Renkli traduction Portugais
2,449 traduction parallèle
Onu aslında çok iyi tanımıyordum ama onunla sanat dersini beraber alırdık ve o şu renkli yağlı boya resimlerinden yapardı işte bilirsin, şekiller...
Eu não a conhecia lá muito bem, mas... ela era da minha turma de artes, e costumava fazer umas pinturas a óleo muito coloridas, tipo, umas formas.
Ben eminim bu birkaç renkli kalem ve bir sürü kağıt gerektirecektir.
Não, mas tenho certeza que tem a ver com marcadores de texto e um bloco de papel.
Chuck için renkli rüyalar oteli zamanı.
Está na hora do Motel do Amor para o Chuck.
Sarı renkli takımda olmam gerekiyordu.
Era suposto eu estar na equipa amarela.
- Camlar renkli. Ön camda da güneşlik varmış.
Vidros fumados, protecção contra o sol no pára-brisas.
Şimdi de renkli camlı, siyah Suburban'la geleceklerini söylersin sen.
Pois, a seguir vai dizer-me que vêm numa carrinha preta com vidros fumados.
Vücuduma güneşin verebileceği zarar kadar zarar verecek Pis kokulu, turuncu renkli kimyasalları vücuduma püskürtmek için Bayağı para verdim.
Paguei um bom dinheiro, muitos e muitos dólares para ter algumas substâncias químicas laranjas e fedorentas pulverizadas no meu corpo para parecer com o efeito de bronzeamento.
Ve kendi inşa ettiklerimse... dağınık bir dağın üzerinde, renkli bloklar gibiydi.
E também com minhas próprias construções, eram como... blocos coloridos, espalhados pela parede da montanha.
Biliyor musun, dün gözlerimden biri bir saatten fazla bir süre mavi renkli olarak kaldı.
Sabes... Um dos meus olhos ficou azul, durante mais de uma hora, ontem.
Kemerli pencere, renkli cam bir kilise olabilir.
Janela em forma de arco, vidro manchado, pode ser uma igreja.
Bu çok renkli.
Isso é muito colorido.
Çirkin siyah karga, diğer kuşlardan kopan bütün renkli tüyleri toplamış ve bu tüyleri kendi vücuduna yapıştırmış, çok güzel görünüyormuş.
O corvo negro feio recolheu todas as penas coloridas... que haviam caído dos outros pássaros, apertou-as ao seu próprio corpo e parecia muito bonito.
- Renkli bir zebraya benziyorsun.
- Pareces uma zebra da Technicolor. - Só consegues odiar.
Çikolata renkli dostum, bir kere olsun kazanana oyna.
É tempo de apostares no vencedor, meu amigo achocolatado.
Tek hayattan bile eser olmayan bu ovalar artık en güzel ve en renkli değişimlerden birine gebe.
Agora, nas planícies que tinham uma aparência morta, ocorrem algumas das mudanças mais bonitas e coloridas.
Şuraya renkli kağıtdan bir zincir koymak istiyorum ve belki şuraya da.
Eu gostava de pôr uma corrente de papel ali em cima, e talvez outra lá também.
Onu spor salonuna götürdüm ve oradaki renkli bir arkadaş ona steroit vermemi tavsiye etti.
Levei-o ao ginásio e um senhor que lá estava - disse-me para lhe dar esteróides.
Kanserojen ve sarı renkli.
Cancerígeno e com corante amarelo.
Yani pek öyle renkli bir tarif olmadı demek.
- Que não é a descrição mais colorida.
- Gri renkli.
- Está cinzento.
- Açık renkli bir sedan.
Um Sedan de cor clara.
Renkli montunu ve mücevherli şapkanı alabilir miyim?
Dás-me o teu casaco multicolor e o teu boné enfeitado?
Soluk mu, renkli miydi yüzü?
- Pálido ou corado? - Muito, muito pálido.
Etrafı yine renkli görebiliyorum.
Sinto-me como se pudesse ver cores novamente. Sim.
Gümüş renkli Mercedes'iniz Hollanda plakalı kamyonetle aynı yerde görülmüş.
O sua Mercedes cor de prata foi visto... no lugar onde o camião holandês foi encontrado.
