Samarra traduction Portugais
69 traduction parallèle
Onun adı Samarra. Şam'da Astarte Yüksek Rahibesi.
Chama-se Samarra, será a nova sacerdotisa Astartes em Damasco.
Neden yolları ve haritaları bilmeliyim, Samarra?
Porque devo saber de mapas e estradas?
- Samarra.
- Samarra.
Efendi, Astarte'nin Samarra adındaki, baş rahibesi Renkli Duvar'da değil. Bu saygısızlık olur!
O muro da tentação não é para o nome de Samarra grande sacerdotisa, seria sacrilégio.
Yani Samarra'yı anarsan, tabiri caizse, herhangi bir kafan olmaz.
Fale de Samarra, e poderá ficar sem cabeça.
Unut Samarra'yı. O sana ne görünürse görünsün, Astarte'nin halkında onun şehveti var, ve o Astarte'nin altınıdır.
Esqueça Samarra, seja o que for para si para esta gente é um dardo na carne.
Samarra'yı unut, sana ilginç şeyler bulalım.
Deixe-me encontrar uma maneira para esquecer Samarra.
Tapınağa girecek ve Samarra'yı göreceğim.
Entrarei no Templo e verei Samarra.
Sana, Samarra, bir şey vereceğim.
Para si, Samarra, dou tudo.
Son olarak Başrahibe Samarra, sizin adınıza bereket tanrılarına yalvarıyor olacak!
Finalmente a Sacerdotisa Samarra, evocará aos deuses da fertilidade em vosso proveito.
Altın Samarra ve yüksek fedakarlığı. Ve doğurganlık ayinleri.
A própria Samarra de ouro, um supremo sacrifício, e um ritual de fertilidade.
Samarra!
Samarra!
Samarra, anlayabilmen için ne yapabilirim?
- Como a posso fazer entender?
O Samarra ile uzakta.
Está fora com a Samarra.
Hayır mı, Samarra?
Não Samarra?
Dokunuş bir zerre, Samarra.
Um toque de pena, Samarra.
Çünkü pek çok şey için yaşlıyım, Samarra,
Porque estou velho para muitas coisas, Samarra...
Samarra, solgun gözüküyorsun.
Samarra, parece fraca.
Samarra için!
Por Samarra!
Sen ve Samarra için!
Por você e Samarra!
Sen tanrılarından geçer misin, Samarra?
Você negaria o seus deuses, Samarra?
Micah ve Samarra.
Mika e Samarra.
Bir daha, Samarra, bir daha, daha sonra yatağa gideriz.
Mais um jogo, Samarra. Depois irei para a cama.
- Samarra... Buradan nasıl gideceğimizi biliyorum.
Sei como podemos escapar daqui.
Samarra! Samarra!
Samarra!
"Samarra'ya gideceğim, Ölüm beni orada bulamayacak."
"Irei para Samarra, onde a Morte não me encontrará."
At dolu dizgin koşarken, Samarra'ya doğru yol aldılar.
Cavalgou a toda a brida, rumo a Samarra.
"çünkü kendisiyle Samarra'da bu gece randevum vardı." der.
"pois tenho um encontro com ele logo à noite, em Samarra."
Kabanımı yırttı.
Estragou-me a samarra.
Samarra'da buluşacağım kişiler misiniz?
São vocês as pessoas com quem me devia encontrar em Samarra?
Polis Lauren Parris kaybolduğunda pazar yerinde olan bu adamın peşinde. Bej bir parka giyiyormuş ve görgü tanıklarına göre dengesiz gözüküyormuş. Cinayet mahalinin resimlerini ister misin, dostum?
Claramente há um individuo... que tão pouo como viu as camaras desaparecem que vestia uma samarra beje e fui apontado como um suspeito de crime pela sua atitude suspeita são cenas tomadas das camaras
Araştırmacılara göre bu ayın başlarında Sünnilerin yoğun olarak yaşadığı Samara kenti daha çok saldırılara gebe olacak.
Os analistas dizem que uma ampla estratégia está a ser levada a cabo... uma que começou com a ofensiva no Triângulo de Sunni cidade de Samarra... no início deste mês.
Samarra'da 2006'da gerçekleşen bir tecavüzün öncesi, olduğu an ve sonrası hayal edilerek hazırlanmış görsel bir belgedir.
C E N S U R A D O documentos visuais, eventos imaginados antes, durante e depois de uma violação e assassínio ocorridos em Samarra em 2006.
Birliğimiz Samarra'nın hemen dışında bir kontrol noktasında.
Controlamos um checkpoint perto de Samarra.
Gerçekten mi?
'Encontro em Samarra' Incrível.
Tamam. - Peki Samarra hakkında ne diyor?
O que diz de Samarra?
Tamam, peki Samarra ile ne alakası var? Girişte Samarra adı geçiyor ama gerisi klasik kitap kabı durumu. Yok.
Mas o que tem que ver com Samarra?
Bizler burada geçici olarak Samarra'da kontrol noktaları ve... trafiği denetlemeye devam edeceğiz.
A Companhia Alpha terá de continuar em Samarra para vigiar os postos de controlo e impedir a passagem dos insurgentes.
" Samarra'ya giderim. Ölüm beni bulamaz.'
"Irei para Samarra, a morte não me encontrará lá."
"Onu Bağdat'da gördüğüme şaşırmıştım, çünkü onunla bu akşam Samarra'da randevum vardı."'
"Surpreendeu-me vê-lo em Bagdad" "pois marcara encontro com ele esta noite, em Samarra."
İşte buradayım, anne, güzel Samara'nın merkezi,... sana eve dönüş hediyesi alıyorum.
Cá estou eu, Mamã, na bela Samarra com um presente de sonho.
Amerikalı askerin kaçırıldığı Samara askeri kampının hemen dışında yer alıyor.
Este acampamento beduíno onde o corpo apareceu há pouco fica perto da base de Samarra de onde o soldado foi raptado.
Samarra'da bir baskına gittim. Birliğimden iki kişi, 15 yaşında ki bir kıza tecavüz edip onu öldürdüler.
Participei numa rusga em Samarra e dois homens da minha unidade violaram e mataram uma miúda de 15 anos e depois queimaram-lhe o corpo.
Sonra Şam'dan kaçar. Hemen atına atlayıp, çölü geçerek Samarra'ya gider.
Ele deixa Damasco e cavalga depressa no cavalo, até ao deserto de Samarra.
Seni Şam'da görmeyi beklemiyordum. Çünkü seninle olan randevum, her zaman için burada, Samarra'daydı.
"... por te ver em Damasco, pois o meu encontro contigo seria sempre aqui em Samarra. "
SAMARRA, IRAK
SAMARRA, IRAQUE
Samarra, bir kez daha seni düşündüm.
Samarra
- Samarra.
Samarra!
Oh, hayır, Samarra.
- Não, Samarra!
- Ne?
No início, há uma referência a Samarra, mas aparte isso, é uma situação clássica de'capa de livro'.
Allahu Ekber!
Apresentamos esta produção dos restos do corpo dum traidor americano raptado perto de Samarra como vingança pela nossa irmã, cuja honra foi violada.