English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ P ] / Pure

Pure traduction Portugais

550 traduction parallèle
# Save from wrath and make me pure
Salva-me da ira E torna-me puro
Pure Drop'da güzel bira yapıyorlar.
O "The Pure Drop" tem uma bela cerveja para se beber.
Baharatlı deniz çorbası içinde siyah arpa şehriye ve kereviz püresi görüyorsun.
Vês orzo preto, num caldo de frutos do mar, com puré de aipo-rábano.
İki Allah kuruşuna iddiaya girerim ki şansını haşlamadan yana kullanacak!
Aposto dois cêntimos em como pede o puré!
Sığır etli haşlama ve kahve lütfen.
Queria puré com carne de vaca e café, por favor.
Efendim?
Sim, puré de batata, cenouras e espinafres.
BEYİN VE PATATES PÜRESİ 45 SENT
MIOLO DE BEZERRO e PURÉ DE BATATA 45c
Elma soslu ve patates püreli kızarmış domuz filetosu alacağım.
Eu quero lombo de porco assado com molho de maçã e puré de batata.
Tavuk kroketi, yanına da kremalı sos yeşil bezelye ve patates püresi alacağım.
Eu quero os croquetes de galinha com molho de natas, ervilhas e puré de batata.
Patates püresi ve doğramış patates var, tatlı patates.
Bem, há puré de batata, batata assada, batata doce...
Kıymalı patates. Ve tatlı olarak da elmalı turta.
Com puré gratinado e tarte de maçã à sobremesa.
Garson, benim Çarşamba öğle yemeğim her zaman öyle oldu ve her zaman da öyle kalacak, sıcak çorba, sahanda yumurta biftek, Yorkshire pudingi, fırında patates, süet tatlısı ve pekmez.
Comissário, o meu almoço de quinta-feira sempre foi... e sempre será sopa quente, polenta frita... carne assada com puré de Yorkshire, batatas cozidas, pudim e melado.
Size biraz, sıcak mantar çorbası getirdim, Sir Oliver.
Aqui tem puré de cogumelos, Sir Oliver.
Sos ve patates arasından yükselen yasa ve düzenin görüntüsü.
Sabe o que o assustou? Esta exibição de lei e ordem, a brotar do molho da carne e do puré de batata.
Daha patates kızartması yiyeceğiz.
Django! Transformaram-te mesmo em púre de batata.
Size güzel bir kanat.
Vandergelder Rudolph. Aqui está uma bela perna para si,... e puré de maçã, mais leve que o ar.
Bu tavuk püresinin yerlerde işi ne?
Que está todo este puré de frango a fazer aqui espalhado?
Düşünün, tüm yaşadıklarımızdan sonra, topluma tüm yaptıklarımızdan sonra... tavuk, bezelye ve püre alıyoruz.
Imagine, depois de tudo o que passámos, tudo o que fizemos pela sociedade... recebemos frango e ervilhas... e puré de batata.
Daha patates kızartması yiyeceğiz.
Transformaram-te mesmo em púre de batata.
Domuz eti, yumurtalı sandviç, sosis, patates püresi gibi yiyecekler, çay ve kahve servisi yapılan bir yer.
Servem comida simples, como sanduíches de bacon e ovo, salsichas e puré de batata, chávenas de chá e café.
Şimdi Junior amcanıza patates püresini ve et suyunu uzatın.
Passe o puré ao seu tio Junior.
Biraz daha püre.
Cá está, um belo puré.
Güzel püre.
Excelente puré. É esse o adjectivo.
Püreye bayılırım.
- Sim, adoro puré.
- Bu ilaç gibi bir püredir.
- É um puré medicinal.
Püre var.
Ainda há puré.
Kestane püresi beni ikincilerimdendir.
O puré de castanhas é um dos meus vícios.
Sapağa geldikten sonra sadece bir dakika geride olacağız. Teğmen Fury- -
- Teremos escassos minutos para preparar-nos e logo o faremos em puré.
Teğmen Fury'nin bununla hiçbir ilgisi yok.
- Nada disso! Isto não tem nada a ver com o puré.
- Buraya gelirse dumura uğrarım.
Se ela vier para aqui, o meu cérebro fica puré de abacate.
Yonca filizi ve bir tabak maya ezmesi istiyorum.
Quero os rebentos de alfafa e... um prato de puré de levedura.
Bol yağlı koyun etinden kurufasulye, yanında da bol kestaneli bir ezme... Yiyince tıkansınlar!
um bom guisado de carneiro com muita gordura, um bom puré de castanhas...
Patates püresi yapalım
Faz o puré de batata
Bir başka ifadeyle, mantar püresi üstünde sunulan bıldırcın yumurtası.
C'est-à-dire, ovinhos de codorniz deitados num leito de puré de cogumelos.
Topu yumağa çevirdi.
- Defeito. Fê-la em puré.
Onun tarafından daşaklarının ezilme hakkına sahipsin.
- e ele os tomates em puré.
Çalıştır.
Puré!
Ezme mi?
- Em puré. - Em puré? !
Ezme de, şeytanın işidir. Şeytan, Tanrı'nın mübarek şalgamını görünce, gıpta etmiş mübarek şeklini bozmak için şalgamı ezmiştir.
Puré de nabo também é obra de Belzebu, pois Satã viu o abençoado nabo de Deus, invejou-o e reduziu-o a puré, para conspurcar a forma sagrada.
Püre için güzel ve olgun.
Estão bem madurinhas para um puré.
Patates püresinden yaratık heykeli yaptı.
Fez uma escultura da criatura com puré de batata.
Bir yığın patates püresi mi gördün?
Viu um prato de puré?
Patates püresinin ezilmiş olması gerekmez mi?
- O puré deve ficar estaladiço?
Taş parçalamaya çalıştım ondan sonra çalışmadı.
- Tentei fazer puré de pedra. Não resultou..
Demiş ki, iyi pişmiş biftek... patates püresi, ve havuç salatası.
Ela respondeu : "Rosbife bem passado, puré de batatas e creme de cenouras."
Biftek ile patates püresini nasıl bildim?
Como eu soube do rosbife e do puré de batatas?
Tanrı'nın istediği gibi. Şimdi gerçekten yaşıyorum.
E agora voltamos com o Dr. Sandy e Pure Male.
Patates püresini uzatsana. Mısırı versene.
- Passa o puré de batata.
Domates çorbası, ve böğürtlen parçalı biftek ve böbrek böreği...
Puré de tomate, enchido de bife e rins, e empurrou tudo para baixo com bolo de amoras silvestres.
Şurana püre bulaşmış.
Tens aqui um bocadinho de puré...
Sonra, yemek sonrası, bilirsiniz, düğmeler açılır.. .. peçeteler mahvolmuş.. .. sigaralar patates püresinde söndürülür.
Depois da refeição, temos as calças abertas o guardanapo desalinhado a beata do cigarro no puré de batata.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]