Proctor traduction Portugais
509 traduction parallèle
İşte Doğu Proctor ve buralar da kırları, ben bu yöne gidiyorum.
East Proctor é aqui e o resto à volta é a charneca. Eu sigo por aqui.
Çavuş McManus David ve Jack'in bir hayvan tarafından saldırıya uğramış olduğunu mu söylüyorsunuz ve Doğu Proctor'daki yetkililerin gerçekleri gizlediğini mi?
Sargento McManus, está a sugerir que o David e o Jack foram atacados por um animal, e que os oficiais de East Proctor conspiraram para manter isso em segredo?
Doğu Proctor'daki polislerle görüştünüz mü?
Falou com a polícia em East Proctor?
Bugün Doğu Proctor'daydım.
Estive hoje em East Proctor.
Bu yüzden ben de bugün Doğu Proctor'daki bara gittim orada iki şeyden emin oldum :
Por isso, fui hoje ao bar em East Proctor, onde fiquei convencido de duas coisas :
Ben Doğu Proctor'da bir çeşit nevroza tanık oldum.
Eu próprio testemunhei um tipo de neurose colectiva em East Proctor.
Sence Greg Stillson Senatör Proctor'ı koltuğundan edebilecek mi?
Acha que o Greg Stillson... irá destronar o Senador Proctor?
- Proctor!
- Proctor!
Proctor!
Proctor!
Proctor'da ki dağıtım istasyonu arama Westwood civarından bir yerden.
A central localizou a chamada algures em Westwood.
- Proctor.
- Proctor.
Gel Proctor.
Anda, Proctor.
Proctor, bu ne?
Proctor, o que é isto?
Proctor, sen bir aptalsın.
Proctor, és um idiota.
Çabuk ol Proctor.
Mexe-te, Proctor.
Proctor, benimle gel.
Proctor, venha comigo.
- Hadi Proctor, çabuk ol!
- Agora, mexa-se!
Elini kıçımdan çek Proctor.
Tira as mãos do meu cú, Proctor.
Çekil Proctor.
Sai daí.
- Sağ ol Proctor.
- Obrigado.
Harris'in de Proctor'ı var.
Afinal, o Harris tem o Proctor.
Proctor, bu bir ara sokak.
Isto é um beco.
Bayanlar baylar, karşınızda Teğmen Proctor, kenar mahallenin sevgilisi!
Senhoras e senhores, é o Tenente Proctor, um favorito do gueto!
Ben Proctor'um.
Eu sou o Proctor.
Proctor telefonda, kendisi ve Harris için Miami'ye iki adet birinci sınıf bilet ayırtmaya çalışıyor.
Tenho o Proctor ao telefone, a reservar dois bilhetes em primeira para Miami, para ele e o Harris.
Teğmen Proctor bize özel bir uçakta yer ayırtmış.
O Ten. Proctor fez-nos uma reserva num voo muito especial.
Gelme üstüme Proctor.
Afasta-te de mim, Proctor.
Siz ve Bay Proctor'dan başka yolcusu da yok.
E o senhor e o Sr. Proctor são os dois únicos passageiros.
Hadi gel Proctor.
Vamos, Proctor.
- Kapa çeneni Proctor!
- Cala-te!
- Tek kelime etme Proctor.
- Nem uma palavra, Proctor.
Sağol Proctor.
Obrigado, Proctor.
- Proctor, git silahları topla. - Peki efendim.
- Proctor, vai lá abaixo buscá-las.
Hayır Proctor, hayır.
Não, Proctor, não.
Proctor nerede?
Onde está o Proctor?
Yargıç Proctor'un emrine uymak için bir haftan var.
Tem uma semana para acatar as ordens do Juiz Proctor.
Proctor, nöbetin başından beri Noel ilahileri söylüyorsun.
Proctor, estás a cantar canções de Natal desde que iniciámos a espera, há cinco horas.
- Sus Proctor.
- Cala-te, Proctor.
Union Towers binasındaki gizli göreve Yüzbaşı Harris ve Teğmen Proctor çıkacak.
Mandamos o Capitão Harris e o Tenente Proctor infiltrarem-se no edifício da Union Towers.
- Kapat çeneni Proctor.
- Cala-te, Proctor.
Proctor, kimliğimizi gizlememiz gerek.
Proctor, presume-se que estamos infiltrados.
Teşekkürler Proctor!
Obrigado, Proctor!
Tam burası, Proctor.
Quando a armadilha se espalhar, aqui é que a acção vai estar. Aqui, Proctor.
Ona ağırlık derler, Proctor.
Diz-se peso, Proctor.
Oradalar Proctor.
Eles andam aí, Proctor.
- Ne var Proctor?
- Que se passa, Proctor?
Haydi, Proctor!
Vamos, Proctor!
Bir şey göremiyorum.
Não vejo nada, Proctor.
Söyleme, Proctor!
Não fales, Proctor!
Ben Bay Proctor.
Lamento incomodá-la.
Ben Polis Akademisi'nden Teğmen Proctor.
Sou o Ten.