Seita traduction Portugais
609 traduction parallèle
Yeni tarikattan, kendine Hristiyan diyen fanatiklerden haberdarsın, değil mi?
Já ouviste falar desta nova seita de fanáticos que se chamam Cristãos?
Bu sayede 1927'den beri Hausa mezhebi gelişti.
Assim se formou, em 1927, a seita dos Haoukas.
Orada, mezhep üyeleri işten sonra her öğlen toplanırlar. Muykayla-kiri etrafında toplanıyorlar.
É lá... que os membros da seita se reúnem todas as noites depois do trabalho... ao redor de Moukayla Kyiri, Moukayla do Sal.
Bir pazar sabahı, yolcuları toplayan yük arabaları, kamyonlar özel araçlar ve taksilerle mezhebin tüm üyeleri şehirden ayrılıyor.
Um domingo de manhã... nos caminhões alugados... nos carros particulares, nos táxis... todos os membros da seita deixam a cidade.
Tarikatın adı ne demiştin?
Como disse que a seita se chamava?
Çok küçük bir topluluğuz.
É uma seita muito pequena.
Elinizde sadece bu güruh varsa Harrah'yla hiç uğraşmayın.
Se esta seita é tudo o que tem, não se meta com o Harrah.
Bu iş giderek çığırından çıkıyor.
Cada vez mais se parece com reunião duma seita.
Mezhebimiz çok küçükmüş!
Disseram que a nossa seita era demasiado pequena!
- Mezhep!
- Seita!
Annem Protestan mezhebindendi.
Minha mãe era da seita protestante.
Aslında hangi mezhepten olduğunuzu bilmiyorum bayım ama o İngiltere Yüksek Kilisesi'ndendi.
Na verdade, não sei a que seita pertence... mas ela era da Alta igreja Anglicana.
Bu manastır son Jansenistlerce zehirlendi.
Este convento foi contaminado pela seita dos Jansenistas, que ainda não está extinta.
- Onu doğrudan vurdunuz.
- A tua seita atingiu-o em cheio.
İşte Hindu mezhebinden fakir Burmah müthiş bir gösteri yapacak.
Apresento-vos um integrante da seita hindu Kalihor, o faquir Burmah, que nos apresentará seu incrível número.
Kendisi o tarikatın ardındaki şeytani zekaydı.
Ela era a mente diabólica por trás da seita.
Tarikat kurdun, Giordanoistler tarikatı, ve kendi kendini tarikatın sözcüsü olarak atadın.
Fundou uma seita : a seita dos giordanistas, e você mesmo encabeçou o grupo.
Bu tarikatın sadece bir üyesini bulun ve bu mahkeme salonuna getirin.
Achem um só elemento dessa seita, e tragam-no para esta audiência.
O kadın, Geminlerin Otori tarikatının bir üyesidir.
Aquela mulher é membro da seita Otori no seio dos Gemonese.
Skandallarla, kavga dövüşle haşır neşir bir halde "Khilisti" adlı sado-mazoşist bir cemaatin yasadışı toplantılarına katıldı.
Acusado de brigas, escândalos, participação em reuniões proibidas da seita dos "Açoites".
Yeni bir mezhep çıkmış, Hıristyanlar.
Já ouviram falar desta nova seita, os Cristãos?
Sorun da bu. Amishler 20'inci yüzyılda yaşamıyorlar.
O problema é que a seita "amish" não vive no século XX, não pensa à maneira do séc.
Biz de bir mezhebiz.
Também somos uma seita.
Harry Yung, şu an Çin Mahallesinin en varlıklı adamı.
O Harry Yung, ele é o chefe de seita mais rico em Chinatown.
Bununla birlikte dinsel kimliklerine ait bilgilerde, Esrarengiz bir biçimde kaybolmuş.
Há, contudo, registos de uma seita que desapareceu misteriosamente.
Bunun hakkında kimler biliyordu? Sadece bu unutulmuş tarikat üyeleri :
Apenas os membros desta seita esquecida :
Tarikatın çok büyük gücü ve otoritesi vardı.
A seita tinha um poder enorme.
Peki, şu Akira Dünya Yenileme Hareketine ne diyeceksiniz o zaman?
E quanto àquela seita messiânica de Akira?
Dünya Yenileme Hareketi mi?
Seita messiânica?
Seita!
Seita!
Seita, çişim var.
Seita, tenho que fazer xixi...
Seita. Seni arıyordum. İyi misin?
Seita, andava à tua procura.
Seita! Bak!
Seita!
Seita, herkesin çalışması gerektiğini bilecek kadar büyüksün.
Seita, já tens idade para perceber que toda a gente tem que ajudar.
Seita, Tokyo'da başka akrabalarınız var değil mi?
Seita, Voces tem outros parentes em Tóquio, não tem?
Kötü oturuş Seita.
Que maus modos, Seita.
Seita, kızım ve o adam ülkemiz için çalışıyor!
Seita, a minha filha e aquele homem trabalham e tem que dormir!
Yine sığınağa mı gidiyorsun Seita?
Temos que ir outra vez para o abrigo, Seita?
Çekil üstümden Seita!
Larga-me, Seita!
Seita kendimi tuhaf hissediyorum.
Seita... Sinto-me esquisita...
Seita!
Seita...
Seita.
Seita...
Seita, tuvalete gitmem gerek.
Seita, tenho que ir a casa de banho.
Seita... su... Nefes al. Ve ver.
Seita... água... inspira... expira...
Seita... şey var...
Seita... toma uma...
Seita, teşekkür ederim.
Seita... obrigado...
San Francisco'ya taşındı ve EST'ye girip bir Moony oldu.
Estudou espiritualidade e entrou para a seita do Reverendo Moon.
Kiri kadim bir savaşçı kabilenin üyesi...
Ela é uma guerreira Tryl, uma antiga seita.
The rest are...
O resto são... bem, parecem mais uma seita de seguidores de que curiosos.
Seita bir yere gitti.
O Seita teve que ir fazer uma coisa.
Seita.
Seita.