English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ S ] / Series

Series traduction Portugais

517 traduction parallèle
Finallere serbest giris karti.
Um passe para o World Series.
Bu arada Cardinaller'i şampiyonluğa taşımış Red Sox'ı Dünya Serisi'ne sokmayı başarmıştım.
Levei os Cardinals à vitória. Os Red Sox perderam por 4x3 no World Series.
Canım, belki bir gün şu seyirci olayını unuturlar da Cubs'ların World Series'den elenmesini sağlayan babanı stadyuma geri alırlar.
Hão-de ver-me outra vez. Sempre que uma mulher gorda meter um pé malcheiroso na cara de um desgraçado eu estarei lá.
1919'da Dünya Kupasını kaybettiklerinde çok üzüldü... birsonraki yaz, takımın sekiz üyesi... maçları satmakla suçlanınca mahvoldu.
Morreu um pouco quando eles perderam a World Series de 1919, morreu muito no Verão seguinte quando oito jogadores... foram acusados de terem sido comprados.
1919'da onun takımı Şikago White Sox... Dünya Kupasını sattı.
Depois, em 1919, a equipa dele, os Chicago White Sox, corrompeu a World Series.
Dünya şampiyonası için yaşıyorum, tamam mı?
... do World Series, certo?
Dünya şampiyonluğunu kazanan Cubs için.
Aqui vai à vitória dos Cubs no World Series!
Dünya şampiyonası için bilet veriyorlar.
LeBradford, estão a dar bilhetes para o World Series.
Dünya kupasına gideceğim!
- Vou ao World Series. - Meu, se foges daqui apanhas 16 meses de segurança média. - O quê?
Dünya kupasına gideceğim... ve Şikago Cubs orada Kaliforniya Angels'ı yenecek.
Eu vou ao World Series, onde os Chicago Cubs vão dar uma tareia aos Califórnia Angels!
Cubs Dünya kupasını kazanacak.
Os Cubs vão ganhar o World Series!
Dünya kupasını izlemeyi.
- Querem ver o World Series.
Ve Dünya kupası maçını izleyeceğiz! Ve içeri girerseniz Dworski'yi öldüreceğiz.
E vamos assistir ao jogo do World Series, e se você entrar aqui, vamos matar o Dworski!
Dünya kupası haftası ve hiç arabamız kalmamış.
Bem, é o fim-de-semana do World Series. - E não temos mais carros.
... Milton K. Prochik Cezaevi'nden Dünya kupası grevi ile ilgili canlı yayın.
Vamos passar a emissão para Matt Lamador, no Instituto Penal Milton K, Prochik, para saber como anda a greve do World Series,
Şimdiye kadar hiç bir şiddet haberi gelmedi. Hala bu hafif suç cezaevindeki Dünya kupası grevi yılın yegâne insanı ilgilendiren öyküsü olabilir.
Não há registos de violência até agora, mas essa greve pelo World Series numa prisão de segurança mínima pode ser a peça de interesse humano mais peculiar do ano,
Kısa bir süre için, bunu Dünya kupası özel olarak adlandıracağız.
E, por um tempo limitado, digamos uma oferta especial do World Series,
Sadece Dünya kupası biletlerimi ver ; ben de gideyim buradan.
Dá-me só os meus bilhetes para o World Series e eu ponho-me a andar.
Dünya kupası biletleri mi?
Bilhetes para o World Series?
Dünya kupasına gitmek için bekleyemiyor musun?
Mal podes esperar pra ir ao World Series... - Exacto.
Gerçekten yardım etmek isterdim. Dünya kupasına götüreceğim bu güzel kızla randevum var.
Spencer, gostaria mesmo de te ajudar, Mas é que tenho um encontro com uma miuda linda, que vou levar comigo ao World Series.
Cubs'ı Dünya kupasında izlemek için firar ettim.
Escapei da prisão para ver os Cubs no World Series. - Estou a falar a sério.
Bu ilahi bir hikmet ki sen ve ben burada Cubs Dünya kupasında iken birlikteyiz. Orada olmalıyız.
É uma providência divina que eu e tu estivéssemos aqui juntos quando os Cubs estão no World Series.
Ve gerçekten Dünya kupasına gitmek için hapisten kaçtın.
E fugiste mesmo da prisão para ir ao World Series?
Cubs'ın Dünya kupasını kazanmasını istiyorum.
Quero que os Cubs vençam o World Series!
Mark Grace ve Cubs Dünya kupasında.
Mark Grace e os Cubs no World Series,
Tarihe tanıklık ediyorsunuz. Cubs 1908'den beri ilk kez Dünya kupasını kazandı.
Você está a testemunhar história, Pela primeira vez, desde 1908, os Cubs vencem o World Series,
Sizdeki serinin her birinden örnekler var elimde.
