Sargon traduction Portugais
55 traduction parallèle
Ben, Sargon.
- Não, Capitão. Chamo-me Sargon.
Diğer taraftan, belki Sargon bizimle gelmeni ister.
Por outro lado, talvez o Sargon gostasse que viesse connosco.
Ben, Sargon.
Sou o Sargon.
- Sargon, sakıncası yoksa...
- Sargon, importa-se que eu...
Ben... ben... Sargon.
Eu... sou... o Sargon.
Nereden geldiysen oraya dön, Sargon.
Volte para de onde saiu, Sargon!
Vücutlarımız, Sargon.
Os nossos corpos, Sargon.
Sargon vücudumu ödünç aldı.
O Sargon usou o meu corpo.
Sargon ve ben yer değiştirdiğimizde, birbirimizin yerine geçtiğimiz için, bir an için tek kişiydik.
Quando eu e o Sargon trocámos de lugar, ao passarmos um pelo outro, por um instante fomos um só.
- Sargon.
- Sargon.
Hazırız, Sargon.
Estamos prontos, Sargon.
Bunu da Kaptan Kirk'e vereceksiniz, Sargon hâlâ onun vücudundayken.
Administrará esta ao Capitão Kirk, quando o Sargon estiver no corpo dele.
Sargon bu vücutta kalmama izin vermez.
Muito bem. Sabe... o Sargon não me deixaria ficar neste corpo.
Bu yüzden, Sargon'un onunla ölmesi için kaptanınızı öldürmelisiniz.
É, portanto, necessário que mate o seu Capitão, para que o Sargon morra com ele.
Sargon, uzun zaman önceki bir günü hatırlıyorum.
Sargon, lembro-me de um dia, há muito tempo.
- Neyin var, Sargon? - Hiçbir şey.
- O que foi, Sargon?
Sargon'un çizimi için negaton hidrabobinlerini hazırladınız mı?
Preparou as hidro-aduchas de negatrão, para o desenho feito pelo Sargon?
Sargon daha iyi bir yola zihnini kapattı.
O Sargon fechou a mente a uma melhor hipótese.
- Sargon, ne var?
- Sargon, o que foi?
Kirk'ün bedeni öldüğünde, Sargon transfer için küpten çok uzaktı.
Quando o corpo do Kirk morreu, o Sargon estava longe do receptáculo. O Sargon morreu.
Sargon öldü. Peki Kaptan Kirk öldü mü?
Mas estará o Capitão Kirk morto?
Sargon buna girmeni isteyecektir.
O Sargon pediria que entrasses já no mecanismo.
Sargon'un kullanmamıza izin vermediği pek çok gücümüz var.
Temos muitos poderes que o Sargon não nos permitia usar.
Sargon haklıydı.
O Sargon tinha razão.
Tıpkı bilincimizi robotlara aktaracağımız şekilde, Sargon kendi bilincini bu gemiye aktardı.
Tal como nós colocaríamos a consciência dentro de robôs, o Sargon colocou a dele na vossa nave.
Şu anda Sargon'la birlikte, Doktor.
Ela está com o Sargon, Doutor.
Hayır, Sargon, lütfen.
Não, Sargon, por favor.
Sargon'un iş birliğinizden memnun kaldığından eminim Dr. Mulhall.
De certeza que o Sargon apreciou a sua colaboração, Dra. Mulhall.
Sargon. Ruhların tüccarlar, ahirette üzerinde avlayan.
Soroghan, trocador de almas, faz contratos após vida...
Sepetteki bebek hikayesi direk olarak, M.Ö 2250 civarında yazılmış olan Akkad'lı Sargon'un efsanesinden alınmıştır.
Esta história do bebê numa cesta foi retirada do mito de Sargão de Akkad por volta de 2250 A.C.
Sargon doğar ve öldürülmesin diye hasır bir sepete koyulup nehre bırakılır.
Depois de nascer, Sargão, foi posto numa cesta de rede para evitar um infanticídio e lançado ao Rio.
Bu olabilir Sargon.
Pode ser que sim, Sargon.
Kralın generali Sargon her zaman Ashur'un şöhretini içerlerdi.
O general do rei, Sargon, sempre invejara a fama de Ashur.
Sargon, kralınız!
Sargon, o vosso rei!
Kral Sargon'u taktim ediyorum!
Apresento o Rei Sargon!
Hammurabi'nin ölümü kaza değildi. Sargon öldürdü onu.
A morte de Hammurabi não foi um acidente.
Yüce Sargon!
Ave Sargon!
Duydum ki Sargon'u öldürmeye çalışmışsın.
Ouvi dizer que tentaste matar o Sargon.
Dolaysıyla Sargon'u yenmem için bana yardımcı olması açısından... Osiris'in mızrağını ödünç almama izin verip veremeyeceğini soracağım.
Por isso, vou pedir-lhe se em paga me empresta a Lança de Osíris para me ajudar a derrotar o Sargon.
Sargon gibi kara sanatlarda usta birini yenmek için... Güçlü bir silaha ihtiyac duyulabilir aslında.
Para derrotar um homem como Sargon, bem versado nas artes negras, é preciso uma arma potente, de facto.
Buraya gelişim seni onurlandırmak için değil, Sargon.
Não é para te honrar que vim aqui, Sargon.
Açgözlüsün Sargon.
És ganancioso, Sargon.
Ayrıca Mathayus, yenilmez kılıcını kavramış... Sargon'la karşılaşacağı an için çok hevesli görünüyordu.
E Mathayus, com a espada invencível em seu poder, ansiava pelo encontro com Sargon.
Yaşa Sargon.
- Ave, Sargon.
Ben Sargon'un peşinden giderken sen en iyisi arenaya git.
É melhor ires para a arena enquanto vou atrás do Sargon.
Sargon'un kara kanı için burdayım.
Vim pelo sangue negro de Sargon.
Kavgam sizinle değil Sargon şeytanıyla.
A minha luta não é convosco, mas com o demónio do Sargon.
Kral Sargon sizi selamlar Nippur'un vatandaşları.
O Rei Sargon saúda-vos, cidadãos de Nippur.
Sargon, işe yaramayacak. Onları öldürmeden çıkmalısınız.
Sargon, não vai resultar.
Ben Sargon.
McCoy. Fala o Sargon.
Sargon'un bir plânı var.
O Sargon tem um plano.