Sattım traduction Portugais
3,090 traduction parallèle
Sanırım seni tekrar sattım.
Parece que voltei a deixar-te mal, companheiro.
Seni sattım, o yüzden hadi öt.
Desmascarei-te, portanto começa a falar.
Film haklarını ben sattım.
Eu vendi os direitos do filme.
Bir yıl önce hepsini Bok kafalı carl'a sattım.
Eu vendi todas essas merdas há um ano para o Carl.
Hepsini sattım.
Já não tenho.
Mobilyalarım nerede? Sattım.
Onde raio está a minha mobília?
Neyse, 10,000 dolara sattım. Ofisimi yeniletip, burnumu yaptırdım.
Adiante, vendi-a por dez mil, remodelei o meu escritório e melhorei o meu nariz.
- Seni Robin'e sattım.
- Vendi-te à Robin.
Satıyorum, satıyorum... 200.000 dolara sattım.
Vai uma, duas... Vendido por 200 mil dólares.
Açık arttırmalara pek katılmayan beyefendiye sattım.
Vendido... ao homem que não percebe nada de leilões.
Traktörleri sattım.
Vendi tractores.
Bu bilgiyi Lonergan'a sattım.
Então contei a informação ao Lonergan.
On yılda kaç 70 model sattım biliyor musun?
Você sabe quantas 70 eu vendi nos últimos dez anos?
Elimdeki koleksiyonları sattım.
Vendi uma parte das minhas coleções.
Çünkü zırh sattım.
- Porque eu vendia armaduras.
Plajda dondurma sattım.
Vendi gelados na praia.
Ama biliyorsun, kendi hisselerimi daha yeni sattım.
Mas eu já vendi a minha parte pela razão que conheces.
Otoparktaki bir adama sattım.
Vendi a um homem no estacionamento.
- Kendi evimi sattım.
O quê? Eu vendi a minha casa.
Ben de seni sattım.
E eu denunciei-te.
Eğer burayı sevmezsek, kitabımı sattığımda geri döneriz.
Se não gostares disto aqui, quando eu vender o meu livro, nós regressaremos.
Sattığımız zaman fazladan birkaç şeyin parasını karşılayabileceğiz.
Depois de vendermos, teremos dinheiro para mais coisas.
Yeni kitabımı sattığım zaman da Easy Street'e taşınırız.
Quando vender o meu livro, ficaremos descansados.
- Yakın zamanda hiç sattın mı?
- Vendeu alguma dessas recentemente?
Sattığımı kim söylemiş?
- Quem disse que vou vender?
Nate, beni sattın mı?
A nossa decisão é final. Nate, traíste-me?
Öylece sattınız mı yani?
Traiu-o?
Koruyucu meleğiniz mi var, yoksa ruhunuzu şeytana mı sattınız?
É um anjo da guarda, ou vendeu a alma ao diabo?
Aklınızda bulunsun sattığımız şeyler seyreltilmiş ama etkisi uzun katkılardır.
Tenham em atenção, esta coisa que estamos a distribuir, um pouco diluída, com maior longevidade.
Ilık Kanlı Hollanda atım vardı. Geçen yıl sattık.
Tive um Sangue-quente Holandês, mas vendi-o no ano passado.
Yatak odamı da mı sattın?
Também vendeste a mobília do meu quarto?
Sana sattığım sediri geri almam gerekiyor.
Preciso de voltar a comprar a otomana que te vendi.
Sattım onu.
Vendi-a.
Sattınız mı yani?
- Vendeu-a? ! - Vendeu-a?
Eskiden met sattığını biliyorlar mı?
Alguma delas sabe que eras traficante?
O zamanlar ben de bilmiyordum ama çevredeki çiftliklere sıçradığı zaman Dafoe, kendi mısırını sattıkları için çiftçilere dava açmaya başladı.
Na época, eu não soube, mas assim que essa semente se espalhasse nas outras fazendas, o Dafoe processava os fazendeiros por venderem o seu milho...
Rüzgâra karışarak yayılabilen bir zinciri sattıkları için dava mı etti?
Ele ia processar por venderem o seu tipo de milho?
Hay anasını sattığımın. Sorun değil.
Grande merda.
Size babamın Uzun Köprü'de el işi sattığını söylesem? Annemin, benim ve kardeşimin onunla beraber dükkânın üstünde yaşadığımızı?
E se vos dissesse que o meu pai vendia renda na Ponte Longa e que a minha família e eu vivíamos com ele por cima da nossa loja?
Sattığımızda daha çok para edecek şeyler satın al.
Compra coisas que custem mais quando as venderes.
Julius payını sana mı sattı?
O Julius vendeu-te a parte dele?
Comiskey Parkı'nda PCP içip t-shirt sattığımız zaman gibi mi?
Tipo quando fizemos o protesto e vendemos t-shirts?
Kendi kıçını kurtarmak için arkadaşlarını mı sattın?
Testemunhaste contra os teus amigos para salvares o couro?
Evinde hâlâ bir silah var mı, yoksa bağımlığın yüzünden onu çoktan sattın mı?
Tens uma arma em casa, ou já a vendeste para alimentar o teu vício? - Não.
Astrid'e bütün mumları sattığımızı nasıl söylersin?
Como pôde dizer à Astrid que vendemos as velas todas?
Hepsini sattın mı?
- Vendeu-as todas?
Biz de böyle yaptık. Ben minibüsümü, Steve de hesap makinesini sattı. Böylece bir arkadaşımıza baskılı devre kartı için gereken çizimleri yaptıracak parayı bulabildik.
Eu vendi a minha carrinha da Volkswagen e o Steve vendeu a sua calculadora, e ganhámos dinheiro para pagar a um amigo para ele fazer as ilustrações, de forma a fazer a placa de circuito impresso.
Bir miktar baskılı devre kartı yaptık ve bunları bası dostlarımıza sattık.
Fizemos algumas placas e vendemos algumas aos nossos amigos.
- Nash, bu anasını sattığımın dünyasında istemediğimiz şey Bubba ve Britney-Spray Cheese adına konuştuğuna söyleyen ama atıp tutan birileri.
Nash, neste mundo maluco o que nós não precisamos é de outro fanfarrão a dizer que fala com Bubba e a Britney Spray-Cheese.
Sanırım ortaokulda Adam ile ilişkiniz ciddileştiği an en iyi arkadaşın Melissa'yı sattığın zamanı unutmuşsun.
Acho que te esqueceste de tudo o que aconteceu no ciclo, quando deixaste de ser a melhor amiga da Melissa e assumiste a relação com o Adam.
Aslında, gitarı çoktan sattığımı sana söylemek için geldim.
Na verdade, vim dizer que já vendi.