Tenho aqui amostras de todas as séries em sua possessão.
Kalibrasyonları ondalık sisteme göre ayarlandıklarını gösteriyor.
A sua calibragem parece indicar que estäo definidos em séries decimais.
Birkaç gün arayla çekilmiş iki Röntgen filmine ihtiyacım vardı.
Precisava de duas séries de radiografias com dias de diferença.
Bir zamanlar sinemada oynayan macera serilerini hatırlıyor musunuz?
Recorda-se das séries de aventuras que passavam nos cinemas?
Bu komisyona nehir boyunca barajlar kurması için yetki verildi.
ou AVT, e autorizou a construção de séries de barragens ao longo do rio.
Herman serisi, Oscar serisi ve böyle bir çok seri var.
Um excesso de séries.
Klasikler dizisi BBC 2'ye dönüyor. John Galsworthy'nin Benim Yöntemle Bilardo'sunun 26 bölümlük dizisinde Nyree Dawn Porter, Joe Davis rolündeki başarısını tekrar ediyor.
As séries de Os Clássicos regressam à BBC 2 com 26 episódios de Tacada Para o Meu Lado, de John Galsworthy,... com Nyree Dawn Porter repetindo o seu triunfo como Joe Davis.
Neyse, İngiltere son derece iyi oynadı, boş yere bir sosis bile İzlanda ise ilk devrede toplam 722 sayı yaptı. Bunlar dün 2 eksik oyuncuyla, hayal kırıcı bir hızla, sadece 21 sette bir sürü güçlü vuruş ve sınır ve her türlü saçma sapan şey işte.
De qualquer forma, a Inglaterra jogou bem para nada nem uma salsicha em resposta aos primeiros turnos da Islândia, um total de 722 a dois, marcados ontem, tristemente rápido, em apenas 21 séries,
Günaydın. Ciddi İşler'de bugün bazı hesaplamaları aktaracağız. Rekor miktarda sayı, sayfalarca kâğıt parçasına yazılıp bankaya götürülüp çekmecelere konuldu ve anahtarlarla kilitlendi.
Em "Assuntos Séries" de hoje, números contados e recontados, números recordes que foram anotados em pedaços de papel, levados ao banco, postos em gavetas e fechados à chave.
Ciddi İşler'de, bugünkü piyasa faaliyetlerinin özetini detaylı açıklamarıyla birlikte yeniden özetleyeceğiz.
Em "Assuntos Séries" desta noite, recapitulamos a atividade do mercado de hoje...
IL serilerinin devrelerinde programlanmamış bir şey bu.
Tal reação não foi programada nos circuitos das séries IL.
Pınar Batum
Convoco então os fãs para participarem dessa empreitada, dando opiniões, criando um enredo para o episódio e criativamente, pegar partes de vários episódios e também de outras séries e fazer um grande final para essa grande série, que só durou
Eğer Hill'in hatları ile başka bir hatlar dizisini değiştirirsek,... gözümüzün bir anda bu iki harita arasında, herhangi bir ortaklık olmadığını görmeye eğilimli olduğunu fark ederiz.
Se substituíssemos algumas séries de linhas, do mapa dos Hill, íamos verificar que o olho tem tendência de repente, a não ver concordância alguma entre os dois mapas.
Bana uygun bazı diziler varmış.
Há umas séries que acham boas para mim.
Polis programlarındaki gibi, Harry.
E não me pode chamar Pelo meu nome. Tudo isto é por culpa das séries policiais.
Hakkını yemeyelim, gündüz dizilerinde en iyi yönetmendir.
O Ron é o melhor realizador de séries dramáticas da tarde.
Hayır, yemekten önce 100 kere ağırlık kaldırırım. İştahımı açıyor.
não, sempre faço umas séries antes do jantar, para abrir o apetite.
Şu anda burada bir çok film ve televizyon dizisi çekiliyor.
Há bastantes filmes e séries de televisão em produção nesta altura.
TV dizilerindeki bir çok heyecanlı silahlı çatışma sahnelerinde kullanıldı.
Usada para muitas cenas de tiro em séries de TV, tipo Gunsmoke.
[Kalın ses] İnsanoğlunun bildiği engüçlü madde... kocaman yumurta, deneysel sıra 106.
A substância mais poderosa que o homem já mais conheceu ovos falsos, séries experimentais 106.
Trenle eve giderken hep doğuya gitmişim.
Comprava séries de 10 bilhetes.
Yarı final karşılaşmalarımıza devam ediyoruz.
Senhoras e senhores, continuamos as séries da semifinal de combates.
Televizyon programlarında da aynı şeyi yapıyorlar
Também fazem isso com as séries de TV.
Cubs dünya şampiyonasında.
Mas são os Cubs, no World Series.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]