Canlı ve renkli, zombi sürüsü var.
Ao vivo e em directo, uma horda de zombies.
Gümüş renkli 750'nle beni alıp, bedeni parçalara ayırmama yardım edip onları attıkta sonra beni eve götürüp banyo yaptırıp yatağa yatırır mısın?
Quando me viesses buscar no teu BMW 750 prateado, ajudavas-me a cortar o corpo aos bocados, a desfazer-me deles e levavas-me a casa, davas-me banho e deitavas-me?
Bu an... bütün... isimsiz, suratsız renkli kadınlar... şimdi bir şansınız var, çünkü bu kapı bu gece açıldı!
Este momento... É para todas... as mulheres de côr desconhecidas... que agora têm uma hipotese porque esta porta hoje á noite foi aberta.
Top Gun'ı bilmek için çok genç, renkli kâğıtlara sarılı hediyeler almak için de çok büyük olduğunu biliyorum.
Sei que é novo demais para gostar do "Ases Indomáveis" e velho demais para receber uma prenda embrulhada em papel de banda desenhada.
Gözetleme deliğinde beyaz renkli bir kalıntı var.
Há um vestígio branco à volta do buraquinho.
Yeşil renkli izlerin bulunduğu yerlerin zamanla sertleşerek seni hareket edemez hale getirdiği bir hastalık.
É uma doença em que aparecem manchas verdes, e eventualmente a pessoa fica incapaz de se mover.
Çok renkli baskı işi, Goya kadar karmaşıktır.
Um trabalho de várias cores tão complicado como o Goya...
Evet, hani şu küçük renkli şeyler birleştiriyorsun.
Sim, aqueles bloquinhos que você pode juntar.
52 tanesi kısmen açık renkli. 36 tanesi siyah.
Cinquenta e duas de cor clara e 36 escuras.
Oldukça renkli bir ceviz kırma benzetmesi yaptı.
Arranjou uma analogia muito colorida sobre esmagar tomates.
Eğer tomografi renkli olsaydı kırmızı görünürdü ve paha biçilemezdi.
Se as tomografias fossem a cores, seria vermelho e muito caro.
Gri renkli bir binek otomobili. Camları koyu renk. Plakası yok.
Um Sedan cinzento, com vidros fumados, e sem matrícula.
Renkli çok eğlenceli biraz zorlayıcı öğretmeyi eğlenceli kılması ise garantili bir kitaptı.
É colorido, muito divertido, um pouco exigente e é garantido que torna o ensino divertido.
Renkli ve egzotik bir dünya.
É um mundo colorido e exótico.
Koyu renkli saçları ve gözleri var.
Tem cabelos e olhos escuros.
Bakın burada kim var, renkli Shelley Winters.
Olha quem ele é! Uma Shelly Winters de côr.
Tek söyleyebileceğim, eğer Shuester'ı terk etmek konusunda ciddiyseniz, Sue Sylverter'ın renkli çadırı, onun ırkçılık fırtınasından sizleri memnuniyetle korur.
Só posso dizer o seguinte, se querem mesmo deixar o Schuester... a tenda de arco-íris de Sue Sylvester... proteger-vos-á de bom grado da tempestade de racismo dele.
Daha renkli konuşmak isterdim ama söylediğin gibi o henüz 6 yaşında.
Teria usado linguagem mais colorida mas, como disseste, ele só tem seis anos.
- Gümüş renkli hibrid mi?
- Um híbrido prateado?
Neden daha renkli bir şeyler giymiyorsun?
Porque não optas por usar uma explosão de cores?
Bırakırsam o çok renkli bir hâl alacak ama.
Se pousar... ele é que se torna numa explosão de cor.
Renkli ayraçlar kullanmışsın önemli yerleri işaretlemişsin.
Marcadores coloridos. Títulos destacados.
Bunları da o renkli ayraçlarla dolu raporuna koyacak mısın?
Vai colocar isso no relatório de abas com cores e marcadores? Sim.
Kocaman, gri renkli...
Uma troll gigante, cinzenta...
Bence, sen çok renkli ve...
Acho que és colorida...
Gümüş renkli hibrid...
Um híbrido prateado.