çanta ile bıraktığında vaftiz edilmiş miydim?
Tia Augusta, um momento. Naquele momento quando a Sra. Prism me deixou a bolsa... eu já tinha sido baptizado?
Oh şuna bak o bir Prism DuroSport mu?
- Uau! Isso é um Prizm Duro Sport?
Bu yıl ilk defa olarak, Prism Yayıncılık festivale teslim edilen eserler arasından en iyisini seçmek için bir yarışma düzenliyor.
Pela primeira vez de sempre, é meu privilégio anunciar que as Publicações Prisma irão ser anfitriões de um concurso para o melhor trabalho submetido neste festival.
Bu çabaları için bir ödül olarak Prim Yayıncılık onu, tüm masrafları dahil olmak üzere istediği 48 alt eyaletten birine yapacağı bir geziyle ödüllendirmeye karar verdi.
Como recompensa pelos seus esforços, as Publicações Prism decidiram distingui-lo com uma viagem com tudo pago a qualquer um dos 48 estados continentais contíguos
Bu bilgisayar eski bir Prism Express.
- Este portátil é um Old Prism Express.
Gideceğin yerde yani Prism Lounge'de, karaoke var. - Yani?
Este lugar para onde você vai, o Prism Lounge, eles têm lá karaoke.
- Çok garip çünkü Prism Lounge'de aynı sana benzeyen bir avatar var şu an.
- Oh, isso é engraçado. Porque há um avatar que se parece e soa exactamente como tu no Prism Lounge, agora.
- Prism Lounge mi?
- O Prism Lounge?
Prism Lounge'ye hoş geldiniz.
Bem-vindos ao Prism Lounge, pessoal.
Prism Lounge'yi MPresario kurdu, o yüzden ortalıkta hep onun hakkında bazı söylentiler dolanırdı.
- Não. O MPresario criou o Prism Lounge, assim, quer dizer, sempre houve conversas com ele.
- Adı Prism Lounge sanıyordum.
Eu pensei que era o Prism Lounge. É.
Sizin için nasıl bir intikam hikayesi hazırladı bilmiyorum ama oğlum bir hayal dünyasında yaşıyor. Yani, Prism Lounge, barmenlik...
Eu não sei que tipo de enredo de vingança ele inventou para vocês, mas ele vive num mundo de fantasia.
Orada söylediği her şey sadece hayal gücünün bir ürünü.
Quer dizer, o Prism Lounge, o barman... Tudo o que ele diz ali é, apenas uma parte da sua imaginação.
Meclisin hepimizi durdurmasına izin verdiler. O beş para etmez Prism hariç. Ama bu başka bir şeyin kokusuydu.
Deixaram o Congresso fechar-nos a todos, menos aquele lixo do Prisma, mas isso só foi para despistar toda a gente.
Hükümet izleme programını, yolsuzluğu, kötüye kullanımı işkenceyi ve yalanları ifşa etmek istediler.
Queriam expor a vigilância do governo, o programa PRISM, fraudes, abusos, torturas, mentiras.
Bu alfa nümerik dizi damgaları Her bir belgede görüldüğü üzere Prizma sistemince oluşturulmuş.
Essas sequências alfanuméricas despretensiosas estão estampadas em cada documento que é gerado pelo sistema PRISM.
PRISM sistemi özel olarak Sadece Ulusal Güvenlik Ajansı kullanımı için üretilmiştir.
O PRISM sendo um programa patenteado criado para uso exclusivo da Agência de Segurança Nacional.
Prizma güvenli.
O PRISM é seguro.
Prism ve bu Kuzey Işıkları rezilliğine baksanıza.
É só olhar para o Prism e essa confusão do Nothern Lights.
Yüz tanıma sistemi Bivolo'nun yani Prism'in yüzünü buldu.
Acabámos de receber um aviso do programa de reconhecimento facial em relação ao Bivolo, também conhecido como Prisma.
Başlangıçtakiler ilgili dökümanlar. İkinci arşivin birincil amacı, PRISM'e karşı SSO'ya dikkat çekmek. Genel olarak böyle.
No início do documento, os principais objetivos do segundo arquivo são trazer o foco para a SSO em oposição ao PRISM.
Özgür olduğumuza nasıl inandırabilirsin..... sence... yani, Şeytanın Avukatlığına soyun da söyle gizli mahkemeler, PRISM gibi gizli operasyonlar her bir Amerikalının hayatını didik didik inceleyen gizli soruşturmalar varken ve bundan bir Amerikalı'nın bile haberi olmazken bu söylediğine nasıl inanabiliyorsun?
- Como você pode acreditar em liberdade? Quero dizer, ao tratar de ser advogado do diabo, ao se ter tribunais secretos, operações secretas como PRISM, investigações sigilosas, que vão até cada detalhe da vida de todos os americanos, sem que qualquer membro do público americano saiba disso. Isso não é liberdade, é?
Bu harita, PRISM'e veri toplamak için kullandıkları kabloları gösteriyor.
Este é o mapa que mostra os cabos usados para ligar dados para o PRISM.
Prism.
Prism!
34 yıl önce bir gün, Lord Bracknell'in Yukarı Grosvenor Caddesi 104 numaralı evinden - içinde erkek bir bebek bulunan bir bebek arabası ile ayrıldın.
Há trinta e quatro anos atrás. Prism... deixou a casa do Lord Bracknell Número 104.
Palo Alto'daki Prism Active diye bir teknoloji firmasından durdurma mektubu almışlar.
- Eu acabei de falar com nossos advogados. Disseram que acabaram de receber uma carta de desistência da Prism Active, uma empresa de tecnologia em Palo Alto, reivindicando'pior art'da plataforma 10 de mídia.
Adios, Prism.
Adeus, Prisma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]