Resimler traduction Portugais
1,776 traduction parallèle
İnternete girdiğimde alışılmış şeyler buldum... web sitesi, resimler, ve bunu...
Fui à internet e encontrei as coisas do costume : sites, fotografias, e isto :
Şu broşürlerdeki resimler...
Estas fotografias estão na brochura?
Tamam. Ya sen yalan söylüyorsun. Ya da resimler yalan söylüyor.
Portanto, ou mentiste ou ele tem fotos tuas a seres simpático?
Evet, kravatlar, kıyafetler, aile ile resimler.
É mítico. São laços, vestidos e fotos com os pais.
Resimler çizdim ve telefon şakaları yaptım.
Fazia desenhos e pregava partidas ao telefone.
Herkes kafamdan geçen o resimler ile ilgili kaygı duyuyordu.
Estavam todos preocupados com as imagens vindas da minha cabeça.
Bunlar asiler tarafından gizlice çekilmiş resimler.
Estas são todas as fotos de vigilância tiradas pelos rebeldes.
- Bu resimler, bu röntgenler klinikten.
Os raio-X da clínica.
- Kentin otopsisi ile ilgili olarak tam bir rapor istiyorum. Olay yerinde çekilen resimler ve bulunan diğer deliller.
Preciso do relatório completo, a autópsia do Kent, as fotos da cena e quaisquer outras provas existentes.
Tamam ama bir an önce sigorta için gereken resimler çekip gidelim buradan.
Vamos tirar as fotografias para o seguro e vamos embora.
- Kusura bakma. Sadece resimler değil.Hemen her şey.
Não são só as fotos, é tudo.
Bunlar sıradaki resimler için tatlım.
Para cima, para melhor cobertura da proxima foto!
Resimler bana, küçüklüğümle ilgili hiç bir anım olmadığını hatırlattı.
Resolvemos isso amanhã. As imagens lembraram-me. Não tinha nenhuma memória de alguma vez ter sido pequeno.
Tüm o yıllar boyunca kameraya gülümseyişler boş ve uydurmacaydı, resimler hiçbir anlam ifade etmiyordu.. ta ki şimdiye kadar.
Todos os anos de sorrisos para a máquina foram vazios e falsos. As fotografias não tiveram sentido até agora.
Biliyorsun onlar taslak resimler çizerler
Fazem esboços das pessoas.
Oh, bu resimler çok şık.
Essas figuras estão muito boas.
Bende senin telefonun yoktu. Hakkında konuştuğumuz resimler?
As fotografias de que falámos.
Numaralar, veriler ve resimler vardı.
Eram números, dados e padrões.
Aklına resimler kazıyor.
Ele está a pôr imagens na tua mente.
Resimler ve sesler var.
Há imagens e sons.
Resimler böyle değildi.
Aqui.
¢ Ü Oradan resimler gönderiyor ¢ Ü
Ela envia-me fotografias Daquele lugar
¢ ÜOradan resimler gönderdi ¢ Ü
Ela envia-me fotografias Daquele lugar
Kişisel eşyalarını getirebilirsiniz.. Resimler, mektuplar...
Traga-lhe algumas coisas pessoais, fotografias, cartas...
Resimler kapının orada.
As pinturas estão perto da porta.
Sizler onu bulduğunuzda yanınızda olsaydım, belki daha iyi resimler çekebilirdim.
Talvez possa ter tirado uma foto melhor se estivesse convosco quando o encontraram.
Kadın marangozlara karşı olduğumdan değil ama elimde hoş karşılamayacağınız bazı resimler var.
Não que eu tenha alguma coisa contra carpinteiras mas eu tenho alguns quadros em casa que você pode achar desagradáveis.
Görüyor musun, bu resimler, sanki bir çizgi romanın sayfaları gibiler.
Estas pinturas encaixam-se como páginas de uma BD.
Kasadan çıkan resimler bunlar mı?
Estas são as fotografias do cofre?
Resimler hazır.
As tuas fotos estão prontas.
Elimde sadece kimsenin istemediği resimler var.
Tenho aqui este monte de quadros que ninguém quer.
Bob Dylan dinleyip resimler çizen ve bu tür şeylerle ilgilenen biri.
Ouve Bob Dylan... e faz desenhos... e coisas.
Resimler?
Fotografias?
Edie, resimler bende.
Edie, guardei as fotografias...
- Resimler var. Petros Marku, 8. Julia Martique, 27.
Temos Petros Marku, 8 anos.
Resimler için muazzam bir dâhili golf sahası var bir sürü yemek tercihi ve makul fiyatlardan bahsetmişken...
Tem um corredor fantástico para fotografias, e numerosas opções de comida, e tem um razoável...
Oyuncaklar, resimler, her şey gitmiş.
Os brinquedos, as fotografias, foi-se tudo embora.
Duvardaki tüm o resimler nereye gitti, dostum?
Onde é que estão as fotos que estavam na parede, meu?
Taradım, resimler çektim.
Passei por ele e tirei fotos.
Resimler, belgeler, vergi kayıtları... Sadece Senatörün karısını kaçırmadılar. Hedefleri Sara Collins'miş.
Fotos, documentos, ele não sequestrou a mulher do senador ele escolheu a Sara Collins.
Yetti ama bu resimler!
Chega de quadros.
Sadece resimler var, konuşmalar yok.
Só tem as imagens, não tem as palavras.
Ama yüzüm tamamen değişik görünüyor, resimler ne işe yarayacak?
Mas, e se a minha cara está completamente diferente, o que vão adiantar as fotos?
Çok anlamsız geliyor. Resimler Fiske'teydi.
Isto não faz sentido, o Fiske tinha fotos.
Hatta burada resimler var.
na verdade, eu tenho algumas fotos aqui.
Kurabiyeler? İmzalı resimler?
- Fazer bolinhos, pintar cartazes.
Resimler, deneyler, hepsi.
Os slides, os testes, aquilo tudo.
Bak, resimler kopyalanabilir.
As fotos podem ser copiadas.
Sadece resimler değil.
E não é só fotografias.
Cinayet mahallinde çekilmiş resimler onlar.
Isso são de locais de crimes e fotos de detenções.
Başka resimler var mı?
Tem mais fotos?