Serbestsiniz traduction Portugais
264 traduction parallèle
Gitmekte serbestsiniz!
são livres de partir!
Michael William Logan, serbestsiniz.
Michael William Logan, está em liberdade.
Onun dışında, gitmekte serbestsiniz, Dr. Meacham.
caso contrário, é livre de partir, Dr. Meacham.
Serbestsiniz!
Dispensados!
Bunu şimdi göndermeğe hazırsanız, Cuma Saat 10 : 00'a değin gitmekte serbestsiniz.
Se está preparado para pagar já, esse valor, é livre para ir até sexta-feira às 10 h.
Bir hafta süresince serbestsiniz.
Ver-nos-emos dentro de uma semana.
Gidin, serbestsiniz!
Vão, estão soltos!
Sabine Jules'a pek benzemiyor. İnanıp inanmamakta serbestsiniz.
- Ela não se parece muito com o Jules.
... sonra istediğinizi yapmakta serbestsiniz.
e então deixá-lo-emos à solta para fazer o seu pior.
- Serbestsiniz, Bay Alden. - Anlaşıldı, Bay Mitchell.
Está dispensado, Sr. Alden.
- Artık serbestsiniz.
- Serei magnânimo. Está livre!
Korbomite'a sahip olduğunuzu anlarsak serbestsiniz.
Desistiremos da vossa destruição se tivermos provas da vossa corbomita.
Gemiye geri dönmek için serbestsiniz.
Poderão voltar para a nave.
Size adaletsiz davrandım, ey Galyalılar, Serbestsiniz, gidebilirsiniz!
Tratei-vos injustamente, ó Gauleses, Pô-los-ei em liberdade. Podem ir!
Her şeyi yapmakta serbestsiniz.
E aliás, não vejo qual é o problema.
Oraya gidip askerlere katılmakta serbestsiniz.
É livre de ir e juntar-se aos soldados.
Burada işler size çok zor gelirse..... Florida'ya gitmekte serbestsiniz.
Se isto vos parecer muito duro, podem fugir para a Florida.
Serbestsiniz!
Toque de recolher!
Gerçelliği kanıtlayıcı ile gerçek olduğunu kontrol edeceğiz. Daha sonra gitmekte serbestsiniz.
Agora vamos conferi-la no autenticador, e poderá ir.
Akabinde bir otobüs sizi istasyona bırakacak. Sonrasında eve olabildiğince çabuk gitmekte serbestsiniz.
Depois disso, serão levados para a estação de autocarro e depois são livres de voltarem para casa.
Serbestsiniz.
Está tudo bem.
Kefaletle serbestsiniz.
Continua a caução.
Şimdi serbestsiniz.
Já está livre.
Neden demiyor çıkıp da biri "artık serbestsiniz?"
Porque não vem ninguém libertar-nos?
Sonunda hepiniz serbestsiniz.
Estão todos livres.
Siz de şu andan itibaren serbestsiniz.
Você está livre - desde já.
Aşağı inin bayan, serbestsiniz!
Desça, senhora! Está livre!
İkiniz serbestsiniz.
Estão livres.
Hizmetimin karşılığına gelince, işin kendisi zaten bir ödüldür ;..... fakat ortaya çıkacak olan masrafları sizin için en müsait bir zamanda karşılamakta serbestsiniz.
Quanto à recompensa... A minha profissão é recompensa suficiente, mas tem toda a liberdade para cobrir alguma despesa que decorra do caso na altura que melhor lhe convier.
- Artık serbestsiniz, uzun sürdüğü için üzgünüm.
Foi libertado. Desculpe demorar tanto.
Bir şarkı daha, sonra korkunç bir ilişki için serbestsiniz.
Mais uma música, antes de ir gozar as delícias duma ligação horrível..
Hepiniz karşıya gidip, beraber ölüme gidecek arkadaşlarınızı seçmekte serbestsiniz.
São livres de observar e seleccionar os vossos parceiros. Façam-no agora.
Serbestsiniz.
Estão livres.
Onları okuyunca herkese açıklama kararını vermekte serbestsiniz.
Quando as tiverdes lido, decidireis se as deveis divulgar.
Serbestsiniz
Estao livres!
Bay Flood, Serbestsiniz.
Sr. Flood, fica em liberdade. Sim!
Serbestsiniz.
Estão dispensados.
Her zaman gibi, bu yükümlülüğü istediğiniz şekilde yapma konusunda serbestsiniz.
Como é habitual tem mão livre para cumprir esta obrigação como mais gostar.
Bay McCoy, serbestsiniz.
Sr. McCoy, é um homem livre.
- Serbestsiniz!
- Vós deste ao luxo...
Planlarıma karşı çıkmakta serbestsiniz.
Vós deste ao luxo de contrariar os meus projetos.
Siz burada kalmakta serbestsiniz.
Vocês querem ficar tudo bem por mim.
"Eğer kurallara uymazlarsa, onları vurmakta serbestsiniz."
"E se recusarem a obedecer ordens, por favor matem-os."
1972'liler sınıfı serbestsiniz!
Classe de 1972, à vontade!
Yüzbaşı, planlarımı görmekte serbestsiniz ama sizi temin ederim, sevkiyatla ilgili her önlemi aldım.
Tenente, pode ver os meus planos mas asseguro que tomei todas as medidas em relação ao carregamento.
Artık serbestsiniz.
Está livre.
Anlaşıldı American Pride 29 numara, uçuş için serbestsiniz.
Pista 9, livre. Boa viagem até Boston.
İstediğiniz yere gitmekte serbestsiniz.
E livres para seguirem seus caminhos.
Serbestsiniz.
Pode ir-se embora.
- Serbestsiniz.
- Não se preocupe.
Bay Sabich... serbestsiniz efendim.
Considere-se absolvido.