English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ R ] / Rahibeler

Rahibeler traduction Portugais

445 traduction parallèle
Bence o rahibe değil. Rahibeler yüksek topuklu giymez.
Não me parece que ela seja freira, elas não usam saltos altos.
Belki rahibeler de uzun süre kalmazlar.
Talvez as Irmãs não fiquem muito mais tempo.
Rahibeler iletişimi koparmamak konusunda çok iyidirler.
Sim, mas de certeza que manteve contacto com as freiras.
Şu rahibeler gerçekten harikalar.
Aquelas freiras são maravilhosas.
Anlaşılan okulda rahibeler sana yalan söylememeyi öğretmiş.
Pelos vistos as freiras ensinaram-te a não mentir.
O rahibeler nasıl da acımasızca döverdi beni.
Aquelas freiras costumavam chegar-me bem.
Rahibeler seni şimdi görsün.
As freiras deviam ver-te agora.
Rahibeler!
Irmãs!
- Orada İskenderiyenin en şehvetli kızları, görevli rahibeler olarak yaşamaktadır.
As belas tentadoras sacerdotisas são as mais volumptuosas do leste de Alexandria.
Aday rahibeler kilise çanına itaatkar olur... zira o Tanrı'nın sesidir.
- A postulante aprenderá a estrita obediência para o sino... - que é a voz de Deus.
Ama şunu anladığını sanmıyorum... koloniler dini yaşamda kusursuz hale gelmiş rahibeler içindir.
- Mas não penso que ele entende... - que as colônias são apenas para irmãs apefeiçoadas na vida religiosa.
Evet ve rahibe evindeki size dua eden tüm rahibeler, biliyorum.
- Sim, e todas as outras freiras orando para você voltar à Casa Matriz. Eu sei.
Başladığımdan beri rahibeler dışında herhangi bir hemşireyle çalışmadım.
- Eu nunca trabalhei com qualquer outro tipo de enfermeira, exceto freiras desde que comecei.
Buradaki aday ve acemi rahibeler için harikulade bir örnek olacaksın.
- Será um exemplo explendido para nossas postulantes e noviças aqui.
... evrendeki atomlarin sayisindan fazla oldugunu kesfetti. Bu arada,.. .. Sacré-Coeur'da, Rahibeler tenis oynuyordu.
Entretanto, junto do Saçré-Coeur, beneditinasjogam ténis.
Rahibeler iyi hemşiredir.
Estras religiosas são todas enfermeiras diplomadas.
Güle güle, rahibeler.
Os meus respeitos.
Rahibeler küçük kiliseye sığınıp, sürü gibi sunağın etrafında toplanmıştı.
As freiras tinham-se refugiado na capela e faziam uma enorme algazarra é volta do altar.
"Zamanımız yok rahibeler! ... Aranıza yeni rahibe adayları katılınca tekrar geleceğiz."
"Não, obrigado, não temos tempo, mas voltaremos se nos fornecerem noviças."
Bu çılgın rahibeler o yer için uğraşıyorlar.
Nem um centavo.
Doğu Almanya. Rahibeler Duvar'ın arkasından geldiler.
Deixou esta terra para esta ordem religiosa na Alemanha.
Rahibeler senden bir şey istediler, onlara hayır dedin ve devam edeceksin, hah? - Oradaki turta mı?
Se as irmãs Ihe pedirem algo, diga "não"... e siga em frente.
Rahibeler için kilise yapacak olan sen misin yani?
Meu nome é Homer Smith.
Neyse, zaten rahibeler uğursuzluk getirir.
Além disso... freiras dão azar.
Rahibeler merhamet dilendi.
As freiras imploraram por misericórdia.
- Rahibeler tavırlarını düzeltir.
- As monjas melhorarão suas maneiras.
Eminim rahibeler gibi giyiniyordur.
Aposto que usa chapéus ortopédicos.
Meksika'da rahibeler, suçlular arasında güvendedir.
No México, os assassinos e ladrões respeitam-nos.
Rahibeler yemek pişirebilir mi?
As freiras sabem cozinhar?
Rahibeler gülmez mi sanıyorsun?
Julga que as freiras não se riem?
Model No 1. Siyah satenler içindeki rahibeler, yeni başlayanlar için, geleneksel çizgiler.
Modelo número um : um hábito numa linha de modelo clássico, em setim negro para noviças.
Orada göbeği ovalarsın... ve rahibeler sana domuz eti ve ekmek verecektir.
Vai lá encher a barriga. As freiras vão dar-te um pedaço... de carne de porco e um pedaço de pão.
Kadınlar, çocuklar, rahibeler, esirler.
Mulheres e crianças, freiras e presos.
Ben bir... çocukken, bilirsin, rahibeler ve günah çıkarmalar falan derken, Top oynardım... oyuncuydum.
Quando eu era um... um miúdo, sabes, com as freiras e as confissões e isso tudo, eu jogava basebol... basebol.
Lanet olası rahibeler!
O raio das freiras!
İyi öğleden sonraları, rahibeler.
- Boa tarde, irmãs...
Tanrı aşkına rahibeler sıraya girmiş.
Quer dizer, freiras em fila.
Fuchs yüzünden sabahtan beri şu rahibeler gösteri yapıyor.
Graças ao Fuchs, tivémos freiras a protestar quando aqui cheguei.
Rahibeler, gevşeyin.
Virgens, toca a relaxar.
Pekala rahibeler.
Muito bem, virgens.
O kadar yüksek sesle bağırdı ki rahibeler gelip beni yakaladı.
Tinha tanto medo de mim, que gritei e as freiras me pegaram.
Rahibeler huzur istiyorlar.
- As irmãs querem paz.
Bu doğru ve bir sebepten bu rahibeler bizimle konuşmadı.
É verdade. E, por alguma razão, as freiras não querem falar connosco.
Başrahibe, siz, diğer rahibeler ve çocuklar mahzende olacaksınız.
Madre superiora, a senhora, as Irmãs e as crianças ficam na adega.
Yabancı işadamları, diğer rahibeler var.
Há, executivos estrangeiros, outras freiras.
Uppingham'daki rahibeler ve Şamdan hakkındaysa, haberim var.
Se é sobre as Freiras de Uppingham e o candelabro, já sei.
Rahibeler, üç adam içeri girdi.
Irmãs, entraram cá três homens.
Çok başarılı yazar rahibeler var ama.
- Houve muitas freiras escritoras.
Neden yapıyorsun? İleride rahibeler olabilirdi, onları göremezdik bile.
Se houvesse freiras à nossa frente, nem as víamos.
Şimdi Rahibeler Merkezinden ayrılıp Cehenneme doğru yola çıkmış bulunuyoruz.
Saímos agora da Central das Freiras para a viagem ao inferno e ao além.
Hangi mezheptensiniz, rahibeler?
De que ordem são, irmãs? Das Filhas Espirituais de Santa Rosália de Partenico.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]