Sefil traduction Portugais
1,740 traduction parallèle
Bu senin yalnız ve sefil hayatınla ilgili.
Isto, é acerca da sua vida solitária e miserável.
Ben sefil değilim.
Eu não sou miserável.
Oradaki her fakir, sefil, değerli ruhu sadece doyurmadık... Kadın, erkek ve çocukların ayaklarını da yıkadık. İsa'nın ruhuyla.
Fomos até lá e não só alimentámos todas aquelas nobres almas pobres e miseráveis, como lavámos os pés a todo o homem, mulher e criança... no espírito de Cristo.
Ben sadece 24 saat boyunca sefil olmak istiyorum, ve bunun tek yolu bu.
Quero sentir-me miserável nas próximas 24 horas e assim vai ser.
Bence sen, hayatındaki tek hedefi başkalarını da kendisi gibi sefil yapmak olan mutsuz bir insansın.
Bem, acho que és uma pessoa infeliz... cujo objectivo de vida é fazer alguém ainda mais infelizes!
Sanırım, "o kadın gibi sefil" demeye çalıştın.
Acho que quiseste dizer : "alguém ainda mais infeliz".
Böylesine sefil bir menüyü düşünmüyor bile.
Ele nem vai tentar usar tal menu sórdido.
Sefil bir haldesin ve başkalarının mutlu olduğunu görmeye dayanamıyorsun.
És tão miserável, que não suportas vêr alguém feliz.
Ben sefil biriyim.
Eu sou um falhado.
Sefil herif.
Falhado.
Ve bu da benim daha da sefil hissetmeme sebep oldu.
E fez-me sentir mais como um falhado.
Demek geceliği bin dolar olan bir odada kalmak seni sefil hissettiriyor?
Então ficar numa suite de 760 € por noite faz-te um falhado?
Her şey kendimi bir sefil gibi hissetmeme neden oluyor.
Tudo me faz sentir um falhado.
Beş gün boyunca buradayım Zaten sefil olmayı bekliyordum.
- Está bem, vou ficar 5 dias. Achava que ia sofrer mesmo.
Şimdi o sefil hayatının kalanını, benim dünyamda geçireceksin.
Agora, vai passar o que resta da sua vida miserável no meu.
- E'si sefil yaşamında onu ayakta tutacak tek şey bekarlığa veda partisi anıları olacak.
- Então... Então, a lembrança da despedida de solteiro dele vai ser a única coisa que o vai sustentar para o resto da sua existência miserável.
Elbette, ama o zor olmalı ; sefil serserileri önemsiyormuş gibi yapmak.
Claro. Mas deve ser difícil. Fingir que nos importamos com os coitados.
Dan hakkındaki e-mail'lerimden bildiğin gibi, sefil kaltakları oynuyorum.
Como bem sabes, pelos meus e-mails sobre o Dan, tenho sido uma cabra infeliz.
Sefil kısmı benim için de geçerli. Üzüldüm.
- Bem, só a parte da infeliz.
Sefil herif!
Renego aquele infeliz!
Böyle sefil bir şekilde ölmesi adi bir hırsız gibi parçalanması...
Morrer desta forma sórdida, decapitado como um ladrão miserável.
Bırak sefil herifler savaşsın.
Os miseráveis que lutem entre eles.
- Nasılsın, köle? - Sefil haldeyim.
- Qual tem sido a tua sina, irmão?
Bu sefil adamı sürekli yanında tutuyor.
Aquele maldito está sempre ao lado dele.
Neden bu senatodaki bütün sefil aptalların borçlarını ödedi?
Por que pagou as dívidas de todos os idiotas imorais presentes neste Senado? !
Sefil hayatını kurtardım.
Salvei-lhe a vida.
- Ruth. Özellikle seni sefil hale sokan biriyle evliysen... evlilik ölüm sizi ayırana dek sürmeli demek değildir.
Ruth, o casamento, principalmente com alguém que te faz tão infeliz, não significa "até ao fim da vida"!
- Seni temin ederim, bu sefil gezegende ölme niyetim yok.
