English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ R ] / Roadhouse

Roadhouse traduction Portugais

58 traduction parallèle
Bir kilometre ilerde yol üstünde bir han var.
A Roadhouse na estrada, cerca de meia milha.
Roadhouse'a uğradım.
Já estive no Roadhouse.
Neden 9 : 30 gibi Roadhouse'da buluşmuyoruz?
Que tal encontrarmo-nos no Roadhouse por volta das 9 : 30?
Ona Roadhouse'da beklediğinizi açıkladım ama yine de konuşmak istiyor.
Expliquei-lhe que está de guarda ao Roadhouse, mas ele quer muito falar consigo.
Lucy, Roadhouse'a hemen takviye bir birim gönder. Hatta iki birim olsun.
Lucy, mande duas unidades de reforços para o Roadhouse, imediatamente.
Roadhouse'da bıraktım.
Deixei-a no Roadhouse.
Şimdi ise Roadhouse'taki barı işletiyor.
Agora, é barman no Roadhouse.
Roadhouse ve cenazedeki kavgalar.
E depois houve a briga no Roadhouse e no funeral.
Dokuz buçukta Roadhouse'da.
Às 9 : 30, na Roadhouse.
Olacakları ya da zamanını bilemeyiz... ama Roadhouse'da baykuşlar var.
Não sabemos o que vai acontecer, nem quando mas há corujas no Roadhouse.
Roadhouse.
Roadhouse.
Roadhouse'ta çalışan Kanadalı adam.
Agora, sinto que voltámos mesmo a estar juntos.
Son zamanlarda Laura'yla pek görüşmemiştik.
- Quem está sob mira? - O Jacques Renault. O barman do Roadhouse.
Çılgına döndüğün sırada konuştuklarımızı düşünüyordum da.
O porteiro do Roadhouse.
Roadhouse'ta çalışan Kanadalı adam.
O canadiano que trabalha no Roadhouse.
Çocuklarla buluşmaya Roadhouse'a gidiyorduk.
Íamos ao Roadhouse, para conhecer uns rapazes.
Geçen gece Roadhouse'ta yanlış olan şeyler vardı.
Pensei naquilo de ontem no Roadhouse. Há algo que não bate certo.
Roadhouse'taki barmen.
O barman do Roadhouse.
Roadhouse'un hademesi.
O porteiro do Roadhouse.
- Roadhouse'a çalışmaya mı?
- Vai trabalhar no Roadhouse?
Roadhouse'un sahnesindeyim ve ışıklar sönmüş.
Eu estava no palco do Roadhouse e as luzes apagaram-se.
"Roadhouse'da saat 9 : 30'da yapılacak melekler toplantısına bekliyoruz."
"Por favor, venha à reunião de anjos hoje à noite na Roadhouse, às 9 : 30."
"Roadhouse'da saat 9 : 30'da yapılacak melekler toplantısına bekliyoruz."
"Por favor, venha à reunião de anjos hoje à noite, na Roadhouse às 9 : 30."
Kimseye belli etmeden Roadhouse'a gittik.
Fomos todas ao Roadhouse, ninguém apareceu.
Alo, Roadhouse.
Roadhouse.
Haydi, Roadhouse'a gidelim.
Vamos, vamos à taberna.
Hardrails mola yeri.
- Fala do Harvelle's Roadhouse.
Mola Evi'ne gitmenin iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.
Não sei se ir à Roadhouse é a melhor ideia.
Buradan çıkıp, Roadhouse'a gitmeli ve insanları uyarmalıyız.
Temos de sair daqui, chegar à Roadhouse. Contar às pessoas o que está para vir.
Ben bir keresinde Johnny Roadhouse'nin dükkanında çok güzel bir davul görmüştüm.
Vi uma bateria espectacular na loja do Johnny Roadhouse.
Bak, aynı sizinki gibi benim de RoadHouse bağlantılarım var.
Tens os teus contactos eu tenho os meus.
Lafını bile etmedik. Gordon, RoadHouse bağlantısından bahsetti.
O Gordon falou numa Roadhouse.
RoadHouse dediğin avcı dolu.
A casa está cheia de caçadores.
Sanırım Roadhouse'a gidiyoruz.
Parece que vamos à Roadhouse.
Roadhouse'ı aradın mı? Herhangi bir şey biliyorlar mı?
Ligaste para Roadhouse?
Roadhouse küller içinde kaldı.
A Roadhouse ardeu.
Konferansın bitimine kadar, Pennsylvania Roadhouse'daki ruh hali ; sinir bozucu umutsuzlukların birinden, heyecan ve idealizm ruhuna dönüşmüştü.
Perto do fim da conferência, o estado de espírito na casa de campo na Pensilvânia mudara, de um desânimo frustrante para um estado de excitação e idealismo.
Tanrım, Road House.
Meu deus, a Roadhouse...
Patrick'in meyhanesinde kahvaltı için buluşmamız gerekiyordu.
Devíamos ter-nos encontrado no Patrick's Roadhouse para o pequeno-almoço.
Dün Gino için bir ilkti Fast-food restoranında çalıştı
E ontem, pela primeira vez, o Gino trabalhou no Roadhouse.
Rosalita's Roadhouse adında küçük bir yere gidiyoruz.
Vamos a um sítio pequeno, chamado Rosalita's Roadhouse.
Rosalita's Roadhouse'a hoş geldiniz, burada erkekler erkektir ve koyunlar tedirgin.
Quero dar a todos as boas-vindas à Rosalita's Roadhouse, onde os homens são homens, e as ovelhas são nervosas.
Bu Ellen'in Roadhouse'da anlattığı adam değil mi?
Não é o tipo de quem a Ellen costumava histórias no restaurante?
Hanımlar ve beyler... Roadhouse gururla sunar... Nine Inch Nails.
Senhoras e senhores, o Roadhouse tem o orgulho de dar as boas-vindas aos Nine Inch Nails.
Buyurun, Roadhouse.
Sim, Roadhouse.
Roadhouse'da öyle şeyler olmaz.
Escute, isto não tem nada a ver com o Roadhouse.
Roadhouse 57 yıldır Renault ailesine ait.
O Roadhouse está nas mãos da família Renault há... há 57 anos.
Roadhouse'a gidiyorum.
Vou ao Roadhouse.
Roadhouse.
Para o Roadhouse.
Hayat çok kısa olabiliyor.
- Vai trabalhar no Roadhouse? - É o barman, não é?
Onun yerine neden mola yerine gitmiyoruz?
Por que não passamos pelo Roadhouse?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]