Satıldı traduction Portugais
1,379 traduction parallèle
- Satıldı. 37 taş kaldı.
- Arrematado! Ainda há 37 pedras...
4,000, üç katı. Genç bayana satıldı!
Vendido à menina.
New York Post, Avustralyalı yayıncı Rupert Murdoch'a satıldı.
"O New York Post foi vendido ao publicador australiano Rupert Murdoch."
Yine mi satıldım?
Fui vendida outra vez?
En düşük fiyat olan 2000 dolara satıldı.
Foi vendido pelo preço irrisório de $ 2.000.
Bir milyona yakın albüm satıldı.
Perto de um milhão de discos, o que era extraordinário.
Şu sessiz müzayedelerden birinde satıldı galiba.
Eu acho que ela foi a leilão.
Böyle bilgilerin satıldığı çok olur.
É muita informação que pode ser comprada.
Buldunuz mu? Lütfen parçalanıp satıldığını söylemeyin.
- Então continua desaparecido?
- Tüm üç yüz. - Satıldı.
- Cem por todas as três.
Çocukken kaçırıldın ve köle olarak satıldın.
Foi raptada quando era criança e vendida para uma vida de escravatura.
Yıllıktaki reklam yerlerinin yalnızca yüzde 50'si satıldı.
Passemos ao seguinte. Ainda só vendemos 50 % do espaço de publicidade do anuário.
Çoktan satıldı.
Foram-se.
Tam olarak söyleyemem ama geçen hafta 1200 Blok'taki bir ev, 340.000 dolara satıldı.
- Não posso dizê-lo ao certo. Mas uma igual, no quarteirão 1200, foi vendida por 340, a semana passada.
- Arabanın satıldığını gösteren bir kanıt var mı?
- Há alguma prova da venda do carro?
Gidiyor. Satıldı.
Vendido.
Yüzbaşıya satıldı. Parça 370.
Lote 370.
- Bırak, önemli değil. Satıldı.
Vendido por 15 guinéus ao Marquês de Steyne.
Satıldı.
Vendido...
Mösyö Lefevre'ye satıldı.
Vendido a M. Deferre.
Otuz Frank'a Vikont Chagny'ye satıldı.
Vendido por trinta francos ao Vicomte de Chagny.
Yine de bütün yerler satıldı.
Mas pelo menos Temos lotação esgotada Uma boa bisbilhotice Vale o seu peso
Bay Yancy O'Del'e satıldı.
- Vendido ao senhor Yanci O'Del.
İnsanın doğduğu ülkenin imparatorluğun temsil ettiği herşeyi yıkmak isteyen zavallı yönetimler tarafından satıldığını görmek çok acı veriyor.
É extremamente doloroso ver o país onde nascemos controlado por uma sucessão de governos insignificantes todos determinados em destruir aquilo que o lmpério representou.
Salon tamamen dolu, biletler 67 dolar 20 centten satıldı.
O preço de um bilhete de topo para o jogo desta noite, $ 67,20.
8 : 00'dekilerin hepsi satıldı. 10 : 20'dekileri beklemeli miyim?
Os ingressos para as 8 acabaram, queres que eu tente para as 10?
Bu banknotun satıldığına dair bir kayıt yok.
Nunca houve uma venda publica que se saiba destas notas.
Bay Boyd'a 180.000 dolara satıldı.
Vendido ao Sr. Boyd, 180,000 Euros.
Başarı elde edememiş bir sanatçı... kendisi yerinde sayarken başkalarının resimlerinin satıldığını görmekten bıkmış.
Uma artista frustada... cansada de ver outras pessoas a venderem quadros, enquanto a dela despresada.
- Satıldı.
- Vendida.
Şuradaki iri siyah adama satıldı.
Vendida... Para o negro grandalhão ali!
Satıldı.
Está vendida.
Çünkü çoktan satıldı.
Já está vendido.
Uzak doğu ürünlerinin satıldığı bölümümüze bakmayı unutmayın. Yeyo'da size özel bir bölüm.
Não se esqueça de ir à nossa sala de espetáculos de coisas da Far East, uma exclusiva selecção para você aqui no Yeyo's.
Bay Bailey, öldüğünüz açıklanınca bu şirketteki hisseniz satıldı.
A sua parte foi comprada, quando foi declarado morto.
Satıldılar.
Foram todas vendidas.
Suç işlendikten sonra nerede satıldıklarını araştırmak yerine matbaaları suçlulara satmaktan vazgeçseniz daha kolay olmaz mı?
Quero dizer, não seria mais fácil parar de vender as impressoras aos maus, em vez de andar à procura da sua origem depois dos factos? Quero dizer...
Ama bizimkileri satılmış yıldızlar yazmıyor.
Só que a nossa não foi escrita por nenhuma estrela de lata... que foi comprada, delegado.
- Satıldı!
- Vendido!
Meraklı bir komşu, ölen kadının ayrıldığı kocasından korunmak için birkaç ay önce silah satın aldığını söyledi.
Um vizinho curioso passou por cá e disse que a falecida comprou a arma há uns meses para se proteger do seu alienado marido.
İş nasıldı? - Eminem Show gayet iyi satıyor. Yani dünyanın sonu geliyor.
A versão limpa do The Eminem Show... está a vender-se bem, pelo que o mundo deve estar perto do fim.
Eğer takıldığınız satır olursa devam edin.
Então, se lhe errarem a um parlamento, continuem.
Neredeyse bir yıldır satıştaymış.
Estava à venda há quase um ano.
Satıldı!
Vendido!
Bay Yancy O'Del'e satıldı.
A propriedade e o gado são vendidos ao senhor Yancy O'Del.
Eserine şöyle bir kez baktıktan sonra... 10 gün boyunca kendini içkiye verdi... ciddi ciddi onu yakmayı düşündü... ve en sonunda evi satılığa çıkarmakta karar kıldı.
Ele olhou bem para o que tinha conseguido embebedou-se durante dez dias, pensou seriamente em deitar-lhe o fogo e finalmente, pôs a casa à venda.
Uzaklaştırıldıktan sonra Bush'un babası, CIA başkanıyken Bath bir uçak satarak kendi havacılık şirketini kurdu. Uçağı satın alan adamın adı, Suudi Arabistan'ın ikinci en büyük servet sahibinin veliahtı Selim Bin Ladin'di.
Quando foram desmobilizados, o pai de Bush era chefe da CIA, e Bath abriu uma empresa de aviação, depois de vender um avião a um homem chamado Salem Bin Laden, herdeiro da segunda maior fortuna da Arábia Saudita,
O, benim kardeşim. Son 10 yıldır ithal malı zımbırtılar satıyor.
É meu irmão Joseph, e nos últimos dez anos se dedicou á importação de diversos produtos, geralmente insólitos.
Oyunun profesyonellerce nasıl oynandığını gördüm. Anlaşmaların nasıl yapıldığını, komitelere yapılan baskıları, alınıp satılan gündemleri. Ve annemden özür dileyerek, amatör kalmak istiyorum.
Vi como os profissionais conduzem este jogo... como se fazem acordos... pressionam as comissões, fazem e refazem prioridades... e, sem querer ofender a minha mãe, quero continuar a ser um amador.
Seyyar satıcı olmaktan sıkıldım.
Estou farto de ser vendedor ambulante.
- Mc Donald's da hemen katıldı. - Ne kadar sağlığa önem verdiklerini gösteren organizasyonlar düzenlediler. - Yeni salata ürünleri satışa sundular.
A McDonald's juntou-se logo, patrocinando eventos que mostravam quão preocupados com a saúde eles se tinham tornado, e criando uma nova linha de saladas Premium.