Asseguro a você, não tenho intenção de morrer neste planeta miserável.
- Biz yokken bir içmimar getirmediysen o sefil hücrede ekipmanıma yer yok.
A não ser que fizeram uma redecoração enquanto estivemos fora, não há lugar naquele buraco para os meus equipamentos.
Neptune'de böyle senin gibi 30'una gelip sefil hayatı yaşayan tipler farkına varamaz tabi....... Çünkü karı-kız tavlayamıyorsunuz, Çok meşgulsünüz değil mi?
Mesmo os principiantes e os falhados que vivem em Neptune e que não percebem que se ainda não se fizeram aos trinta, é porque nunca vai acontecer, estão demasiado ocupados?
Diğer sefil erkek arkadaşlarına benzemiyor.
Ele tem um emprego, diferente dos outros falhados que namoraste.
Şimdi benim kadar sefil olduğunu bildiğim için rahatça askeri okula gidebilirim.
Agora eu posso ir para a escola militar o conhecendo é tão miserável quanto eu sou,'cause você nunca vai ache!
Sefil haldekine kuvvet veren İsmim anlattığım gibidir
Não, Adele...
Eğer o sefil Maltazard'ın ellerinden sökmem gerekse bile hazineyi alacağım.
Eu vou encontrá-lo, e ao tesouro, mesmo que o tenha de arrancar das garras do miserável Maltazard.
Dünya şimdiden daha sefil bir hal aldı.
O mundo já parece menos brilhante.
Bu sefil yaratığın kanlı hatıraları bana, ihanetinin sınır tanımadığını gösterdi.
As recordações sangrentas desta miserável criatura mostraram-me que a tua traição não conhece limites.
Bu sefil hayatı kabullenebilir ya da ona karşı mücadele edebilir.
Pode aceitar uma vida de infelicidade, ou pode lutar contra ela.
Daha sefil olamazdım.
Não podê-lo-ia ter passado pior.
"Bu sefil Minnesota kışlarına dayanmamız gerekmiyor artık."
"Não há necessidade de que continuemos a sofrer " os terríveis Invernos de Minnesota.
Tek söylemem gereken, eğer Ellen seni, Agnes'in beni mutlu ettiğinin yarısı kadar bile mutlu edebilirse... - Ah ha. -... benim yarım kadar sefil durumda olursun.
Tudo o que posso dizer filho, é que se a Ellen te fizer metade da felicidade que a Anges me fez todos estes anos... tu só serás metade mais miserável que eu.
Gerçekten İçi boştu, fakat en azından ne kadar sefil birisi olduğumu fark edememenin mutluluğunu yaşıyordum.
Bem... na verdade era vazia. Mas ao menos vivia na feliz ignorância de quão miserável eu era.
Sefil bir Meksikalı gibiydin.
Parecias uma cana rachada.
Sonra da, her uygun adamı, sefil, yetersiz sinir hastalarına çevirdikten sonra sistematik olarak erkekliğin sonunun yasını tutarlardı.
E então, depois de transformarem todos os homens disponíveis em neuróticos impotentes e miseráveis, lamentavam, sistematicamente... o fim da masculinidade.
Saatte 4.5 dolara çalışacak kadar sefil durumda mısın?
És tão patético que te humilhas por $ 4,57 à hora?
Sefil bir saray fakihi olarak buradasın, ama Pers'li olarak geçiyorsun.
Aqui estás tu, um pobre escriba do palácio, que se faz passar por Persa, com isso.
Biliyordum! Sefil kardeş!
Aquele irmão delinquente!
Senin lanet sefil kedin umrumda değil!
Eu não quero saber dessa gata!
Elveda sefil takım.
Adeus, equipa menor.
Sefil sensin.
Aqui o falhado és tu.
Akşamları açmalıyız, bu sefil mahalleyi neşelendiririz biraz.
Podíamos começar a trabalhar à noite para ver se dávamos alegria a esta zona tão triste.
- Amma sefil. - Otur, spastik.
- Senta-te, suplente.